10366,2%-0,04
40,35% 0,24
46,92% 0,49
4349,52% 0,54
6958,85% 0,87
Son günlerde Azerbaycan ile Rusya arasında yaşanan gerginliğin hızlı bir şekilde alevlenmesi Türkiye başta olmak üzere tüm bölge ülkelerinin hatta dünyanın dikkatinin bir anda Kafkasya’ya çevrilmesine neden oldu.
Azerbaycan Rusya gerilimini tırmandıran geçtiğimiz hafta Yekaterinburg’taki polis baskınlarıydı. Azerbaycan vatandaşları ve Azerbaycan kökenli kişileri gözaltına alınan isimlere ağır işkenceler uygulandı hatta iki Azerbaycanlı Türkü’nün işkenceyle öldüğü doğrulandı. Olay sonrası harekete geçen Bakü yönetimi Rus devlet haber ajansı Sputnik’in Azerbaycan’daki ofisine baskın yaparak iki Rus gazeteciyi gözaltına aldı ayrıca ülkedeki tüm Rus kültürel etkinlikleri iptal edildi. Rusya dışişleri bakanlığı bu operasyonun ardından Azerbaycan’ın Moskova Büyükelçisi‘ni çağırarak protesto notası verdi. Ama saatler sonra Bakü yönetimi bu kez yeni bir operasyonun haberini duyurdu. Bakü‘de Rus vatandaşlarından oluşan iki organize suç örgütü çökertildi. Azerbaycan içişleri bakanlığı örgütün İran’dan uyuşturucu kaçakçılığı ve siber dolandırıcılık yaptığını ifade etti. Moskova’nın yanıtı Azerbaycan Diasporasının‘nın lideri Şahin Şıhlinski’yi sokak ortasında sert bir şekilde gözaltına almak oldu. Olaydan bir gün sonra Bakü yönetimi ülkedeki tüm Rusça okullarını kapatıp ulusal müfredattan Rusya’yı çıkarma kararı aldı. Azerbaycan Rusya geriliminin fitili aslında aylar önce ateşlenmişti.
Tarihler 25 Aralık 2024’ü gösterdiğinde Azerbaycan Airlines’a ait sivil bir uçak, Grozni üzerinde seyir halindeyken Rus hava savunma sistemleri tarafından açılan ateş sonucu düşürüldü. Uçağın vurulmasının ardınan deneyimli pilot ekibi uçağı vurulmuş halde Kazakistan’ın Aktau şehrine kadar uçurabildi ve havalimanına çok az kala uçak düşerken 67 kişilik mürettebat ve yolcunun 38’i hayatını kaybetti. Bakü, bu gelişmenin ardından Moskova’dan açık bir özür, sorumluların cezalandırılması ve resmi tazminat talep etti. Rusya ise “çeşitli hava savunma unsurları” izlenimi vererek kısmen özür diledi ama sorumluluğu yüklenmedi.
Azerbaycan basınında daha sonra yayınlanan ve Rusya Savunma Bakanlığı’na ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarına göre uçağın Rus ordusu tarafından bilinçli bir hedef alma sonucu düşürüldüğü görülmüştür. Hatta bazı iddialara göre hedefin aslında Azerbaycan’a ait yolcu uçağı değil, aynı saat dilimi içerisinde bölgede uçuş yapması beklenen daha üst düzey Azerbaycan yetkilileri olduğu ileri sürülmüştür.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in çok sert tepki gösterdiği bu olay aslında Rusya’nın Azerbaycan uçağını bilinçli düşürdüğü ve buna mukabil sorumluluk almak istemediği anlaşılmaktadır. Düşürülen uçak enkazında Rusya’ya ait Pantsir-S1 füzesi kalıntıları bulunmasıyla da olay bambaşka bir mecraya girmiştir.
Uzun süredir alttan alta kaynayan Rusya Azerbaycan ilişkilerindeki gerilim sonunda Rusya’daki Azerbaycan kökenlilerine karşı yapılan baskınlarla su yüzüne çıkmıştır. 27 Haziran 2025’te Yekaterinburg’da Rus polisi Azerbaycanlılara yönelik sert baskınlar düzenledi. Rus polisinin sert müdahalesi sonucunda Rusya'nın Yekaterinburg kentinde tutuklanan Hüseyin ve Ziyaddin Seferov gözaltında öldürülmüştür.
İki kişinin öldürüldüğü, diğerlerinin ise ağır yaralandığı bu gözaltı hadisesinde; toplamda 50 kişi tutuklandı. Azerbaycan Dışişleri, bunun “etnik hedefli yargısız infaz” olduğunu ilan etti, olaylarla ilgili nota verdi, Rusya’nın Azerbaycan’daki tüm kültürel etkinlikleri iptal edildi.
Azerbaycan vatandaşı iki kardeşin Rusya’da güvenlik güçleri tarafından işkence yapılarak öldürülmesi ve onlarcasının nda işkence sonucu ağır yaralanması hadisesi sonrasında Azerbaycan’da faaliyet gösteren Rusya’ya bağlı haber ajansı Sputnik’in ofisi 30 Haziran’da basılmış ve çalışanları gözaltına alınmıştır.
Baskın sonucu sözde editör ve yöneticiler sahte finansman, kara para aklama suçlamalarıyla tutuklandı; akreditasyonları Şubat 2025’te iptal edildiği halde faaliyetlerini sürdüren bu kişilere yönelik ajanlık suçlaması da ileri sürüldü.
Rusya, bu adımı “dostane ilişkilere aykırı, yasadışı” olarak niteledi. Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov ve Peskov’un medya ekibi sert tepki verdi. Karşılıklı diplomat çağrıldı, notalar verildi.
Azerbaycan’da 2 Rus gazeteci (Sputnik’ten) tutuklandı. Hemen ardından da yaklaşık 15 Rus vatandaşı, “uyuşturucu ve siber suçlama” ile gözaltına alındı.
Azerbaycan: “Sputnik için değil ama Rusya’nın sivillere yönelik müdahaleleri endişe verici” diyerek kendi büyükelçisini geri çağırdı.
Azerbaycan ile Rusya arasındaki tüm kültürel etkinlikleri iptal edildi, kutlama törenleri, resmî ziyaretler askıya alındı.
Aliyev, Moskova’daki Zafer Günü törenine katılmadı. Resmî gerekçe: uçak kazasının ardından tatmin edici adımların atılmaması oldu.
Azerbaycan, Bakü’de faaliyet gösteren ve “Rus Evi” olarak bilinen “Rusya Kültür Merkezi”nin faaliyetini sonlandırmış, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, eski Sovyetler Birliği’nin 2. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sını mağlup etmesinin 80. yıl dönümü dolayısıyla Moskova’da düzenlenen törenlerle katılmamıştı.
Yaşanan gerginlikler üzerine Azerbaycan’ın hava sahasını gözden geçeceği, Rus savunma sistemlerine olan güvenin azalacağı ve uluslararası arabuluculuk girişimleriyle uçağın akıbetinin aranacağı öngörülmektedir.
Rus medyası ve Kremlin’den gelen açıklamalarda da gerginlik inkâr edilmiyor: Sputnik’in kapatılması “yasadışı” ve “dostluk ruhuna aykırı” deniyor. Rusya aleni ölüm vakalarını “kalp krizi” şeklinde açıklamaya çalışmakta, ancak bu ölümlerin “kalp krizi” değil, “yargısız infaz” olduğu aşikardır.
Azerbaycan’ın Rusya’nın yaptıkları karşısında sert duruşu devam ederse Rusya, ülkedeki Azerbaycan diasporası mensuplarına karşı önlemler alabilir. Zira, Rusya’da toplam 3 milyona yakın Azerbaycan kökenli insan yaşamaktadır. Bu nüfusun önemli bir kısmı kazançlarının bir kısmını Azerbaycan’daki yakınlarına göndermektedir. Krizin derinleşmesi durumunda ilk aşamada yaklaşık 500 bin Azerbaycan Türkü’nün Rusya’dan gönderilebileceği konuşuluyor.
Rusya ile Azerbaycan arasında yaşanan stratejik bilek güreşi oyunu en çok Kafkasya ve güvenlik mimarisinin geleceğini etkileyecek gibi gözükmektedir. Bu vesileyle Azerbaycan’ın dış politika rotasının netleştiği de görülmektedir.
Bu kriz, Azerbaycan’ın dış politika tercihlerinde ciddi kırılma sinyalleri barındırıyor. Sonuç olarak, iki ülke “stratejik ortaklık” niyetini korusa da; “stratejik güvensizlik” devreye girmiş durumdadır. İzleyen haftalar, bu ilişkinin nereye döneceğini belirleyecek kritik bir kesit sunacaktır.
Bu gelişmeler, iki ülkenin ilişkilerinde sağlam duran stratejik ittifakın artık erozyona uğradığını gösteriyor. Azerbaycan, Türkiye ve Ukrayna eksenine doğru yakınlaşırken; Rusya “dost” olarak bu konumunu yeniden sorgulamaya başlayacaktır. Bu hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan’a yapacağı ziyaret de aslında Türkiye ile Azerbaycan arasında Şuşa’da imzalanan Stratejik İşbirliği Beyannamesini hatırlatmak açısından da anlamlı olacaktır.
Asım KAFKAS
Editör