Çin, dünya kamuoyunun tepkisini azaltmak Doğu Türkistan'daki baskı ve soykırım politikasını örtmek adına yabancı medya kuruluşlarını, bürokratları bölgeye davet ederek Çin propagandasına alet ediyor.
Çin bu hafta işgal altındaki Doğu Türkistan’da yapay zekayı tartışmak üzere 500’den fazla katılımcıyı bir araya getiren küresel bir medya zirvesine ev sahipliği yaptı, ancak aynı zamanda etkinliği Uygurların zorla çalıştırıldığına ve devam eden bir soykırıma ilişkin Batılı raporları “uydurma yalanlar” olarak eleştirmek için kullandı.
Aralarında Reuters ve Associated Press’in yöneticilerinin de bulunduğu 200’den fazla medya kuruluşu, devlet kurumları ve uluslararası örgütlerin temsilcileri, yapay zekânın medya sektörünü nasıl dönüştürdüğünü tartışmak üzere Pazartesi günü işgal altındaki Doğu Türkistan’da merkezi şehir Urumçi’de başlayan 6. Dünya Medya Zirvesi’ne katıldı.
ULUSLARARASI RAPORLARI YALANLADI
Zirve, Çin’in Xinhua Haber Ajansı ve sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” hükümeti tarafından düzenlendi.
Yapay zeka ile ilgili konuşmaların yanı sıra Çinli yetkililer, işgal altındaki Doğu Türkistan’da yaşayan 35 milyon halka yönelik topyekûn baskılara ışık tutan Batılı haberlere de ateş püskürdü.
ABD ve bazı Batılı parlamentolar, Çin’in Uygurlara yönelik muamelesinin “soykırım” ve “insanlığa karşı suç” olduğuna dair inandırıcı kanıtlar olduğunu söyledi. ABD Kongresi de Uygurların zorla çalıştırılmasıyla üretildiğinden şüphelenilen mal ve malzemelerin ithalatını yasaklayan bir yasayı kabul etmişti.
BASIN KARŞISINDA “MUTLU UYGUR” İMAJI ÇİZİLDİ
Ancak Doğu Türkistan’daki sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” Komünist Parti sekreteri Ma Xingrui suçlamaları reddederek bölgedeki tüm etnik grupların barış içinde yaşadığını söyledi.
Çin hükümetinin resmi internet sitesinde yer alan bir yazıya göre Xingrui yaptığı bir konuşmada, “Dünyadaki bazı Çin karşıtı güçler gerçekleri göz ardı ederek, Çin’in Uygur bölgesinde ‘soykırım’ ve ‘zorla çalıştırma’ gibi yalanları kasıtlı olarak uydurdular ve kötü niyetle tek taraflı yaptırımlar uyguladılar. Şu anda da Xinjiang istikrarlı bir topluma, müreffeh bir ekonomiye sahip ve tüm etnik gruplardan insanlar barış ve memnuniyet içinde yaşıyor ve çalışıyor ve kalkınma durumu iyileşmeye devam ediyor” safsatalarına yer veriyor.
ISRARCI YALANLARINI SÜRDÜRÜYOR
Ma’nın yorumları, aksi yöndeki kanıtlara rağmen Çin’in Uygurların mutlu bir şekilde yaşadığına ve refahın tadını çıkardığına dair kendi anlatısını nasıl güçlendirmeye çalıştığının bir yansımasıdır.
Sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” hükümeti tarafından Çince olarak yayınlanan konuşmadaki yorumlara göre Ma, “Temel amaçları Xinjaing’daki tüm etnik gruplardan insanları yoksulluğa ve geri kalmışlığa sürüklemek ve ardından ‘Çin’i kontrol etmek için Xinjiang‘ı kullanma’ planını gerçekleştirmektir” dedi.
SOSYAL İSTİKRAR, EKONOMİK KALKINMA VE KÜLTÜREL REFAHA VURGUSU
Raporda, açıkça herhangi bir kişiye atfedilmeyen yorumlara yer verilerek, “Herkes Çin’in sözde Xinjiang bölgesinin çeşitli alanlardaki kayda değer başarılarını takdir ediyor ve Xinjiang‘ın bölgesel sosyal istikrar, ekonomik kalkınma ve kültürel refaha yaptığı önemli katkıları tamamen kabul ediyor.” gibi yalanlar sıralanıyor.
Açıklamada, “Çin’in Xinjiang bölgesi defalarca yanlış propaganda ve kötü niyetli saldırıların hedefi olmuştur. Ancak Xinjiang’daki insan hakları ihlallerine ilişkin anlatının yanlış bilgilere dayandığı ve tamamen siyasi amaçlı olduğu ortaya çıktı.” Deniliyor.
Bilgilere göre söz konusu etkinliğe Al Jazeera, Rus haber ajansı TASS, Malezya Ulusal Haber Ajansı, Kırgız Devlet Haber Ajansı, Güney Afrika Bağımsız Medya, Macaristan ATV ve Çin dostu ülkelerden medya kuruluşlarının temsilcileri de katıldı.
Çin, gazetecilerin Doğu Türkistan’da serbestçe seyahat etmelerine izin vermiyor ve telefonla ulaşılan Uygurları ülke dışındaki muhabirlerle konuşmaya ikna etmek, onları önemli ölçüde cezalandırılma riskiyle karşı karşıya bırakıyor.
Geçtiğimiz yıllarda tamamen Çin'in kontrolü ve izin verdiği yerleri ziyaret etmek zorunda kalan Avustralya'nın dünyaca ünlü televizyon kanalı ABC ekibi, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) yıllar süren acımasız baskısının ardından Doğu Türkistan'ı bir turizm noktasına dönüştürmeye çalıştığını aktarmıştı. ABC'nin 30 Eylül 2023 tarihinde yayımladığı özel raporunda, Çin'in baskıları neticesinde Doğu Türkistan'ın dünyadan izole edildiği bildirilmişti. Soykırımcı Xi Jinping'in 2014 tarihinde Doğu Türkistan'a yaptığı ziyaretinde verdiği sözde terörizme karşı "sert saldırı" emrinden bu yana, Doğu Türkistan'daki baskıların arttığı ve uluslararası medya kanallarınca belgelendiği vurgulanmıştı.