9882,06%0,52
35,31% -0,13
36,52% -0,32
3001,77% 0,59
4853,31% 0,74
DEM Parti'nin İmralı heyetindeki Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den yeni bir açıklama geldi.
İmralı Adası'na giden DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Van Milletvekili Pervin Buldan, PKK ele başı Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeye ilişkin yeni bir açıklama yaptı.
Sürecin hassasiyeti nedeniyle belli bir olgunluğa ulaşılana kadar basına bilgilendirme yapılmayacağını bildiren heyetin açıklamasında, “Bu karar, bir şeyleri saklamak anlamına gelmiyor; aksine yürüteceğimiz görüşmelere saygının bir gereği.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “Tek bir cümle kurmak gerekirse önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz.” denildi. Heyet, sürece ilişkin yeni yılda kapsamlı bir açıklama yapılacağını da bildirdi.
DEM Parti, Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’ın İmralı ziyaretinin ardından yazılı açıklama yaptı. 7 maddelik açıklamada, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın mesajı iletildi.
Açıklama şöyleydi:
“İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile 28 Aralık 2024 tarihinde kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisinin sağlığı iyi, morali oldukça yüksekti. Kürt Sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmeler hayati önemdeydi.
“Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Sayın Öcalan, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sunmuştur. “Düşünceleri ve yaklaşımının genel çerçevesi aşağıdaki gibidir.
“Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.
“Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.
“Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.
“Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.
“Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.
“Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.
“Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.”
Açıklamadaki mesajlar ve süreç, iktidar kanadı reddetse de ikinci ‘çözüm sürecinin’ başladığını gösteriyor. PKK ile el ele bir ‘çözüme’ giriliyor. Bu ‘çözüm’ AB-İsrail projesi! Öcalan’ın mesajında emperyalizm yok, Türkiye’nin bağımsızlığı yok, Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğü yok. Ne var? PKK’nın bölücülüğü örtme sloganları; “Barış, Demokrasi, Kardeşlik.” Bugün “kalıcı çözüm” diyerek PKK’nın programı Türkiye’nin önüne koyuluyor. Türk milleti bu süreci 2004 yılından tanıyor: Büyük Ortadoğu Projesi! Hedefi Kürdistan adı altında İkinci İsrail kurmak. “Kürt sorunu” artık ABD-İsrail sorununa dönüşmüştür.
Süreç önce Devlet Bahçeli’nin DEM Parti ile tokalaşması ve Öcalan çağrısıyla başladı. Ardından bu açıklamayla uyumlu olarak İdlib’den HTŞ salındı. Birinci engel yıkıldı. Suriye’deki Beşar Esad yönetimi bu projenin önünde engeldi. İkinci engel ise Türkiye’ydi. Türkiye yönetimi şu anda Devlet Bahçeli üzerinden sürece boyu eğen bir çizgiye çekildi. Türkiye Hükûmeti, DEM Parti’yi İmralı’ya gönderdi, İdlib’den HTŞ’yi saldı ve Suriye’nin bölünmesi sürecine katkıda bulundu. Suriye’nin bölünmesiyle özerklik, federe devlet ya da ‘kalıcı çözüm’ gündemi Türkiye’nin önüne geldi.
Türkiye’nin devlet düzenini ve hiyerarşisini de hiçe sayan bir tavır var. Yazılı açıklamada önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin adı, sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adı yer aldı. ABD ve İsrail’in Suriye’yi bölerek dayattığı “kalıcı çözüm” sürecine Devlet Bahçeli teslim olmanın ötesinde Abdullah Öcalan ile başrolleri paylaşıyor. CHP yönetimi Atlantik dayatmasının güvenilir aktörü. AK Parti yönetimi ise Özgür Özelleştiriliyor.
Bütün bunlar Türkiye’nin yeni bir düzene girmesiyle yapılabilir. Devletin yeniden düzenlenmesi gerekir. Burada da gözler yeni Anayasa’ya dönüyor. Türkiye’ye Büyük Ortadoğu Projesi içinde yeni bir düzen dayatıyor. Bu ancak Anayasa değişikliği ile mümkün olabilir.
Batı Asya’nın sorunlarını iki terör örgütü ile çözüyorlar. Biri HTŞ biri PKK! Suriye halkı ve Türk milleti devre dışı bırakıldı. PKK’ya silah, silahla bıraktırılır. Burada silah bıraktırılmıyor. Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nın silahsız kalması mümkün değil. PKK’yı silahsızlandırmadan vazgeçiliyor, PKK ile ortaklığa gidiliyor.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yeni ‘çözüm süreci’nin bozguna uğratılacağını vurguladı. Perinçek şunları söyledi:
“Büyük Ortadoğu Projesi’yle şimdi yine karşı karşıyayız. Türk milleti bu projenin karşısındadır. Vatan Partisi bu sürecin karşısındadır. Milli devletin güçleri karşısındadır.
“Uyarıyoruz; PKK ile el ele ABD-İsrail projesinde görev alırsınız. Açıklamada Devlet Bahçeli’yi başa yazmalarının anlamı var. Tayyip Erdoğan’ı da bu sürecin içine sokuyorlar. Devlet Bahçeli’ye bu süreci başlattırdılar. Şimdi Tayyip Erdoğan’ı da sürece katıyorlar. Bu çok ağır bir tarihi sorumluluktur.
“Özerklik ya da federe devletlerle Türkiye’nin bölünmesi tartışmasını önümüze koyuyorlar. Bunun sebebi de Tayyip Erdoğan’ların İdlib’den HTŞ’yi salması ve Suriye’nin bölünmesine razı olması. Şimdi biz Suriye’nin bölünmesinin sonuçlarını yaşıyoruz.
Bu projeye Türkiye, milli devletiyle, milli devletin yaptırım güçleriyle, Türk milletiyle, bütün vatansever kuvvetleriyle, emek güçleriyle, Batı Asya’da ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizmine direnen bütün güçlerle el ele karşı koyacaktır. Aynen 2017 yılında Irak’taki Kürdistan referandumu ve Karabağ savaşında olduğu gibi ABD-İsrail projesi bozguna uğratılacaktır.”