Çin’de düzenlenen 14. Ulusal Halk Kongresi’nin 3. Toplantısına katılan sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Temsilci Grubu”, Doğu Türkistan ile ilgili yalan beyanlarla uluslararası kamuoyunu kandırmaya çalıştı.
Çin’in propaganda organı Tengritagh sitesinin 9 Mart tarihli haberine göre, 14. Ulusal Halk Kongresi’nin 3. Toplantısına katılan sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Temsilci Grubu”, Pekin’de bir genel toplantı düzenleyerek toplantı salonunu Çinli ve yabancı basına açtı. Bu süreçte Çin’in kukla yetkilileri, gazetecilerin Doğu Türkistan ile ilgili sorularına yanıt vererek uluslararası toplumu yanıltmaya çalıştı.
Çin’in Doğu Türkistana atadığı sömürge valisi Sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Parti Komitesi Sekreteri” Ma Xingrui, Çin’in Doğu Türkistan’da işlediği soykırım suçlarını meşrulaştırmak amacıyla resmi söylemleri tekrar ederek, “Çin ulusunun ortak kimlik bilincini güçlendirmeyi, etnik bölgelerde yürütülen tüm çalışmaların temel çizgisi olarak kararlılıkla uyguladık” şeklinde konuştu.
Ma Xingrui ayrıca Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırımını inkar etmek için ABD ve diğer Batılı ülkelere suç atma stratejisini sürdürerek, “ABD ve diğer Batılı ülkelerdeki Çin karşıtı güçler, insan hakları, etnik meseleler ve dini özgürlükleri bahane ederek gerçekleri çarpıtıyor, Sincan’a iftira atıyor ve Çinli şirketleri kötü niyetle kısıtlıyor. Onların amacı, Xinjiang’ı fakir ve geri kalmış bir bölgeye dönüştürmektir. Zorla çalıştırma ve soykırım gibi iddialar tamamen asılsızdır. Tüm gazeteci dostları, Xinjiang’a giderek durumu yerinde görmeye davet ediyorum” diyerek gerçekleri saptırmaya çalıştı.
Çin’in kukla yöneticilerinden Erkin Tuniyaz, Batılı gazetecilerin “Çin şirketlerinin zorla çalıştırma nedeniyle ABD’nin yaptırım listesine alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna da benzer şekilde inkar edici bir yanıt vererek, “Bu gerçeklerle örtüşmüyor, kurallara uygun değil ve hukuki dayanağı yoktur. Kesinlikle karşı çıkıyoruz. Bazı şirketlerimiz, ‘Sincan’da zorla çalıştırma var’ diyen bazı örgütlere ve kurumlara karşı hukuki yollara başvurdu. Daha fazla şirketimizin hukuki mekanizmalardan yararlanarak meşru haklarını korumalarını teşvik ediyoruz” dedi.
İşgalci Çin, Doğu Türkistan’da işlediği insan hakları ihlallerini ve soykırım suçlarını örtbas etmeye çalışmaktadır. Uluslararası toplumun tepkisini yatıştırmak için propaganda yöntemlerine başvurmakta ve Batı’yı suçlayarak gerçekleri çarpıtmaktadır. Ancak Batılı gazetecilerin ve insan hakları örgütlerinin sürekli olarak bu konuyu gündeme getirmesi, Pekin’in yalanlarını açığa çıkarmaktadır.
Özellikle zorla çalıştırma, kitlesel gözetim, dini ve kültürel baskılar gibi uygulamalar, Çin’in uluslararası yaptırımlara maruz kalmasına neden olmaktadır. Çin’in, Uygurları zorla asimile etme ve bölgeye büyük miktarda Çinli yerleştirme politikası, etnik yapıyı değiştirme ve Doğu Türkistan’ın demografik dengesini tamamen bozma amacı taşımaktadır.
Çin’in bu baskıcı politikaları, yalnızca Doğu Türkistan’daki insanları etkilemekle kalmamakta, aynı zamanda uluslararası ticari ve diplomatik ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir. ABD ve diğer Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlar, Çin’in küresel ekonomik sistemdeki güvenilirliğini zedelemekte ve ticaret ortaklarını zor durumda bırakmaktadır.