Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile eski istihbaratçı Enver Altaylı'nın da aralarında bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar Levent Göktaş, Mehmet Narin, Aydın Köstem, Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ile taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır ile başka suçtan tutuklu Enver Altaylı ise cezaevinden SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı.
Dün görülen duruşmada, FETÖ'nün eski emniyet imamı olduğu iddia edilen Kemalettin Özdemir tanık sıfatıyla dinlendi.
Özdemir duruşmada, "Sanıklardan Fetullah Gülen ve Mustafa Özcan'ı tanıyorum. Necip Hablemitoğlu olayıyla ilgili bilgim yok. 1995 yılından itibaren Sakarya'da öğretim üyesi olarak görev yaptım. Emekli oldum ama hala devam ediyorum.
"1980-1995 yılları arasında Ankara'da öğretmendim. Sohbete çağırmaları üzerine sohbetler verdim. Emniyet mahrem imamı olmadım ama bu yönde aleyhime ifadeler var. Mustafa Özcan ile aynı fakültede okuduk. Sanıyorum Fetullah Gülen'in yerine başa o geçebilir" şeklinde konuştu.
"1995 yılında Ankara'dan ayrılınca bu yapıyla nadiren irtibatım oldu" diyen Özdemir şu ifadeleri kullandı:
"2003'ten sonra bunlarla irtibatımı tamamen kesmek durumunda kaldım. Beni FBI'ya şikayet etmeleri üzerine böyle bir durum oluştu. Ankara'da askerlik yaparken Fetullah Gülen babamı ziyarete gelirdi. Kendisini oradan tanıyorum. Yoğun bir irtibatımız olmadı.
"Necip Hablemitoğlu’nu tanımıyorum ama kitabını okudum. Sohbetlerde Hablemitoğlu ile ilgili konuşulmuyordu. Dini konularda konuşulurdu. Mustafa Özcan, Necip Hablemitoğlu’nun kitabının basılmamasını istemişti. Sanıyorum 2000 yılıydı. Bununla ilgili yayınlanmaması için Necip beye 250 bin lira gibi bir miktar teklif ettiğini bana söyledi. Ben de bu arkadaşın huyunu bildiğim için bunu önemsemedim."
Kemalettin Özdemir, Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın'ın, kendisine neden emniyet imamı denildiğine ilişkin sorusuna, "1995 yılına kadar bunlardan olan emniyetteki polis memurlarına sohbet verdim. Ama imamlık gibi bu tip görevlere, benim gibileri değil de kendi yetiştirdikleri insanlara veriyorlar. Burada imamlık yapmam gibi bir durum söz konusu değil" cevabını verdi.
Özdemir başka bir soru üzerine, "Necip Hablemitoğlu’nu kimin öldürdüğünü gerçekten bilmiyorum" diye konuştu.
Özdemir ayrıca, 15 Temmuz’da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve ardından firar eden Adil Öksüz'ü de Sakarya Üniversitesinden tanıdığını söyledi.
Davanın tek tutuklu sanığı Nuri Gökhan Bozkır da Özdemir'e, "KÖZ olarak bilinen kişi siz misiniz?" sorusunu yöneltti. Özdemir bu soruyu, "Maalesef öyle. Beni kastederek böyle isim ve soy ismimin baş harflerinden böyle rahatsız edici bir şey söylendi" diyerek cevapladı.
Özdemir, Bozkır'ın başka bir sorusu üzerine de "Kardeşimin adı Fetullah. Babam Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden. Fetullah Gülen ise kendi yolunu çizmiş ve o yolda yürüyen birisi" şeklinde konuştu.
Sanık avukatları da Özdemir'e, "Ergenekon davası size göre kumpas mıydı?" sorusunu sordu. Özdemir ise şöyle cevap verdi:
"FETÖ'nün, Türkiye’nin başına iş açacak her türlü örgütle irtibatı vardır."
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, 15 Temmuz sonrasında Kemalettin Özdemir'in A Haber'de katıldığı programın kayıtlarını mahkemeye sundu. Duruşma salonunda söz konusu programın belirli bölümünün kayıtları dinletildi.
Bu kayıtlarda Özdemir'in programda kendisine yöneltilen soru üzerine, "O dönemde bu yapı Hablemitoğlu’nu hedefe koymuştu" dediği görüldü.
Mahkeme başkanının bu kayıtlara ilişkin sorusu üzerine Özdemir, "Kitap çıkmadan önce bu yapının hedefe koyacağı şeklinde bir düşüncesinin olacağını sanmıyorum. Kitap çıktıktan sonra ciddi şekilde rahatsız olmuşlardır." şeklinde konuştu.
Öte yandan Mustafa Özcan FETÖ'nün yayın organı olarak bilinen TR724'e yaptığı açıklamada "Hayatımın hiçbir döneminde doğrudan ya da dolaylı olarak Necip Hablemitoğlu ile hiçbir temasım olmadı" dedi.