Memleket dökülüyor. Pandemi belasından sonra dövizin evire çevire dövdüğü, ağzını burnunu kırdığı Türk Lirasının, ceplerimizde yarattığı tahribat henüz geçmedi. Bir başka deyişle bu bela hala daha ensemizde boza pişirmeye devam ediyor. Hah geçti rahat edeceğiz derken bukez başka belalar sarmalı bize vakum gibi içine çekiyor. Başbakana selam olsun. Pandemi, sahte reçete davaları derken, en son sahte diploma olayı ‘Uçuracağız’’ dediği KKTC’nin güvenirliğini ve özellikle ‘Eğitim’ kariyerine dinamit koyarak yerinan yeksan etti.
NE YARBAY NE YÜZBAŞI NEDE YÖDAK BAŞKAN VE YARDIMCI KALDI!.
Sahte reçete olayı uçuracağız dediğimiz kuşun gagasını kırarken, KSTÜ’de yürütülen sahte diploma soruşturması kanatlarını da kırdı. Biz KKTC’nin ‘Torpilliler Mahallesinde, erişilmez binalar içinde düt büyüttük. Daha yüksek makamlar için çaba sarfedip göz yaşı döktük..Neron Roma’yı yakmış. Anasını satar biz o makamlar için yalnız sahte diplomalar ile güveniliğini değil KKTC’nin kariyerini de yakarız diyenler dediklerini yaptı. Kariyer ‘Ozon Tabakasından burun üstü yere çakılırken, güvenirliği de yerlerde sürünmeye başladı. Sahte diploma olayının dışında ne eski bakan ne bakmayan ne vekil ne müdür müsteşar nede yüksek öğretimden sorumlu YÖDAK Başkanı ile yardımcısını bırakmadık. Bozuk düzenimiz sayesinde “Kamu Hizmetinde Görevli ‘ bazı kişileri İltimas Karşılığı, Görevi kötüye kullanarak İhmal” etmelerine neden olunurken, halkın güveneceği kurumlar olan Polis ve askeri de bu sarmalın dışında bırakmadık. Askerde, Yüzbaşı ve Yarbay , poliste de,( ben her ne kadar o işin içinde bir endek göndek olduğunu tahmin ediyorum) Polis Müdürünün sahte diploma dışında kalmadığını gördük. Sonunda böyük böyük efendilerin egoları Ozon tabakasından düşerken, Güven de yerlerde sürünmeye başladı. Açılan soruşturmalar birilerine, başkalarını ağlatarak gülünemeyeceğini, başkalarının felaketi üzerine saadet bina edemeyeceklerini, Karıncanın hatırını sormayandan Süleyman olunmayacağını göstertti.
BİZİM KAN AYAKLILAR YERİNE DİREKTİF TÜRKİYEDEN GELDİ
Yıllardır süren bu endek göndek işlerini bizim kan ayaklı bazı idarecilerin ortaya çıkattığını mı sanırsınız. Yapmayın. Bu soruşturmaların arkasında Türkiye’nin olduğu gün gibi aşikardır. Türkiye olmasa bizimkiler ne bir yarbayı nede bir binbaşıyı tutuklayabilirdi. Ne Cumhurun kızının adı nede korumasının adı sahte diploma olayında adı geçerdi. Bırakın hepsini günlerce korumaya çalıştıkları ne YÖDAK Başkanı, ne yardımcısı nede genel sekreteri hakkında soruşturma başlatmazlardı. Onlarda öyle yürek olmadı olmayacakta. Bu nedenle bizi idare ettiğini sananlar emiralangiller takımı mübarek dütlerini koltuklarından kaldırıp yıllarca bu işlere eğilmedi ve Yürek mafiş soruşturma no pata pat sir ayaklarında soruşturma başlatmadı.
YAPILANLAR ÜLKENİN KURUŞ KADAR DEĞERİNİ BIRAKMADI
Siyasilerimiz ortalıkta 600 sahte diplomanın olduğu iddiasına karşın hala daha af çıkartalım, zaten, yapan yapacağını yaptı ayaklarında laf üretiyor. Yani hem sahte diplomalar ile bir başkasının hakkını gasp edenler hemde lise diploması olmayan birisini kayıt ederek ucuz iş gücü sağlayarak iş gücü ortamını darmadağın eden üniversiteleri af edelim diyor. Bakın bunun adı örtülü insan kaçakçılığıdır ve ucuz iş gücü olarak kalifiye insanların önünü tıkamaktır. Yaratılan bu durum uluslararası arenada ülkemizin kuruş kadar değerini bırakmıyor. Bence bu birkaç yıl içinde verilen, diplomaların hepsi gözden geçirilmelidir. Siyasiler başsavcılığa ve polise müdahale etmemelidir, aksine önünü açmalıdır. Sahteciliği yolsuzluğu kim yapmışsa cezasını almalıdır.
KKTC’Yİ UÇURACAYIK DİYENLER DİNAMİTİ KOYARAK BUM DİYE UÇURDU
Suç diplomaları alanlarda var tamam. Ama bir yerlerinizden bazı şeyler çıkartarak, diploması varsa falan baremde olacak. Yüksek lisans olursa iki barem fazla olacak. Doktorası varsa, Doçent olursa baremi bu kadar olacak diyerek insanları sahtekarlığa yönelttikten sonra denetim denen nesnenin varlığını unutanlarda suç yokmu? Poliste üniversite mezunu olursa filan rütbede olacak. Yüksek lisans olursa bilmem nereye kadar yükselecek ve baremi şu olacak derlerken polislik deneyim ve tecrübesini rafa kaldıranlarda suç yokmu? Be efendiler polislik deneyim tercübe demektir. Adam polis yazıldıktan sonra, Polis karakollarında soruşturmadık mesele bırakmaz. Cinayet, dolandırıcılık, sahtekarlık, hırsızlık, trafik konularında ve adli meseleleri çözerken deneyim ve tercübe kazanır. Ağır ateşte ağır ağır pişer ve öyle bir pişerki olaya bakarken nasıl bir yol izleyeceğini şıp diye çözer. Sen kalkıp o adamın üstüne diploması var diye birini getirirsen o adamda çalışma şevki kalmaz. O havadan getirdiğiniz birisi bir olay olduğu zaman işi bilmediği için be arkadaşlar bu iş nasıl olacak diye sorduğu zaman orta parma kaşınmaya başlar. Beyler bu durumu siz yarattınız. İnsanlar baremleri yükselsin daha çok maaş alsın diye sahtekarlığa tevessül ettirdiniz. KKTC’yi uçuracayık derken kurumlara dinamiti koydunuz ve ‘’Bum’’ KKTC’yi uçurdunuz.
POLİSİN ASKERDEN AYIRMA ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Polisin içine öyle bir dinamit attınız ki, ne terfilerde uygulanan hiyararşik düzen bıraktınız nede çalışma barışı bıraktınız. Anayasa’nın 10. maddesi 50 senedir hala daha değiştirilmediği için GKK’den verilen emir sonrasında hak etmeyenler bile ummadıkları yerlere yükseldi. Bir zamanlar iki yıldızlı yani Müfettiş Kemal Hıfzıoğlu, birçok Polis Müdürü dururken onların üzerine Polis Genel Müdürü yapılmıştı. Her zaman Lefkoşa Polis Müdürü Genel Müdür olur diye düşünülürken sonrasında Türkiye’den geldiği iddia edilen bir emir ile İskele Polis Müdürü genel müdür yapılmıştı. Yine bazı üst rütbeli polisler FETÖ’cilik ile suçlanarak devre dışı bırakılmıştı. Son olarak 2. yardımcı Zafer Bey ile 1. Yrd. Ahmet Beşerler görevden alınırken, Cumhurbaşkanlığında yapılan toplantıda Güvenlik Komutanı da vardı. Orada çıkan kararda, (Hakları vardı tamam) Ali Adalıer ile Kaan Resa o görevlere atandı. Bence Polisin askerden ayrılma zamanı geldi. Haaa bunu bizim emiralangiller mensupları ‘Yes Sir ‘ derneği üyeleri yapabilirmi? Sanmam.
YOLSUZLUKLAR VE USULSÜZLÜKLER İLE SERVETLERİNİ BÜYÜTENLER ARAŞTIRILMALI
Geçtim, ülkeyi uçuracağız ayaklarında ‘ahkam ‘ keserken ‘Ozon’ tabakasından burun üstü yere çakılmasına neden olan, hakim de biziz savcı da biziz diyen hükümet-i umumiye mensuplarına halk olarak bizde iş ceza kesmeye kaldıysa ‘Ceza kesiciyiz’ gerekeni sandıkta yapacağız diyoruz. Ama bando mızıka ile yolda yürümeyi, açıklama yapmayı marifet sanan ama Anayasadaki 10. maddenin yanısıra, bazı konularda Türkiye idarecilerine ‘ama burada bizler yaşıyoruz deme gibi birçok konuda bir aslan miyav diyen CTP ne zaman kükreyecek? Ve Allah aşkına mastürbasyondan ne zaman vazgeçecek dersiniz. Temiz Eller dediği operasyonda, ellerini yıkayarak Kudret Hoca’nın ortaya çıkarttığı belgeleri alıp, Polis ile savcılık nezdinde girişimleri ne zaman katkı verecek dersiniz.Ombudsman İlkay Varol’un tespit ettiği Tapu’daki yolsuzluk ve usulsüzlük gibi olayın yanısıra birçok usulsüz ve rüşvet olayının üzerine laf salatası üretmek yerine ne zaman etkin girişimlerde bulunacak dersiniz? Kolları sıvayarak bu işlerin sahte diploma ile sınırlı kalmadığından, arazi yolsuzluğa kadar uzandığından, rüşvet ile servetlerini büyütenlerden de hesap sorulması için ‘’Nerden buldun yazasını çıkartmak’’ için kolları sı Yazık hemde çok yazık.
