10000,72%1,11
35,33% -0,02
36,47% -0,01
3030,98% 0,17
4888,06% 0,02
Belki bir gün; bu umudumuzun ve hayallerimizin dolu olduğu günlere, emekçinin emeğinin karşılığının sadaka olarak el açtırılarak değil de, alın teri anlayışıyla ve hak olarak verileceği günlere erişebilme arzumuz yerine gelir.
Karakoca’dan Çalışan Gazetecilere “adet yerini bulsun” mesajı…
Türk Harb-İş Sendikası Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Ferit Karakoca; yapmış olduğu alışılmışın dışındaki açıklamasında, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Karakoca mesajında; halkımızın doğru haber alma özgürlüklerini yerine getirme aşamasında, yeri geldiği zaman canını dahi hiç sakınmadan olayların üzerine giden, görev yapma uğruna her türlü sıkıntıya göğüs geren ve herhangi veya hiçbir imkâna da sahip olmadığını üzülerek bildiğimizi, bildiğimiz ve mümkün olduğu müddetçe de, elimizden geldiği kadar her alanda belirttiğimiz, basın camiasının; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü “adet yerini bulsun” anlamında kutluyorum, dedi.
Başkan Karakoca; emekçilerin emeklerinin zayi olduğu ve mevcut iktidarın, bu durumu büyük bir olgunlukla (!) karşılayarak, durumdan vazife dahi çıkarmadığı bir zamanda; göstermelik olarak ta olsa, böylesine önemli günleri idrak etmenin bir şey değiştirmeyeceğini bildiğimiz halde, kamuya açıklama yapmamızın elzem olduğu görüşünde olduğumuzu da, ayrıca belirtiriz, diyerek bu günlerin aslında bir vicdan muhasebesi yapılacak günler olduğunu ifade ederek, bu günlerin manasına uygun hareket edilmediğinin de altını çizdi.
Ferit Karakoca mesajında, elbette ki basından bahsederken; henüz birkaç gün öncesinde bütün kamunun gözünün içerinse bakılarak, 2024 Aralık ayı enflasyonunu % 1 olarak açıklayan malum kurumun “doğru” olarak kabul gördüğü ve kadim halkımıza dayattığı bu kabulün ardından da mevcut iktidar tarafından bu memleketin temel değerlerini oluşturan işçi, memur ve emeklilerimize reva görülen bu sadaka bağışına yorum dahi yapmayan basından bahsetmiyoruz.
Özgürlüğün tüm kalemlere yansıdığı, eleştirilerin dozunda olmasına rağmen; birileri tarafından kanunların arkasına saklanılarak, devletin gücüyle birlikte sonrasında bu durumun intikama çevrilmediği bir ortamda, korkusuzca ve yarın endişesi olmadan görev yapan, hür ve doğru basın, elbette ki tüm halkımızın en büyük beklentisidir.
Belki bir gün; bu umudumuzun ve hayallerimizin dolu olduğu günlere, emekçinin emeğinin karşılığının sadaka olarak el açtırılarak değil de, alın teri anlayışıyla ve hak olarak verileceği günlere erişebilme arzumuz yerine gelir.
Asgari ücret gibi sınırlandırmaların senaryosu içerisinde, yoksulluk sınırı ve açlık sınırı gibi değişik isimlerle adlandırılan sınırların olmadığı ve insanlarımızın bilhassa bu bahse konu sınırların içerisine hapsedilerek, ezilmediği bir gün hayal etmekteyiz.
Böylesi anlam yüklü günlerde, ne yazıktır ki; her insanımızın daima muhtaç ve mecbur kavramına tabii tutulmadığı, hakkının olduğunun bilinmesi daha bir net olarak karşımıza çıkmaktadır.
Başta çalışan gazetecilerimizin ve sırasıyla zamanı geldiğinde anmakla idrak ettiğimiz diğer değerlerimizin de; bir gün dahi olsa anıldığı bu nadide günlerde, değer görmesi umuduyla…
Diye belirtti.