Florida Central Üniversitesi’nden Dr. Tiffany Earley-Spadoni liderliğindeki bir grup arkeolog, Irak’ın kuzeydoğusunda yer alan Kürt Qaburstan antik bölgesinde benzersiz tarihi eserler keşfetti. Bu eserler arasında çivi yazısıyla yazılmış kil tabletler, bir oyun tahtası ve büyük mimari kalıntılar bulunuyor. Bu keşifler, Orta Tunç Çağı’na (yaklaşık M.Ö. 1800) ait şehirlerin tarihi hakkında yeni bir bakış açısı sunabilir.

Keşif Detayları:

Bu bölgede ilk kez keşfedilen kil tabletler, şehrin halkının yaşamı ve dönemin önemli tarihi olayları hakkında araştırmacılara değerli bilgiler sağlıyor. Dekoratif çanak çömlekler ve kemik kalıntıları gibi diğer buluntular, bölge sakinlerinin nispeten ileri düzeyde ve refah içinde bir yaşam sürdüğünü gösteriyor.

Dr. Earley-Spadoni bu bulguların önemini şu şekilde açıklıyor: “Bu eserleri inceleyerek bu şehrin hikayesini kendi halkının gözünden anlatmayı ve Mezopotamya’nın kuzey şehirlerinin tarih yazımındaki eksiklikleri tamamlamayı umuyoruz.”

Tarihi Qabra Şehri:

İlk araştırmalar, Kürt Qaburstan bölgesinin Babil yazıtlarında adı geçen efsanevi Qabra şehriyle bağlantılı olabileceğini gösteriyor. Bölgede keşfedilen görkemli mimari kalıntılar ve idari araçlar, bu şehrin antik dönemde önemli bir kültürel ve idari merkez olduğunu ortaya koyuyor.

Sosyal ve Ekonomik Hayat Üzerine Yeni Sorular:

Son kazılar, yalnızca büyük mimari yapıları ve idari eşyaları ortaya çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda şehrin sakinlerinin günlük yaşamları hakkında da önemli ipuçları sundu. Ev eşyaları ve çeşitli beslenme izleri, elit olmayan halkın da belli bir refah seviyesine sahip olduğunu gösteriyor. Bu bulgular, antik şehirlerdeki sınıf farklılıklarına dair önceki görüşleri sorguluyor.

Araştırmalar İçin Umut Verici Bir Gelecek:

2013 yılında başlayan kazılar, 2025 yılında da devam ediyor. Dr. Earley-Spadoni ve ekibi, keşfedilen kil tabletlerin tam yorumlanmasıyla bu bölgenin tarihine dair daha fazla ayrıntıyı ortaya çıkarmayı umuyor. Kendisi şu açıklamada bulunuyor: “Bu bulgular, eski dönemlerde sosyal yapıyı, şehir planlamasını ve tarihi olayları daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.”

Bu büyük keşif, Mezopotamya medeniyetlerinin incelenmesinde yeni bir dönemi başlatıyor ve bu bölgenin kent medeniyetlerinin beşiği olarak önemini bir kez daha kanıtlıyor.