Bugün, 23 Ekim 2024 Çarşamba
  • BIST 100

    8731,07%-1,22
  • DOLAR

    34,29% 0,11
  • EURO

    36,98% 0,00
  • GRAM ALTIN

    3019,46% -0,26
  • Ç. ALTIN

    5018,47% 0,29

MİLLİYETÇİLİK

GENEL 28.06.2024 07:56:00 1
MİLLİYETÇİLİK

Ait olduğu milletin varlığını sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer bireylerle birlikte çalışmaya, bu çalışmayı ve bilinci, diğer kuşaklara da yansıtmaya "milliyetçilik" denilir. Şu tanıma göre milliyetçiliğin en önemli öğesi "millet" olmaktır. Öyle ise millet nedir?

Bir insan topluluğuna millet diyebilmek için bazı niteliklerin o toplumda olup olmadığı saptanmalıdır. Bazı anlayış biçimlerine göre, bir topluluğun millet sayılabilmesi için ırk birliği yetişir. Bu eksik bir görüştür. Aynı ırktan olmadıkları halde bugün milletlikleri tartışılmaz topluluklar vardır, İsviçreliler ve Amerikalılar gibi, bazılarına göre ise millet olmanın baş şartı aynı dili konuşabilmektir. Bu da her zaman doğru sayılamayacak bir görüştür. İsviçre'de üç ayrı dil konuşulur ama bütün İsviçreliler bir millettirler. Buna karşılık aynı dili konuşan pek çok Arap milleti vardır. Iraklılar ile Faslılar aynı dili konuştukları halde aralarında büyük farklar bulunur, ikisi de ayrı birer millet sayılabilirler.

Kimileri de millet olmanın baş şartı olarak din birliğini kabul ederler. Kuşkusuzdur ki, artık bu da savunulamaz bir görüştür. Bugün dünyanın en büyük milletlerinden sayılan Japonların içinde çok çeşitli dinler vardır. Gene ayrı birer din gibi kabul edilebilecek Katoliklik ile Protestanlık Almanya'da, Amerika'da yan yana yaşamaktadır. Ama aynı dinden oldukları halde Müslümanlar hiçbir zaman tek millet sayılamamışlardır.

Öyle ise sayılan bütün bu şartlar bir insan topluluğunun millet olmasına yetmemektedir. Aynı toprak parçası üstünde yaşayan insanların millet olması için ilk şart, ortak bir geçmişe, kader birliğine, ortak bir gelecek hedefine sahip olmaktır. Bu, en tutarlı ve geçerli görüştür. Milliyet bağı böylece maddi olmaktan çok manevi bir ilişkidir. Bu görüşü benimseyen Atatürk, milleti şöyle tanımlamaktadır: Bir insan topluluğunun millet sayılabilmesi için "zengin bir hatıra mirasına, birlikte yaşamak hususunda ortak istekte samimi olmaya, sahip olunan mirasın korunmasını birlikte sürdürebilmek konusunda iradelerin ortak bulunmasına, gelecekte gerçekleştirilecek programın aynı olmasına, birlikte sevinmiş, birlikte aynı ümitleri beslemiş olmaya" ihtiyaç vardır, işte bu ana şartları taşıyan bir insan topluluğu millet sayılır. Gene Atatürk'e göre, bu şartların doğal sonucu, ortak milli bir düşünce, ideal ve en önemlisi ortak dilin ortaya çıkmasıdır. Gerçi dil birliği millet olmanın baş şartı değildir ama insanları düşünce, ruh ve kültür açısından birbirine bağlayan ana dilin, pek çok millette tek olduğunu da unutmamak gerekir.

Görülüyor ki, Atatürk, Türk milletini ırk veya din esası üzerine oturtmamıştır. Zaten akılcı bir yaklaşımla buna imkân da yoktur, özellikle Anadolu'daki Türk toplulukları başka ırklarla, yüzlerce yıldan beri kaynaşmış durumdadırlar. Anadolu'nun uygarlıkları birbirine bağlayan bir bağ olması bu sonucu doğurmuştur.

Atatürk'ün millet anlayışı akılcı ve insancıldır. Atatürk'e göre bir milleti başka milletlerden ayıran nitelikler vardır. Her millet kendi yetenekleri, kültürü ve imkânları çerçevesinde kendini diğerlerine kabul ettirmek ve mutlu yaşamak zorundadır, işte bir milletin bireylerinin bu biçimdeki davranışları milliyetçiliktir. Türk milliyetçiliğinin amacı, Türk'ün her alanda yükselmesi, yücelmesidir.

Atatürk'e göre, "asıl olan millettir, ilham ve güç kaynağı milletin kendisidir. Bir millet için mutluluk olan bir şey, diğer bir millet için felâket olabilir. Aynı sebepler ve şartlar birini mutlu ettiği halde, diğerlerini mutsuz kılabilir", öyle ise, her millet akıl ve bilim yolu ile yalnız kendi değerlerini ve çıkarlarını bulmalıdır. "Türk milliyetçisi, gelişme ve ilerleme yolunda ve uluslararası ilişkilerde bütün çağdaş milletlere paralel olarak, onlarla bir uyum içinde yürüyecektir. Ama bunu yaparken Türk milletinin özelliklerini, bağımsız kişiliğini koruyacaktır. Türk Milliyetçisi diğer milletlerin hakkına, bağımsızlığına saygı gösterecektir. Ancak böylelikle diğer milletlerden de saygı görecektir. Kimsenin yurdunda gözümüz yoktur. Çünkü her milletin yurdu kutsaldır. Türk, büyük gücünü ancak haklarına saldırı olduğu zaman kullanacaktır".

Atatürk, bütün milletlere saygı duyar, ama onların hepsinin üstünde Türk'ü görür. Ona göre, "Dünya yüzünde Türk'ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlar tarihinde görülmemiştir". Atatürk, tarih alanındaki olağanüstü çalışmalarıyla Türk'ün geçmişini aydınlatarak bu görüşe erişmiştir. Böylesine üstün bir milletin yurdu da kutsaldır. Vatan sevgisi, milliyetçiliğin önde gelen öğelerindendir; "Vatanımız, Türk milletinin eski ve yüksek tarihi ve topraklarının derinliklerinde varlıklarını sürdüren eserleri ile bugünkü yurttur. Vatan hiçbir kayıt ve şart altında ayrılık kabul etmez ve bütündür".

Mademki vatan kutsaldır ve bir bütündür, öyle ise "memleketi doğu ve batı diye ikiye ayırmak doğru değildir". Çünkü yurdumuz kutsaldır. "Yurt toprağı, sana her şey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen, Türk milletini ebedi hayatta yaşatmak için feyizli kalacaksın".

Atatürk'ün Türk milliyetçiliği üzerinde bu kadar çok durmasının derin sebepleri vardır. Bu sebepler de gene tarihten kaynaklanmaktadır.
Türklerin dünya tarihine ve uygarlıklara yaptığı üstün hizmetler bilinmektedir. Ama ne yazık ki, Türklerin kurduğu en büyük, en görkemli
devletlerden Osmanlı İmparatorluğu'nun yapısı, tam bir milliyetçilik anlayışının doğmasına imkân vermemiştir.

Osmanlı İmparatorluğu'nda her bakımdan birbirinden farklı çok çeşitli uluslar yaşardı. Bunu biliyoruz. XVIII. yüzyıl sonlarına kadar dünyada milliyet ilkesi pek bilinmiyordu. Gerçi devletler kuran milletler, kendi yaşama biçimlerini, kültürlerini, anlayışlarını geliştiriyor, dillerini kullanıyorlardı, bağımsızlıklarını koruyorlardı. Ancak bunları belli bir millete bağlı olma bilinci içinde değil, belki toplumsal bîr zorunluluk olarak yapıyorlardı. Millete benlik veren milliyetçilik değil, din idi. Her millet mensup olduğu dinin buyruklarına ve kalıplarına uyarak yaşıyordu.

XVII. yüzyıldan itibaren Batı'da iyice güçlenen akılcılık, aynı zamanda milliyetçiliği doğurmuştur. Batıda, çeşitli milletlere mensup olan düşünürler, her milletin diğerinden farklı olduğunu görmüşler, insanları dinin değil, milliyetin ilk planda birbirine bağlamasının akla uygun olduğunu anlamışlardır. Böylece milliyetçilik Batı'da gelişerek siyasal hayata girdi. XVIII. yüzyıl sonunda çıkan Fransız İhtilâl ve onu izleyen büyük inkılâpla, milli devlet ve dolayısiyle milliyetçilik hızla bütün dünyaya yayılmaya başladı.

Özellikle çok uluslu devletler için milliyetçilik akımı bir felâketti. Milliyetçilik akımının çok uluslu bir devlet olan Osmanlı İmparatorluğu için önem taşımış, imparatorluk sınırlan içinde yaşayan ve Türk olmayan çeşitli uluslar bağımsızlık isteği ile ayaklandılar. Osmanlı devlet adamları buna karşı bir çare aradılar: Din ayrımını kaldırarak ülkede yaşayan herkesi "Osmanlı" ilân ettiler. Ama bu kesin bir çözüm yolu değildi. Milliyetçilik bir büyük akımdı ve bu hareketi böyle bir davranışla önlemek mümkün değildi. Nitekim ülkede yaşayan uluslar birer ikişer ayaklanarak Osmanlı yönetiminden kopuyor, kendi milli devletlerini kurarak bağımsızlıklarını ilân ediyorlardı.
Bu durum karşısında bazı Türk düşünürleri milliyetçilik akımının önlenemeyeceğini anlamaya başladılar. Şimdi yapılması gerekli olan, elde kalan ve üzerlerinde Türklerin yaşadığı vatan topraklarım, yeni milli devletlerin sataşmalarından kurtarmaktı. Hiç değilse bundan sonra Türk, vatanına sahip çıkmalıydı. Böylece, imparatorluk sınırlan içinde yaşayan çeşitli milletler arasında en son, Türklerin milliyetçilik anlayışı doğmuştur. Bu da XX. yüzyıl başlarına denk düşmektedir.

Türk milliyetçiliği doğarken, yalnız Türklerin değil, bütün Müslümanların tek millet olması gereğini ileri sürenler de çıktı. Ama Müslüman Osmanlı vatandaşı olan Arapların Birinci Dünya Savaşında, Hıristiyan düşmanlarımızla iş birliği yaparak bizi arkadan vurmaları, milletin dine dayandırılamayacağını çok açık ve acı biçimde göstermiştir.

Atatürk, yeni Türk Devleti'ni kurduğu vakit durum bu idi. Bütün millete Türklüğünü anlatmak, göstermek, bu çok önemli konu üzerinde durmak gerekiyordu. Artık çok uluslu Osmanlı Devleti tarihe karışmıştı. Anadolu'da ve Doğu Trakya'da yalnız Türkler yaşıyordu. Atatürk, Lozan Konferansında Türkiye'de yaşayan Rumları Yunanistan'a yollamayı başarmıştı. Engin ve büyük bir tarihe sahip olan Türkler, artık Türkiye'de en yüksek oranda çoğunlukta idiler. Milli devlet kurulabilirdi. Bu bölümün başında belirtildiği gibi, her millet kendi yücelmesini, kendi yetenekleriyle sağlar. Bunun için de katıksız bir milliyetçilik gereklidir.

Atatürk, yaşadığı sürece hep Türk milliyetçiliğini geliştirmeye çalışmıştır. "Ne Mutlu Türküm diyene" sözü, milletimiz yaşadıkça anlamı yücelecek çok üstün bir görüşün simgesidir.
 


Haber Editörü

Hakan Dikmen 1

hakandikmen30@gmail.com
ABDULLAH TÜRER YENER
28.06.2024 08:53:17
BU ÇOK ÖNEMLİ YAZIYI TÜRKİYEDEKİ BÜTÜN SİYASİ PARTİLERİN OKUMASI,ANLAMASI VE UYGULAMASI GEREKLİ . ATATÜRKÜMÜZÜN CUMHURİYETİMİZİN KURULUŞ FELSEFESİNDEKİ UYGULADIĞI SİSTEMİN BAŞARISI TARTIŞILAMAZ . HER SİYASİ PARTI BU KONUYU KENDİLERİNE YOL GÖSTERİCİ OLARAK SEÇMESİ GEREKLİ SAYGILARIMLA

Avrupa’nın enleri ödüllerini Mardin'den aldı

Sosyal medya uygulamalarına erişim sorunu yaşanıyor

RTÜK Başkanı'ndan TUSAŞ saldırısına yayın yasağı açıklaması

Gerçek kaşar peyniri nasıl anlaşılır?

Bursa Şehreküstü’de abonman kart sırası devam ediyor

Malatya Anadolu Kitap Fuarı'na hazırlanıyor

'Okutan Ankara' gençlere umut oluyor

Tataristan'da küresel görüşmeler yapıldı

Adıyaman'da lise öğrencileri arasında kavgaya aileler de karıştı: İki yaralı - Videolu Haber

Obezite ameliyatlarından sonra oluşan deri sarkması tedavi edilebilir mi?

Telefonunuza her uygulamayı indirmeyin

Gizem Gürlek Diş Muayenehanesi görkemli törenle açıldı

Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun mazbatasını aldı

İşte geleceğin kaybedecek ve parlayacak meslekleri

Malatya Büyükşehir'deki tatbikat gerçeği aratmadı

TUSAŞ'a terör saldırısı: şehit ve yaralılar var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tataristan'da Venezuelalı mevkidaşıyla görüştü

TUSAŞ saldırısına adli soruşturma başlatıldı

Hatay'da üç okula toplu açılış

Nilüfer'de “Cumhuriyet Koşusu” coşkusu

KOSKİ'nin altyapısına dijital dönüşüm

Bursa Osmangazi'de 10 bin Ata Posteri dağıtılıyor

Sason Yücebağ Beldesinde voleybol turnuvası

Manisa Büyükşehir'den ‘Mavi Dil’ hastalığına karşı mücadele

8. Mehmet H. Doğan Ödülü'nün sahibi Hasan Turgut oldu

Sakarya’da kadınlar ve çocuklar istediği yerde binip inebilecek... Saat 20.00’den sonra uygulanacak!

Evladı Bursa'dan dağa kaçırılan anneden Bahçeli’nin çağrısına destek

MHP Bursa Milletvekili Büyükataman'dan Dervişoğlu'na cevap

Çayırovalı kursiyerler bayrakları Cumhuriyet'e hazır edecek

Çobanoğlu’ndan Sert Tepki

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku
Çelebi Ofis

Trendyol Türkiye 1.Futbol Ligi 10.hafta maçının hakemleri belli oldu.

Erzurumspor’da Keçiörengücü Günleri Başladı

ERZURUM SPOR FK U-16 YAŞ GRUBU KENDİ EVİNDE KAÇAN 2 PUANA ÜZÜLDÜ..

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ U-18 YAŞ GRUBU 6'INCI HAFTA MÜSABAKALARI TAMAMLANDI..

16. Uluslararası MEB Robot Yarışması sonuçlandı

ERZURUM SPOR FK BİR PUANA ÜZÜLDÜ..

TORTUM SPORA KENDİ EVİNDE YAN BAKILMIYOR..

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ U-18 YAŞ GRUBU 6'INCI HAFTA MÜSABAKALARI TAMAMLANDI..

ASKERÎ HASTANE ve LİSELER YENİDEN AÇILSIN!

ERZURUM SPOR FK U-15 YAŞ GRUBU TAKIMI KENDİ EVİNDE FARKA KOŞTU..

İzmir'de robotik projeler sergilendi

Deprem bölgesine kütüphane desteği

Trakya Üniversitesi’nde canlı yayında ameliyatsız aort kapak değişimi

Düzce'de otizmli öğrenciler hayallerini yansıtarak 'özel bireyler'e dokunacak

Açık öğretim ders geçme notu yükseldi! Yönetmelik 'Resmi'leşti

Sakarya'da geleceğin sanatçıları yeteneklerini keşfediyor

MEB yeni müfredata uygun yeni ölçme araçlarını yayımladı

BTÜ'nün yabancı dil eğitimine 250 bin Euro Erasmus desteği

İzmir'de dersimiz kooperatifçilik!

MEBİ ile bireysel öğrenme deneyimi başladı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 9 8 0 1 19 25
2.Beşiktaş 8 6 0 2 12 20
3.Samsunspor 9 6 2 1 7 19
4.Fenerbahçe 8 5 1 2 11 17
5.Eyüpspor 9 4 2 3 4 15
6.İstanbul Başakşehir 8 4 2 2 4 14
7.Göztepe 8 3 2 3 4 12
8.Trabzonspor 8 2 0 6 2 12
9.Kasımpaşa 9 2 2 5 -1 11
10.Sivasspor 9 3 4 2 -2 11
11.Konyaspor 9 3 4 2 -3 11
12.Bodrum FK 9 3 5 1 -3 10
13.Rizespor 9 3 5 1 -10 10
14.Alanyaspor 9 2 4 3 -4 9
15.Antalyaspor 9 2 5 2 -9 8
16.Gazişehir Gaziantep 8 1 4 3 -4 6
17.Kayserispor 8 0 3 5 -7 5
18.Hatayspor 8 0 5 3 -7 3
19.Adana Demirspor 8 0 7 1 -13 1

YAZARLAR