Somali’de Türk zırhlılarına el konulduğu haberi gündeme bomba gibi düştü.
Ama çoğu kişi gözden kaçırdı:
Türkiye’nin Somali açıklarında bulunan deniz gücü – yani Oruç Reis ve kardeş gemilerimiz – kısa bir süre önce bölgeden çekilmişti.
Gemilerimiz Türkiye’ye döndü, boşluk oluştu…
Ve ardından, Somali’de bu provokasyon sahneye kondu.
Bu bir tesadüf mü?
Hayır.
Bu tam anlamıyla hazırlanmış bir hamle, Türkiye’yi sahneden düşürmeye yönelik bir denemedir.
Deniz Gücü Geri Çekildi, Karanlık Güçler Yüzeye Çıktı
Türkiye uzun zamandır Somali’de bir barış ve kalkınma ortağı olarak bulunuyor.
Deniz gücümüz ise orada sadece gözetim değil, caydırıcılık sağlıyordu.
Ama gemilerimizin Türkiye’ye dönüşüyle birlikte Türkiye’nin elinin zayıfladığını düşünen bazı odaklar, hemen sahaya indi.
Ve bunu da doğrudan Türkiye’nin bağışladığı araçlara el koyarak, mesaj vererek yaptılar:
“Türkiye artık burada değilse, biz devredeyiz.”
Bu, sadece Somali’deki bir başkaldırı değil,
Afrika’da Türk etkisine yönelik bir testtir.
Peki Çözüm Ne?
Türkiye’nin Afrika’daki etkinliği sadece karada değil, denizlerde de kesintisiz olmalı.
Doğu Afrika kıyıları;
Çin’in ekonomik işgali altında,
ABD’nin üs arayışlarıyla dolu,
Fransız etkisiyle gerilimli,
Ve şimdi Türkiye’nin yokluğunda “boşlukta” bekleyen…
Bu boşluk bırakılmaz!
Çünkü deniz boşluk tanımaz, güçsüzlük affetmez.
Tarihte Türk donanması nerede varsa, orada huzur da, denge de olurdu.
Yeni Süreç: Sürekli Deniz Gücü Varlığı
Bu olay Türkiye için bir uyarı değil, yeni bir strateji zorunluluğudur.
Afrika’da var olmak isteyen Türkiye, sahil güvenliğini, diplomatik ilişkilerini ve donanmasını koordineli bir şekilde sürdürmelidir.
Belki bir deniz üssü,
Belki ortak tatbikatlar,
Ama mutlaka sürekli gemi varlığı!
Zırhlılarımıza el koymak, sadece bir başkaldırı değil,
Türkiye’nin iradesine bir meydan okumadır.
Ama onlar unuttu:
Türkiye sadece karada yürüyen bir güç değildir.
Türkiye denizlerde yazılan bir medeniyetin torunudur.
Gemilerimiz geri dönecek.
Ama bu kez yalnızca yardım için değil,
düzeni sağlamak, oyunları bozmak ve adaleti taşımak için.
Unutmayın:
Afrika’ya sadece gıda değil,
güç, güvenlik ve gelecek de götürmeliyiz.
Ve Türkiye, bu yükü taşıyacak en sağlam gemiye sahiptir:
Vicdanla donanmış bir devlet aklı.