Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan çağrısı ve DEM Parti İmralı heyetinin Meclis turu ile başlayan süreçte pek çok iddia gündeme gelmeye devam ediyor. Bu iddialardan en çarpıcı olanları ise genel af ve İmralı Adası'ndaki Öcalan'a ev hapsi cezası. AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler ise genel af tartışmalarına ilişkin açıklama yaptı.
Anadolu Yayıncılar Federasyonunun "Anadolu Sohbetleri" etkinliğine katılan Abdullah Güler, "Sürece ilişkin genel af çıkacağı, terörist başı Öcalan'a ev hapsi ve terör suçlularına af yorumları yapılıyor. Bunlar mümkün mü?" sorusuna, "Olaylara, şartlı, birbiriyle bağlantılı, şu olur, o olmazsa hiçbir şey olmaz gibi bir yaklaşımı doğru bulmam. Genel af gibi konu gündemimizde yok." yanıtını verdi.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı gelecek seçimde yeniden seçtirmek için DEM Parti ile masaya oturduğunuz yönünde iddialar var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın adaylığı konusu ve bu konuyla ilgili anayasa değişikliği var mı? Bu süreç buna bağlı mı?" sorusuna karşılık Güler, "Hiç bağlı değil. Yani buna bağlamak doğru değil. Ülkemizin geleceğine dair çok önemli meseleleri alıp illa bir şeye bağlamak. Ben doğru bulmuyorum bunu." değerlendirmesinde bulundu.
Güler, DEM Parti ile AK Parti'nin görüşmesi öncesinde nasıl bir süreç olduğunun sorulması üzerine, "DEM Parti'den randevu talebi geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanı'mıza ilettik. Heyetimizi kendisi belirledi. Görüşmeye ilişkin bir ön bilgi verdik Sayın Cumhurbaşkanı'mıza. Görüşmemizin içeriğine ilişkin detayları da arz edeceğiz." dedi.
DEM Parti İmralı heyetiyle yapılan görüşmeye dair de konuşan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin en önemli meselesi haline gelmiş konunun çözülmesi ve sonuçlandırılması noktasında iyi bir ortam var. Hava çok iyi, olumlu bir zeminde yürüyor. Herkesin iyi niyetle sürece katkı sağlama çabasını görüyoruz. Dün dinlediğimiz arkadaşlarda bu samimi olumlu havaya katkı sağlama adına niyetlerinin devam ettiğini görüyoruz. Hedef, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da açıklamalarında olduğu gibi 2025 yılı itibariyle Türkiye'nin yıllardır başında büyük bir bela, sorun olarak duran bu meselenin çözülmesi. Türkiye'nin normalleşmesi adına çok önemli bir çaba olarak görüyoruz."
"Bölgemizin riskleri de bu sorunun çözülmesi noktasında herkese bir yol gösteriyor. Önümüze çıkacak bölgesel sorunlarda, iç ve toplumsal barışını sağlamış, yıllardır sorun olarak gözüken bu meselenin çözülmesi Türkiye'nin gücü ve kararlılığı noktasında ciddi katkı sağlayacaktır. Ben olumlu bir atmosfer görüyorum. İnşallah sonucu da olumlu olur, hayırla neticelenir."
