10358,50%0,26
40,15% 0,22
47,03% 0,08
4336,36% 1,24
6897,23% 0,94
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’deki Onur Yürüyüşleri’nde hukuksuz kısıtlamalara son verilmesi için bir acil eylem başlattı. İçişleri Bakanlığı’na hitaben yazılmış ve imzaya açılan dilekçede, yetkililer, barışçıl toplanmaları bastırmak yerine, bunları kolaylaştırmaya ve korumaya yönelik yasal görevlerini yerine getirmeye çağırılıyor.
Onur Yürüyüşleri, Türkiye genelinde bir kez daha tehdit altında. Valilikler yıllardır Onur Yürüyüşü etkinliklerini hukuka aykırı biçimde yasaklıyor ve polis, barışçıl katılımcıları dağıtmak için gereksiz güç kullanıyor. 2015 yılından beri, yetkililer, Türkiye’nin insan hakları yükümlülüklerine aykırı olan bu yasakları haklı göstermek için rutin olarak 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ve 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu kapsamındaki yetkilerini kullanıyor.
Uluslararası Af Örgütü başlattığı acil eylemle yetkilileri, Onur Yürüyüşü etkinliklerine hukuksuz kısıtlamalar getirmeye derhal son vermeye çağırdı. Örgüt, yetkililerin, barışçıl toplanmaları bastırmak yerine, bunları kolaylaştırmaya ve korumaya ilişkin yasal görevlerini yerine getirmelerini talep ediyor.
Barışçıl toplanma hakkını koruma görevinizi yerine getirin
İçişleri Bakanlığı’na hitaben yazılmış ve tüm dünyada imzaya açılan dilekçede, “Size, Türkiye genelinde Onur Yürüyüşleri’ni gerçekleştirmek üzere toplanma özgürlüğü haklarını barışçıl bir biçimde kullanmak isteyen herkesin, yetkililerce getirilen hukuka aykırı yasaklar ve kolluk görevlilerinin hukuka aykırı güç kullanımı da dahil gereksiz engellemelerle karşılaşmadan yürüyebilmesini sağlamanız için acilen çağrıda bulunmak üzere yazıyorum” denilerek, özetle şunlara yer verildi:
“2015’ten bu yana son on yılda, Türkiye’nin birçok ilinde LGBTİ+ Onur Yürüyüşleri, barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü hakları ile ayrımcılık yasağına aykırı olarak, hukuksuz ve sistematik bir biçimde engellendi. Kolluk görevlileri, haklarını kullanan LGBTİ+ hakları aktivistlerini ve destekçilerini dağıtmak için gereksiz güç kullandı. Onlarca kişi keyfi olarak gözaltına alındı, çoğu temelsiz suçlamalarla yargılandı ve bazıları, daha en başından açılmaması gereken davalarda daha sonra beraat etti.
Sizi, İstanbul’da ve diğer illerde Onur Yürüyüşleri’nin yersiz kısıtlamalar olmadan gerçekleştirilmesine izin vererek, Türkiye’nin uluslararası insan hakları hukuku ve standartları uyarınca barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü ile ayrımcılık yasağı haklarının kullanımını kolaylaştırmak ve korumak konusundaki pozitif yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamaya çağırıyorum.”
Neler olmuştu?
Türkiye’de yetkililer, 2015’ten bu yana, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (ICCPR) ve Avrupa insan hakları standartları da dahil uluslararası hukuk kapsamında korunan barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü ile ayrımcılık yasağı haklarını ihlal ederek Onur Yürüyüşleri’ni hukuksuz ve sistematik bir biçimde yasaklıyor. Yetkililer, Onur Yürüyüşleri’ne, film gösterimleri ve piknikler de dahil ilgili LGBTİ+ etkinliklerine genel yasaklar getiriyor. 2022 yılında LGBTİ+ hakları örgütleri, ülke genelinde en az 10 Onur Yürüyüşü etkinliğinin yasaklandığını ve Onur Yürüyüşü döneminde 530’dan fazla kişinin gözaltına alındığını belgeledi.
2023 yılındaki Onur Yürüyüşleri döneminde, en az altı ilde (Eskişehir, Aydın, Kocaeli, Antalya, Adana, İzmir) ve dört ilçede (Kadıköy, Şişli, Beyoğlu, Datça), Onur Ayı etkinliklerine yönelik süresi bir günden bir aya kadar değişen genel yasaklar ilan edildi. Ülke genelinde barışçıl protestocular, avukatlar, gazeteciler, yabancı uyruklu kişiler ve izleyiciler de dahil en az 224 kişi keyfi gözaltına alındı. Gözaltına alınan birçok kişi, korku ve baskı iklimini besleyen temelsiz yargılamalarla veya sindirme girişimleriyle karşılaştı. 2024 yılındaki Onur Yürüyüşleri’nde de yasaklar, polis şiddeti ve LGBTİ+ hakları aktivistleri ile müttefiklerinin alenen itibarsızlaştırılması devam ederek kalıcı bir baskı uygulamasını ortaya koydu.
Devletler hem iç hukukta hem de Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerinde yer verilen barışçıl toplanma hakkını kolaylaştırmak konusunda pozitif yükümlülüğe sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, hükümetin izni gerekmeksizin barışçıl toplanma özgürlüğü hakkını güvence altına alıyor. Türkiye yetkilileri, barışçıl toplanma hakkına yönelik orantısız bir kısıtlama olan ve LGBTİ+’lar üzerinde ayrımcı etki oluşturabilecek genel yasaklar getirmekten kaçınmalı. Toplanmaların dağıtılması yönündeki tüm müdahaleler; yasallık, gereklilik, orantılılık ve ayrımcılık yasağı ilkelerine uymalı ve bu hakka ağır basan meşru bir amacı korumak doğrultusunda son çare olarak kullanılmalı. Kolluk görevlileri güç kullanımından mümkün olduğunca kaçınmalı ve her tür güç kullanımı gerekli ve orantılı olmalı.
Onur Yürüyüşü etkinliklerine ve LGBTİ+ hakları savunucularına yönelik süregelen baskılar, Türkiye’nin yasal yükümlülüklerinin ihlalidir ve yurttaşlarının temel haklarına zarar veriyor.
İmza vermek için: https://www.amnesty.org.tr/public/icerik/onur-yuruyuslerinin-gerceklestirilmesine-izin-verilmeli