Tarih: 08.10.2024 08:20

KANADA USULÜ KALKINMA

Facebook Twitter Linked-in

Sabah uyandığımda, Ardahan'ın simgelerinden olan Damal Bebeği üzerinde hayatını idame eden bir kadın dernek başkanının “Evin hemen yolun başında, şuraya saçanda olsa bir Damal bebeği görseli yaparsan, gelip geçenler senden bebek alır” dediğini düşündüm. Ancak, cüzi, cep doldurmayan küçük gelir dışından kültürel ticaret düşünmediği için Damal Bebeği gibi, Damal'da kalan Fidan Nene gibi işsiz kalan bölge insanının halini de düşündürüyor.

Çünkü, başta işe yaramayan 1. ve 6. Bölge Teşvikleri adı altında sunulan onca sözde desteklere karşın, Organize Sanayi Bölgesi’nin yapılmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, ne bir fabrika ne de bir atölye bile kurulmadı. Memleketim Ardahan'da olduğu gibi illere bir türlü yapılan yatırımlar dolayısıyla, bugüne dek bir adım ileri gidemediğimiz gibi, başta nüfus olmak üzere her geçen gün geri giden bir kentin nasıl kalkınabileceği ve ne yapılması gerektiği bir türlü ortaya konamamıştı.

Evet, 1992 yılında vilayet olan ve gelişmekten ziyade, başta siyasilerin yakınları, bürokratların akrabaları yani kısacası “yakınımdır” kartvizitini getiren her yerli ve yabancının “kapısı, bacası, bakıcısı” olarak iş bulduğu Ardahan'da, üniversitede dahil Hava’dan müdür, daire başkanı olan insanların durumunu düşünürken, bir yazı önüme düştü.

Sanki benim düşündüklerimi aynı anda düşünüyormuş gibi yazan Kafkasya Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Doç. Dr. Cemalettin Ayvazoğlu'nun bu yönde düşündüklerini kaleme aldığı yazıyı okuyunca, bir veteriner hekimin, bir öğretim insanının yazdıklarını alıp yazıma eklemek için kendisini aradım ve izin istedim. Kendisini aradığımda ve kısa bir sohbet sonrası “Ne demek abi... Memleketimiz Ardahan'ın, bölgenin, ülkenin kalkınması için kafa yoran iki insanız abi. İnan, ben de yazarken senin yazdıklarını düşündüm, adın aklımda geçti ama geç saatlerdi, aramadım.” dedi.

İzin istediğim yazısı için teşekkür edip telefonu kapattıktan sonra, son seçimde yeniden seçilmeyen bir eski belediye başkanının beni aradığını gördüm. “Alo” dediğimde, mevcut başkanlardan birinin kendisiyle ilgili yazdıklarımdan benden bir hayli şikayetçi olduğunu ve kendisiyle görüşmem halinde daha net bilgiler alacağımı söylerken, ben de “Evet, başkan, o başkanda haklı... Çünkü memleketin bugünkü halinde benim de suçum var. Çünkü yatırım konusunda 6. bölgede olmamıza rağmen neden kalkınamadığımızın diğer bir nedeninin de bölgedeki yerel ve genel siyasilerin oralara gelmesine, öyle ya da böyle hepimizin suçu var” dedim.

Ayvaz hocanın yazısını alıp aynen yayımlıyorum ve diyorum ki: “Bugüne kadar ne benim, ne devletin modeli ile kalkınamayan Ardahan ve benzeri yerlerin, Doç. Dr. Cemalettin Ayvazoğlu'nun düşünüp yazdıklarının mevcut iktidarca, devletçe 'kalkınma tezi' olarak kabul görüp, Ardahan'ın da içinde olduğu kentlerde uygulanacak olan 'Kanada Modeli' ile kalkınması için dua ediyorum.”

İşte, Doç. Dr. Cemalettin Ayvazoğlu'nun dikkate alınması gereken o yazısı:

BÖLGESEL DEĞİL, ŞEHİR ÖZELİNDE KALKINMA PLANLARI YAPILMALI

Bölge; çok geniş ve sınırları zor çizilen bir kavram olup, tanımı için yöresel, etnik, kültürel, coğrafi, kentsel ve ekonomik ölçütler kullanılmaktadır. Bölgenin siyasal olarak tanımı ise farklı faktörlere bağlı görünmekte ve en önemli faktör ise ‘kimlik’ duygusudur.

Kalkınma kavramı ise; ülkenin toplumsal, siyasal ve ekonomik yapılarının değişerek vatandaşının yaşamının maddi/manevi gelişmesi ve gün geçtikçe ülke refahının artması şeklinde ifade edilebilir. Kısacası kalkınma, sadece sayılar ile belirlenen ekonomik büyümeyi içermemekte; aynı zamanda Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)’daki artışla görülen ekonomik büyümenin yanında, yapısal ve sosyal değişimleri de kapsamaktadır.

Ancak yapılan bazı çalışmalarda, ekonomik kalkınmanın ülkenin her yerinde aynı anda gerçekleşmeyeceği, bazı bölgelerin öncelik kazanarak kutuplaşmanın olacağını bildirilmiştir. Örneğin, Japonya’da Tokyo ve Osaka, Fransa’da Paris, Portekiz’de Lizbon, Türkiye’de ise İstanbul birer kutuplaşma yöresidir.

Bu nedenle bölgesel kalkınma planları il bazında kutuplaşmalara neden olduğundan dolayı şehir özelinde kalkınma planları yapılmalıdır.

Bölgesel kalkınma ve kamu hizmetleri açısından Kanada örneği incelendiğinde; kamu harcamalarının yapısındaki önemli gelişmelerin geçmişte Kanada’da zaman zaman kritik düzeylere ulaştığı görülmektedir. Bu nedenle bölgesel kalkınmayla ilişkili bölgesellik kavramı, federal ve taşra teşkilatlarının düzenlerinin yeniden gözden geçirilmesine neden olmuştur.

Bu kapsamda, federal ve eyalet yönetimleri birlikte ele alınarak yönetimler arası konsültasyon oluşturulmuş ve özel yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu düzenlemeler; paylaşımlı vergi alanlarının ortak hedef haline gelmesini ve daha düşük gelirli bölgelere federal eşitleme ödemelerinin bölgeler arası dağılımını kapsamaktadır. Kanada bu şekilde bölgeler arasında farklılıkları dengeleyecek iyi bir sisteme sahip olmuştur.

Sonuç olarak; ülkemizde hali hazırda uygulanan bölgesel kalkınma planları değiştirilerek şehir özelinde kalkınma planlarının uygulanmasına geçilmesi gerekmektedir. Çünkü Türkiye’deki nüfus hareketleri incelendiğinde, iller hatta ilçeler arasında nüfus artış/azalma farklılıklarının daha belirgin hale geldiği ve gelişme potansiyeli yüksek şehir merkezlerinin önemli çekim merkezleri olarak ön plana çıktığı gözlemlenmektedir. Bu durum; Ardahan gibi küçük illerin gelişimini olumsuz olarak etkilemekte ve kendi potansiyellerini ortaya çıkaramamaya neden olmaktadır.

Bu nedenlerden dolayı kalkınma planlarının amaç ve stratejileri doğrultusunda; şehirler arası gelişmişlik farklarının azalması, geri kalmış yörelerde yaşayan nüfusun refah düzeyinde yükselmesi, göç eğiliminde azalma gibi birçok konuda, şehrin özellikleri, gelişmişlik düzeyi, farklılıkları ile temel yapısal sorunları ve potansiyellerinin belirlenerek çözüme kavuşturulması amacıyla şehir özelinde hazırlanacak kalkınma planlarına ihtiyaç vardır.

Doç. Dr. Cemalettin AYVAZOĞLU
Kafkasya Veteriner Hekimler Birliği Başkanı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —