ABD dış politikasına yön veren yayın organlarının başında gelen Foreign Policy’de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ikinci açılım söylentileri doğuran çıkışıyla ilgili dikkat çekici bir makale yayımlandı.
Makalede Bahçeli’nin tabuları yıktığı, Güney Afrika benzetmesiyle anlatıldı. Bahçeli’nin Atatürk’ü reddedip Osmanlı’ya yöneldiğinin vurgulandığı metinde “Kürt hareketi, sürecin kendi çıkarına olduğuna, ancak ABD'nin ihtilafın barışçıl çözümüne yatırım yapmaya karar vermesi halinde varacaktır.” denildi.
Orta Asya-Kafkas Enstitüsü ve İpek Yolu Araştırmaları Programı Ortak Merkezi Kıdemli Üyesi Halil Karaveli tarafından yazılan ve 26 Kasım 2024’te yayımlanan makalede, Atatürk kültünün liberalleşmenin önünde engel olduğunun da altı çizildi. ABD olmadan terör örgütü PKK/YPG’nin Bahçeli’nin başlattığı sürece dahil olmayacağı şöyle kaydedildi:
“Kürt hareketi, Bahçeli'nin açılımına karşılık vermenin ve Türk Devleti’yle bir güven oluşturma sürecine girmenin kendi çıkarına olduğuna ancak, Suriye'deki özerk PKK bölgesine verdiği destekle Kürtlerin uzlaşmazlığını teşvik eden ABD'nin, Türk-Kürt ihtilafının barışçıl çözümüne yatırım yapmaya karar vermesi halinde varacaktır.”
Makalede Türkiye himayesinde Kürdistan planı da kast edilerek “Türkler ve Kürtlerin Suriye'de ve ötesinde ortak bir dava oluşturması Amerika Birleşik Devletleri'nin çıkarınadır. Top, Başkan seçilen Donald Trump'ın sahasında.” ifadeleri kullanıldı ve şöyle devam edildi:
“Bahçeli, Öcalan'ın Mandela'nın yaptığı gibi otoriteye sahip olmadığını yakında keşfedebilir. Öcalan, Mandela'nın reddetmesini taklit etmeye bile çalışıyor olabilir. Mandela, siyasi tavizler verilene kadar güç kullanımını müzakere etmeyi reddetti ve Öcalan da aynısını yapabilir.
“Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin tabularını yıktı . Kürt militanlığı ve terörizm karşısında bile Öcalan'a olan teklifini sürdürdü, ancak bu, kaybedilmiş bir fırsata dönüşme riski taşıyor.”
Bahçeli’nin Atatürk’ü reddi ve Atatürk’ün Türkiye’nin liberalleşmesinin önünde engel olması şöyle anlatıldı:
“Bahçeli'nin, ‘Türk milleti tarihi boyunca hiçbir zaman asimile olma yoluna gitmemiştir.’ iddiası açıkça yanlıştır, ancak modern Türkiye'nin kurucusu Kemal Atatürk'ün Kürtleri ve diğer Müslüman, Türk olmayan etnik grupları asimile etme çabasını reddetmesi bakımından dikkate değerdir... Atatürk kültü, liberalleşmenin önünde bir engeldir. Bu yıl ekonomi dalında Nobel Ödülü sahibi olan Türk Ermeni ekonomist Daron Acemoglu, yakın zamanda Atatürk'ün, Osmanlı İmparatorluğu'nun çoğulcu mirasına dayanabilecekken, gücü kendi elinde topladığını belirttiğinde, Kemalist milliyetçiler onu yerden yere vurdu.”