Tarih: 20.01.2025 08:27

DEVLET İNSANI, POLİTİKACI VE 40 YILLIK SORUN

Facebook Twitter Linked-in

DEVLET İNSANI, POLİTİKACI VE 40 YILLIK SORUN
Prof. Dr. Süleyman Çelik
İktidarı ve muhalefetiyle, bir küçük parti dışında, Meclis’teki partiler, kendi deyimleriyle, “40 yıldır çözülemeyen sorunu çözmek” gerekçesiyle, “Türkiye’yi Bölme” projesini tartışmaya açtılar…
Ulusal Kurtuluş Savaşı zamanındaki İngiliz (günümüzde AB-D) Muhibbi (sevdalısı) mandacıların, İslam Tealici gericilerin ve Kürt Tealici bölücülerin ardılları ile "Mütareke Basını"na dönüşmüş günümüz Merkez medyası, hemen bir araya gelip, Bremen Mızıkacıları gibi "barış, barış" diyerek düttürüye başladılar!..
*
Bir sorunun 40 yıldır çözülememiş olması, ülkenin 40 yıldır devlet insanları tarafından değil, politikacılar tarafından yönetildiğinin göstergesidir…
Devlet insanı ile politikacı arasındaki farkı iki örnekle açıklayalım…
*
100 yıl önce soğuk ve karlı bir Şubat akşamı, Atatürk, Çankaya Köşkünde devlet ileri gelenlerine bir yemek vermişti…
Yemek bitmiş, herkes masasında çay, kahve içip sohbet ediyor, hatta bazı masalarda kağıt oynanıyordu…
İçeriye Atatürk’ün yaveri girdi ve masasındakilerle sohbet eden Atatürk’e bir telgraf verdi…
Atatürk telgrafı okurken yüz ifadesi gerginleşti ve yaverini çağırarak “telgrafı Başbakan’a götürmesini” söyledi…
Başbakan Fethi Bey bir masada briç oynuyordu; telgrafı okudu ve masanın kenarına koyarak oyuna devam etti…
Atatürk yaverini çağırdı, “onu al ve İsmet Paşa’ya götür” dedi…
Yaver telgrafı İsmet Paşa’ya götürürken, masadakilere “dikkatle izleyin” dedi…
Başka bir masada bezik oynayan İsmet Paşa, önce telgrafı şöyle bir okudu. Sonra sandalyesini geri itti, gözlüğünü düzeltti, arkasına yaslandı ve dikkatle bir daha okudu. Bir süre düşündükten sonra kalkıp Atatürk’ün yanına geldi. Elindeki telgrafı göstererek, “bunu okudunuz mu?” dedi!...
Telgrafta “Şeyh Said İsyanının başladığı” bildiriliyordu…
O gece Fethi Bey istifa etti, İsmet Paşa Başbakan oldu…
Ertesi gün devlet harekete geçti. Erzurum- Hınıs’tan Diyarbakır’a kadar olan bölgeyi ele geçirmiş olan isyancılar tepelendi ve iki buçuk ay gibi kısa bir sürede sorun çözüldü!..
Şeyh Sait isyanı tekil bir olay değildi. Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda, bin yıllık hayallerini gerçekleştirdiklerini düşünerek Türk'ü Rumeli'den sonra Anadolu'dan da atacaklarını sanan Haçlı Emperyalistler, Sevr'i çöp sepetine atarak hayallerini yıkan Mustafa Kemal'in kurduğu genç devleti yıkmak için, bunun gibi ona yakın isyan çıkarttılar. Ama hepsi tepelendi...
*
15 Ağustos 1984 gecesi Siirt’in Eruh ilçesine saldıran PKK, iki askerimizin şehit ederek ilk eylemini gerçekleştirdi…
Ertesi gün, üzerinde şortla ortaya çıkan Başbakan Turgut Özal, gazetecilerin bu konudaki sorusuna, “birkaç çapulcunun işi” yanıtını verdi ve tören kıtasını şortla selamlayarak Marmaris’e tatile gitti!..
*
Devlet insanı ile politikacı arasındaki fark, devlet insanı gelecek kuşakları, politikacı gelecek seçimleri düşünür...
100 yıl önce demiryolu yoktu, karayolu yoktu, zırhlı araç yoktu, tank yoktu, uçak yoktu, helikopter yoktu, İHA yoktu, SİHA yoktu, kısaca hiçbir şey yoktu ama “devlet insanları”vardı!..
Şimdi her şey var ama “devlet insanı” yok!..
*
Sonuç olarak, birkaç oy için ülkeyi bölmek isteyenlerle ittifak yapan, geçmişte devlete baş kaldırmış vatan hainlerinin heykellerini diken, adlarını meydanlara, bulvarlara, hastanelere, okullara veren; "Böyük Türkiye", "Lider Ülke" masallarıyla oy avcılığı yaparak halkı aldatan politikacılar, kendi deyimleriyle, birkaç çapulcunun başlattığı baş kaldırıyı 40 yıldır yok edemediler ve şimdi sorunu çözmek için "Çapulcu Başı"ndan yardım istiyorlar. 
Gerçekte ise emperyalistler, "terör örgütü" kabul etmekle birlikte, bugüne dek el altından destekledikleri PKK'yı, çok yıprandığı için, artık kenara atmaya karar verdiler. Büyük Kürdistan kurma görevini şimdi, vahşi IŞİD'e karşı savaşıyormuş gibi tanıttıkları ve adını "Suriye Demokratik Güçleri" koydukları için, dünyada sempati ile bakılan YPG/PYD'ye verecekler. 
Bu arada, PKK'yı ortadan kaldırırken, Türkiye'den bazı şeyler koparmak istiyorlar. Bu amaçla ajanlarını ve PKK'nın siyasal temsilcilerini harekete geçirdiler. Biri umut hakkından söz ediyor, diğeri "el yükseltiyor!" PKK'lılar da "ne koparsak kar" diyerek el oğuşturuyorlar!..




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —