14171,42%-0,88
42,71% 0,05
50,25% 0,09
5885,65% -0,38
9539,73% 0,00
ANKARA - BHA
Bir televizyon programında değerlendirmelerde bulunan Altıparmak, kamuoyunda düzenlemenin önceki “Covid affı” ile birebir aynı şekilde hayata geçirileceğine dair bir beklenti oluştuğunu, ancak komisyondan çıkan tablonun bu öngörüden farklı olduğunu söyledi. Daha önce 5 yıl olarak tartışılan infaz indiriminin, aradan geçen zaman gerekçe gösterilerek 3 yıla düşürüldüğünü hatırlatan Altıparmak, hedefin Covid dönemindeki düzenlemeden yararlananlarla benzer bir kitleyi kapsamak olduğunu, bu nedenle bazı suçların kapsam dışında bırakıldığını ifade etti.
Komisyonda kabul edilen metnin kesinleşmiş bir düzenleme olarak görülmemesi gerektiğini belirten Altıparmak, Genel Kurul’un yasa metnini değiştirme yetkisine sahip olduğunun altını çizdi. “Komisyondan bu şekilde çıkması, Genel Kurul’da aynen kabul edileceği anlamına gelmez. Bugün konuşulanların dışında bir düzenlemenin ortaya çıkması hâlâ mümkün” dedi.
Eşitlik ilkesine aykırılık tartışmalarının da Genel Kurul sürecinde etkili olabileceğini kaydeden Altıparmak, şu an kapsam dışında bırakılan bazı suçların yeniden düzenlemeye dahil edilmesinin ya da indirimin genişletilmesinin ihtimal dahilinde olduğunu belirtti. Bu aşamada hiçbir konunun kesinleşmediğini vurguladı.
Mevcut metinde terör, uyuşturucu, kasten öldürme ve cinsel saldırı suçlarının düzenleme dışında tutulduğunu hatırlatan Altıparmak, bu tercihin büyük ölçüde kamuoyundaki hassasiyetlerden kaynaklandığını söyledi. Medya ve siyasette dile getirilen görüşlerin zaman zaman kesin karar gibi sunulduğuna dikkat çeken Altıparmak, paylaşılan birçok bilginin henüz netleşmiş düzenlemeler olmadığını ifade etti.
İlk aşamada yaklaşık 55 bin kişilik bir tahliye beklentisinin gündemde olduğunu belirten Altıparmak, düzenlemenin suç tarihine göre uygulanması nedeniyle bu sayının zaman içinde artabileceğini dile getirdi. “Bugün kapsamda olmayan bir hükümlü, ilerleyen aylarda bu kapsama girebilir. Bu da tahliye sayısının 70 binlere, hatta 100 binin üzerine çıkabilecek bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor” dedi.
Altıparmak, düzenlemenin yalnızca infaz indirimi değil, bazı suçlar bakımından ceza artışlarını da içerdiğini belirterek, bunun cezasızlık algısını önlemeye yönelik bir denge unsuru olduğunu savundu. Denetimli serbestlik uygulamalarının genellikle olumlu sonuçlar verdiğini, cezaevinden çıkan hükümlülerin tamamen serbest kalmadığını ve sıkı denetim altında tutulduklarını hatırlattı.
Bütçe görüşmelerinin tamamlanmasının ardından infaz düzenlemesinin Genel Kurul gündemine gelmesinin beklendiğini söyleyen Altıparmak, sürecin hızlı ilerlemesi halinde düzenlemenin yılbaşından önce yasalaşabileceğini ifade etti. Meclis görüşmelerinin birkaç gün içinde tamamlanması ve Cumhurbaşkanı onayının ardından, ayın 27–28’i gibi yürürlüğe girmesinin mümkün olabileceğini belirtti. Uygulamaya ilişkin genelge ve alt düzenlemelerin ise yılbaşına kalabileceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu ihtimaline de değinen Altıparmak, bu yetkinin sınırlı sayıda siyasi partiye ait olduğunu, geçmiş benzer düzenlemelerde AYM’nin eşitsizlik tespiti yapmadığını hatırlattı.
Mevcut düzenlemenin 3 yıllık infaz indirimi öngördüğünü ancak bunun yeniden 5 yıla çıkarılmasının önünde hukuki bir engel bulunmadığını vurgulayan Altıparmak, “Şu aşamada kesinleşmiş bir karar yok. Sürecin kaderini Genel Kurul belirleyecek” değerlendirmesinde bulundu.