10118,44%1,21
35,76% 0,06
37,35% -0,44
3166,81% 0,52
5061,02% -0,19
Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, “Aksa Tufanı, ümmetin imani, siyasi ve insani bir yükselişidir. Bu süreçte Filistin yalnız değildir; ümmetin her bireyi, direnişe maddi ve manevi destek vermelidir." dedi.
Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, Aksa Tufanı’nı ümmetin imanı, direnişi ve dayanışması açısından büyük bir yükseliş dönemi olarak değerlendirerek, bu mücadeleyi, “ümmetin çağdaş miracı” olarak nitelendirdi.
Aksa Tufanı’nın Filistin davasında sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda ümmetin iman, irade ve siyaset sahasında bir miracı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, bu direnişin tarihsel, dini ve insani boyutlarına dikkat çekti.
“Direnişin yön değiştirmesi: Zilletten izzete”
Prof. Dr. Ebu Zeyd, “Aksa Tufanı, ümmetin yıllardır sürüklendiği zillet ve teslimiyet yolundan izzet ve direniş yoluna dönüşüdür. Bu, ümmetin Kur’an’daki haniflik kavramını yeniden hatırlaması gibidir. Direniş, adeta ‘Ben yüzümü gökleri ve yeri yoktan var eden Allah’a çevirdim’ ayetini (En’am 79) hayata geçirmiştir. Bu eğilme, bizi Allah’ın izniyle zaferle buluşturdu. Direnişin bin 400 mücahidi, işgal ordusunun karşısına çıkarken her biri özgür iradesiyle bu kararı verdi. Kendilerine ‘İsteyen kalabilir, isteyen ilerlesin’ denildiğinde hiçbirinin geri çekilmemesi, ümmetin imanının ve direniş azminin bir göstergesidir. Bu kararlılık, Kur’an’daki ‘Gücünüz yettiğince hazırlık yapın’ (Enfal-60) emrine uygun bir direniştir. Biz maddi imkânlarımızla sınırlıydık ama Allah’ın yardımı, bu sınırları aştı. Bu mücadele, ümmetin imanını ve kavramlarını yeniden inşa etti. Modern dünyanın materyalist hesapları, direnişi küçümsemeye çalıştı. Ancak direniş, İslam’ın hazırlık ve tevekkül kavramlarını, yani ‘Elinizden geleni yapın, sonrası Allah’a kalmıştır’ anlayışını en güçlü şekilde ortaya koydu. Küçük bir topluluğun işgal ordusunu alt etmesi, Allah’ın vaadinin hâlâ geçerli olduğunun bir kanıtıdır.” dedi.
"Düşman halkı, gerçekleri kendi liderlerinden değil, bizden öğrendi"
Kazanılan zaferin medyatik ve siyasi başarı boyutuna da değinen Aşur, “Aksa Tufanı sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda siyasi ve medyatik bir derstir. Hamas’ın diplomatik başarısı, direnişin sabitelerine bağlı kalarak esir takası gibi süreçlerde ne kadar dengeli ve etkili bir yaklaşım sergilediğini gösterdi. Medya ise düşmanın psikolojisini altüst etti. Ebu Ubeyde’nin açıklamaları sadece bizim değil, düşmanın da gündemini belirledi. Düşman halkı, gerçekleri kendi liderlerinden değil, bizden öğrendi. Tarihe baktığımızda, hiçbir direnişin yükseldikten sonra geri çekilmediğini görüyoruz. İşgalciler, daima daha da zayıflar ve sonunda topraklarını terk etmek zorunda kalırlar. Bugün direnişin kazandığı ivme, bu sürecin hızlandığını gösteriyor. Biz, Allah’ın izniyle, Filistin’in ve Kudüs’ün özgürlüğüne çok yakınız.” şeklinde aktardı.
İslam ümmetinin direnişe verdiği desteğin önemine dikkat çeken Aşur, “Aksa Tufanı, ümmetin imani, siyasi ve insani bir yükselişidir. Bu süreçte Filistin yalnız değildir; ümmetin her bireyi, direnişe maddi ve manevi destek vermelidir. Çünkü Kudüs’ün özgürlüğü, ümmetin özgürlüğüdür. Allah’ın yardımıyla bu mücadele zaferle sonuçlanacak.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)