Dünya Müslüman Âlimler Birliği tarafından ilan edilen ve bu yıl 5’incisi düzenlenen “Dünya Kudüs Haftası” 23-30 Ocak tarihlerinde ihya edilecek.
Hayırlı üç aylardan Recep ayının son haftasında “Dünya Kudüs Haftası”nın idrak edilmesiyle esaret altında olan Mescid-i Aksa ve Filistin’de uygulanan soykırımı tüm dünyaya duyurmak ve farkındalık oluşturulması hedefleniyor.
23-30 Ocak tarihlerinde idrak edilecek olan “Dünya Kudüs Haftası” ile ilgili İLKHA’ya önemli değerlendirmelerde bulunan İslam Hukuku Profesörü Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, Kudüs Haftası vesilesi ve ateşkes antlaşmasına varılması fırsatıyla İslam ümmetinin Gazze için seferber olunması çağrısında bulundu.
“19 Ocak’ta ateşkesin ilan edilmesiyle büyük bir zafer elde edilmiştir”
Kudüs haftası, Gazze’deki direnişin zafere ermesiyle birlikte geldiğini belirten Dr. Aşur, “Önümüzdeki bu hafta 5’inci yıl dönümü olan Dünya Kudüs Haftası’dır. Bu hafta, direnişin Gazze’de zafer kazanmasıyla birlikte gelmektedir. Öyle ki direniş zafere muktedir olduğunu ispat etmiştir. Bütün dünyaya ve en büyük put olan Amerika ve çoğu Avrupa ülkelerine karşı çıkmıştır. Bazı civar ülkelerin komplolarına maruz kaldılar. Allah’ın yardımı ve Gazellilerin inanç, kararlılık, sabır ve güçlü imanı sayesinde 19 Ocak ateşkesin ilan edilmesiyle büyük bir zafer elde etmiştir. Bize vacip olan şu anda yıkık ve terk edilmiş Gazze’de bütün enerjimizi yeniden imara vermektir. İnsanlar evlerini terk ettiler ve şimdi yeniden evlerine dönüyorlar. Karşılaştıkları görüntü kalıntılardan ibaret. Bu yıkılmış evlerde oturmaları, dört duvar arasında yaşamaları mümkün değil.” şeklinde konuştu.
“Savaş esnasında Gazze’deki direnişe yardım edemeyenler, şimdi önlerinde sunulmuş bir fırsat oluştu”
İslam ümmetinin Gazze için seferberlik edilmesi çağrısında bulunan Aşur, “İslam ümmetinin Gazze için seferber olması muhakkaktır. Savaş esnasında Gazze’deki direnişe yardım edemeyenler şimdi önlerinde sunulmuş bir fırsat oluştu. Şu an Allah'a tövbe edip günahlarından af dilemeleri için bir fırsat vardır. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın buyurduğu gibi, ‘Müslüman Müslümanın kardeşidir, kendisine zulmetmez. Onu düşmana teslim etmez.’ Ey Müslüman! Eğer ki sen yeryüzünde herhangi bir yerde Gazze’deki Müslüman kardeşini düşmana teslim ettiysen şu an önünde Gazze’nin imarı ve tövbe için açık kapı vardır. Açık kapı, Gazze’de evlerin, hastanelerin okulların, mescitlerin, üniversitelerin, kurum ve kuruluşlarının imara ihtiyacı var. Çünkü Gazze yıkımdan ve molozlardan ibaret oldu. Müslümanların tek bir el, tek bir ümmet, tek bir kalp ve tek bir vücut gibi olmaları vaciptir. Bir vücudun herhangi biz uzvu acıdığında diğer organlarda bu acıyı paylaşır. Dolayısıyla her Müslümanın üzerine vacip olan bir durumdur. Müslüman nerede olursa olsun gücü yettiğince maddi destekte bulunması, bu fırsatı iyi değerlendirmesi lazım. Bu desteği sağlamasıyla Allah katında büyük ecre sahip olmasını vesile kılar.” şeklinde konuştu.
“Kudüs her Müslüman için bir inanç meselesidir”
Aşur, Filistin’in hür olması için kıyama kalkmanın vacip olduğunu vurgulayarak, “Kudüs, sadece bir şehirden ibaret değildir. Kudüs her Müslüman için bir inanç meselesidir. Aynı şekilde Filistin de sadece Filistinlilerin mülkü değil, bütün ümmetindir. Filistin’in bir karış toprağı bile terk edilmeye mahkum edilmez. Bütün ümmete vacip olan Filistin’in hür olması için kıyama kalkmaktır. Bu özgürlük, doğru fikri yaymakla, cihad bayrağını yükselterek, konferanslar vererek, direnişi desteklemekle ve Filistin’deki düşmanı kuşatarak olur. Uluslararası örgütlerle birlikte düşmanı kuşatmakla terk edilen Filistinlilere yardım etmiş oluruz. Siyonist İsrail, uluslararası kanunları çiğnemekte ve bütün duyurulara aldırış etmemektedir. Sonuç olarak israil apaçık bir hüsrana uğramıştır. Şunu diyebiliriz ki siyonistlerin projesi direnişin zaferiyle birlikte yok olmaya mahkum olmuştur. Siyonist rejim, Aksa Tufanı'ndan sonra büyük zaferlere şahit olacaklardır. Kanser gibi Arap ve İslam ümmetine yayılan işgal planları, Allah’ın izniyle daha büyük yenilgilere uğrayacaktır.” ifadelerini kaydetti. (İLKHA)