Ankara Filistin Dayanışma Platformu tarafından Cuma namazı sonrası, siyonist işgalcilerce Filistin'de yıllardır devam eden zulüm ile 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana deva eden soykırım ve savaş suçlarıyla ilgili basın açıklaması yapıldı.
Ankara Demetevler'de bulunan Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Hastanesi önünde yapılan basın açıklamasında, Gazze'deki Kemal Adwan Hastanesi'ndeki hastaların ve hastane çalışanlarının gözaltına alınması, hastanenin ataşe verilmesi, hastane Müdürü Dr. Hussam Abu Safiya'nın tutuklanması ve akıbeti hakkında bilgi alınamıyor olmasına dikkat çekildi.
Programın sunuculuğunu, Zeynelabidin Özkan yaptı. Programda ANFİDAP Dönem Sözcüsü ve MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Ali Dalaz açılış konuşması yaptı.
"27 Aralık tarihinde insanlık onuru bir kez daha ayaklar altına alınmıştır"
Kemal Adwan Hastanesi'ne yapılan saldırı ile insanlık onurunun bir kez daha ayaklar altına aldığını ifade eden Dalaş, şunları söyledi: "İşgalci israilin Gazze’ye yönelik soykırımı 460 gündür kesintisiz sürmektedir. israil, Gazze’nin kuzeyini işgal etmek için 'Generaller Planı' adını verdiği bir yıkım projesini uygulamaya koymuş, Gazzelileri bölgeden uzaklaştırmakta ve soykırım yapmaktadır. İşgalci siyonistler Gazze’ye yönelik soykırımda işlemedik suç bırakmadığı gibi, her yeni gün suçlarını artırmaktadır. Savaşlarda dahi dokunulmazlığı olan hastaneler bile israil saldırganlığından kurtulamamaktadır. En son Kemal Adwan Hastanesi saldırıya uğramış, 27 Aralık tarihinde insanlık onuru bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Hastane ateşe verilerek kullanılamaz hale getirilmiş, hastane müdürü Dr. Hussam Ebu Safiyya, sağlık personelleri ve bazı yaralı siviller rehin alınmıştır."
"Hastane başhekimi ve esirlerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz"
Dalaz, "Cenevre merkezli sivil toplum kuruluşu Euro-Med, yaptığı açıklamada, tahliye ve ateşe verme esnasında Filistinli sivillere yönelik ciddi insan hakları ihlalleri gerçekleştiğini kayda geçirmiştir. israilin suçları arasında kasten öldürme ve infazların yanı sıra, sağlık personeli ve yerinden edilmiş kadınlara yönelik cinsel ve fiziksel saldırıların yer aldığını, israil ordusunun Kemal Adwan Hastanesine yönelik saldırı sırasında robotlar aracılığıyla bombalı saldırılar düzenlediğini, sivilleri katlettiğini ifade etmiştir. israilin hastaneyi tahliye emrine karşı çıkan Kemal Adwan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiyye dahil birçok sağlık çalışanını da alıkoyduğu ve bilinmeyen bir yere götürdüğü bilgisi teyit edilmiştir. İşgalci israilin Gazze’ye yönelik soykırımı durdurulmadığı sürece tüm insani değerler ayaklar altına alınmaya devam edecektir. Bizler Ankara Filistin Dayanışma Platformu olarak Gazze halkına uygulanan, insan onuru ile bağdaşmayan saldırıları kınıyor, Hastane başhekimi ve esirlerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyor ve Uluslararası Adalet Divanında görülen soykırım davasının bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Ayrıca Adalet Bakanlığından israil ve Türk vatandaşı yani çifte vatandaş olup Gazze’de katliama karışmış kişilerin yargılanıp cezalandırılması için yaptığımız suç duyurularını ve işgalci israil rejimiyle ticaret yapan, soykırıma destek sağlayan, soykırımı sürdürülebilir kılan, suça yardım eden şirketlerin tespiti ve yöneticilerinin cezalandırılması için yaptığımız suç duyurularının sümen altı edilmemesini ve hemen işleme konulmasını bekliyoruz." dedi.
Açılış konuşmasının ardından Türkiye Mısır Tıp Derneği Dr. Mohammed Emad bir konuşma yaptı.
Yapılan konuşmanın ardından ANFİDAP adına Stajyer Dr. Ertuğrul Karakaya basın açıklamasını okudu.
"Filistin topraklarının özgürlük savaşının ve teröristlerin katliamının şahitliğini yapmaktayız"
"Dr. Hussam Abu Safiya’ya özgürlük!" diyerek basın açıklamasını okuyan Karakaya, "Selam olsun inandığı yoldan geri dönmeyen Gazze halkına ve vicdanlı insanlara! Bizler; aziz memleketimizin dört bir yanında görev yapan hekim ve sağlık çalışanları olarak Gazze’deki sağlık krizini bir yılı aşkın süredir, büyük bir endişe ve öfke ile takip etmekteyiz. Yarım asırdan daha uzun süredir işgal altında olan Filistin topraklarının özgürlük savaşının ve teröristlerin katliamının şahitliğini yapmaktayız. Bugün tekrardan Aksa Tufanı harekâtından bugüne israil terör rejimin yaptığı zulmü haykırıyoruz. Kalbimizle buğz ettiğimiz yılları geride bırakmış artık dilimizle düzeltme çabamız daha da gürleşmiştir. Elbette sonunda Mescid-i Aksa’da namaz kılacak şekilde elimizle o zulmü durduracağız. Buradan bu zulmün yarını beklemeden daha fazla çocuk katledilmeden durması çağrısını yapıyoruz. Dünyayı koruduğunu söyleyen kuruluşların işlevsizliğini tekrar dillendiriyoruz. Unutmamak, zihnimize ve yüreğimize gerçekleri iyice işlemek için tekrarlıyoruz. 20 bini çocuk, 12 bini kadın 45 binden fazla şehit veren Gazze halkı daha dün evlerinden güvenli bölge vaadiyle sürülerek toprakları tarumar edilip ele geçirilmişken bizler evimizde rahatça oturamıyoruz. İşgalci terör rejimi evleri, okulları hatta hastaneleri vurmaktan çekinmiyor. İnkâr ettiği yıkımları bugün gülerek gerçekleştirmeye, haklı olduğu fikrini kabul ettirmek için çalışmaya devam ediyor. Yıllardır Filistin topraklarında yaptığı işgali meşrulaştırma çabasını her gün kat be kat arttırıyor. Bu sebeple bizler olduğumuz yerde saymaya devam edemeyiz. Gün geçtikçe çevresindeki tüm ülkeleri bombalarken şu an yaşadığımız topraklara ulaşma planı yapmadığını hangi cehalet ifade edebilir! Hangi çılgın bize zincir vurmaya cesaret edebilir düsturunu hatırlatarak enginlere sığmayıp taşacağız." diye belirtti.
"DSÖ ve BM'nin, tutuklu tüm sağlık çalışanlarının acilen serbest bırakılması için çalışması gerekir"
"Gazze’deki ablukanın; insani yardım girişi ve dağıtımına engel olduğunu, su kaynakları ve sağlık birimlerine yönelik kasten yoğun saldırılar gerçekleştirilerek organize edilmiş bir kıyıma sebep olduğunu görüyoruz." ifadelerinin devamında Karakaya, şunları aktardı:
"Gazze şeridinde daha geçen hafta 4 bebeğin aşırı soğuklar sebebiyle hayatlarını kaybettikleri bildirildi ve binlerce insan soğuğa terk edilmiş durumda. Gazze’nin kuzeyindeki saldırılar Kemal Advan Hastenesi ve çevresini tarumar etti. Daha dün ameliyathanelerin, laboratuvarların, acil ünitesinin, ambulans hizmetlerinin alevler içinde yanıp tahrip olduğuna şahit olduk. İletişim tamamen kesilmişti. Her şeye rağmen yıllardır tüm gayretiyle orada vatanını, vatan evlatlarına sahip çıkan hekimlerden birinin tankların üstüne yürüdüğüne de şahitlik ettik. Hem de sadece üstümüzden eksilmeyen beyaz önlüğüyle. Evet bizler, tarihe şahitlik eden nice hekimler tanıdık, beraber tıp ilmini tahsil etmeyi hayal ettik. İşte şimdi onlardan biri yaşamakta ancak teröristlerin elinde tutsak olarak bulunmaktadır. Yaşadığı topraklarda meslektaşlarına yapılan zulme hep ses çıkaran, işgalci rejimin masumlarda açtığı yaraları saran Dr. Hussam Abu Safiya esir alınmıştır. Şu anda ekip arkadaşlarıyla eziyetleriyle tanınmış Negev Hapishanesindeler. Daha dün tanklarına önüne çıkıp zulme dur diyen yiğitler olarak daha büyük acıları yaşayan bu topraklara ses çıkarmak hakkımız. Sesimizi duymak oradaki kardeşlerimizin hakkıdır. Çünkü onlar sadece sayılardan ibaret değiller. Bu sebeple Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerindeki doktorlara ve sağlık çalışanlarına yardım etmek için harekete geçilmelidir. Tüm uluslararası sözleşmelerde savaş suçu sayılan hastanelerin, tıp merkezlerinin bombalarla hedef alınmasının ve insanlara sıhhat bulmaları için yardım eden insanların tutuklanmasının durdurulmasını istiyoruz. Bazı kuruluşlara seslenmenin bir yankı misali bize geri döneceğini biliyoruz. Ancak Dünya’da bu mesuliyeti üstüne aldığını iddia eden Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Birleşmiş Milletlerin, tutuklu tüm sağlık çalışanlarının acilen serbest bırakılması için çalışması gerekmektedir."
"Acil bir şekilde kalıcı ateşkes sağlansın!"
Son olarak Karakaya, "Acil bir şekilde kalıcı ateşkes sağlansın! Gazze’deki abluka kaldırılsın! İnsani yardımların ve sağlık heyetlerinin Gazze’ye girişi sağlansın! Tahrip edilen sağlık tesisleri ve sivil altyapı Gazze halkı için yeniden inşa edilsin! Bu sonuçlar ancak israile yönelik siyasi ve iktisadi somut yaptırımlarla sağlanabilir. Herkesi bu apaçık zulme karşı elinden, dilinden gelen her şeyi yapmaya ve her şekilde bu zalimleri boykot etmeye davet ediyoruz. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sabırla ve azimle, zulme karşı duranlar olacağız! Filistin özgür olacak! Filistin özgür kalacak!" ifadelerine yer verdi.
Okunan Türkçe açıklamanın ardından İngilizce olarak Dr. Nurhan Gazi, Arapça metni de Dr. Abdüllatif Faslı okudu.
Açıklamaların ardından İHH Ankara Şube Başkanı Hacı Bayram Şahin'in yaptığı dua ile program nihayete erdi. (İLKHA)
