9890,76%-0,81
35,35% 0,05
36,45% -0,37
3031,65% 0,69
4885,68% -0,03
ADIYAMAN (PHA) - Adıyaman 1 Nolu Aile Sağlık Merkezi tarafından düzenlenen 'Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası' kapsamında kurulan stant ve bromürlerle vatandaşlar bilgilendiriliyor.
1 Nolu Aile Sağlık Merkezi tarafından 5-11 Ocak Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası etkinlikleri kapsamında, düzenlenen programa katılan Adıyaman İl Sağlık Müdürü Prof.Dr. Mehmet Şirik ve beraberindekiler standı ziyaret ederek, etkinlikler hakkında bilgi aldı.
Görevlilerden bilgi alan Adıyaman İl Sağlık Müdürü Prof.Dr. Mehmet Şirik, "Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası" kapsamında yaptığı açıklamada, Tüberkülozun hava yolu ile bulaşan, başta akciğerler olmak üzere tüm organları tutabilen bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyleyerek, tüm dünyada ilk on ölüm sebebi arasında yer aldığını aktardı.
"Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı yürütülmektedir"
Türkiye'de tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarında ücretsiz olduğunu hatırlatan İl Sağlık Müdürü Prof.Dr. Mehmet Şirik,"Tüberküloz (verem) hastalığı ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve konuya dikkatinin çekilmesi amacıyla ülkemizde her yıl ocak ayının ilk pazar günü ile başlayan hafta "Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası" olarak belirlenmiştir.
Tüberküloz hava yolu ile bulaşan, başta akciğerler olmak üzere tüm organları tutabilen bulaşıcı bir hastalıktır ve tüm dünyada ilk on ölüm sebebi arasında yer almaktadır. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin sağlıkla ilgili hedeflerinden biri de 2030 yılına kadar tüberküloz epidemisini sona erdirmektir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); 2015 yılı sonrasında atılacak adamları belirleyerek Küresel Tüberkülozu Bitirme Stratejisini ve DSÖ Avrupa Bölgesi Tüberküloz Eylem Planı 2016-2020’yi uygulamaya koymuştur ve 2030 yılına kadar tüm dünyada tüberküloz insidansının yüzde 90 azaltılması hedeflenmiştir. Bu hedefe ulaşmak amacıyla ülkemizde Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı yürütülmektedir. Bu program; tüberkülozdan korunma, erken tanı, yeterli ve uygun tedavi, sosyal koruma ve psiko-sosyal destekler ile hastalığın görülme sıklığının ve tüberküloza bağlı ölümlerin azaltılması, hastalığa bağlı yıkıcı maliyetlerle karşılaşan ailelerin sıfırlanması amacıyla ile "Veremsiz Bir Türkiye" hedefine ulaşmak için yürütülen faaliyetleri kapsamaktadır."dedi.
"1,3 milyon kişi tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetmiştir"
Tüberkülozun COVID-19 hastalığından sonra ikinci sırada yer aldığına değinen İl Sağlık Müdürü Prof.Dr. Mehmet Şirik,"Ülkemizde tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarında ücretsizdir. Tüberküloz ve dirençli Tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek ilaçlar Bakanlığımız tarafından temin edilerek vatandaşlarımıza ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarına ve hastalarımıza ulaştırılmaktadır. Hastaların tedavisini düzenli olarak sürdürmek ve tamamlanmasını sağlamak amacıyla 2006 yılından beri DSÖ'nün önerdiği Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) uygulanmaktadır. DGT hastanın ilaçlarını doğru ve tam olarak içtiğinden emin olabilmek için her doz ilacın bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin gözetiminde içirilmesidir. Her gün sağlık kuruluşuna gelemeyen hastalar için iletişim teknolojisindeki gelişmelerden faydalanarak hastanın ilacını içerken bir sağlık çalışanına görüntülü bağlanması veya ilaç içmesini kaydedip video yollaması şeklinde uygulanan Video Gözetimli DGT de ülkemizde uygulanmaya başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre; 2023 yılında, dünya genelinde 6,0 milyon erkek, 3,6 milyon kadın, 1,3 milyon çocuk (≤14 yaş) olmak üzere yaklaşık 10,6 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır ve 1,3 milyon kişi tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetmiştir ve bunların 161.000’i HIV+TB hastasıdır.
Tüberküloz, bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölüm sebepleri arasında COVID-19 hastalığından sonra ikinci sırada yer almaya devam etmiştir. Türkiye’de tüberküloz görülme sıklığı (insidans) COVID-19 pandemisi öncesi dönemde her yıl yaklaşık yüzde 3-5 oranında azalırken COVID-19 pandemisini takip eden 2020 yılında 2019 yılına göre yüzde 22’lik düşüş saptanmıştır. 2021 yılında 2020 ile benzer olan TB insidansı 2022 yılında yüz binde 11,4, 2023 yılında ise yüz binde 11,0 saptanmıştır.
Tüberküloz ile küresel mücadele kapsamında uygulanan etkin tanı ve tedavi programları sayesinde 2000-2023 yılları arasında yaklaşık 79 milyon hayat kurtarılmıştır."şeklinde konuştu.
Son olarak süreçteki tedavi desteğinden de bahseden Sağlık Müdürü Prof.Dr. Mehmet Şirik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2023 yılında verem savaş dispanserlerine kayıtlı toplam tüberküloz vaka sayısı 9 bin 527’dir. 2023 yılı tüberküloz hastalarının yüzde 94,1’i (8.964 olgu) yeni TB olgusu, yüzde 5,9’u (563 olgu) önceden tedavi görmüş olgulardır. Toplam olguların 5.490’ı (yüzde 57,6) erkek, 4.037’si (yüzde 42,4) kadındır. Hastaların 6.169’u (yüzde 64,8) akciğer tüberkülozu iken, 3.358 hastada (yüzde 35,2) akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kronik ve bulaşıcı hastalıklar birey ve toplumda sağlık kaybının yanı sıra, ekonomik ve psiko-sosyal kayıplara da neden olmakta, uzun süreli tedavilerin düzenli sürdürebilmesi için sosyal ve ekonomik destekler verilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında bir protokol imzalanarak ekonomik ve sosyal güçlükler yaşayan tüberküloz hastalarına 2018 yılı Şubat ayından itibaren aylık nakdi sosyal yardım verilmeye başlanmıştır. Aynı zamanda tıbbi öz bakım gerektiren ve evdeki yaşam koşullarının yetersiz olduğu durumlarda ilave destek ödemesi sağlanabilmektedir. Dünya çapında bir ilk ve iyi uygulama örneği olan bu programla tüberküloz hastalarımızın tedavi ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, hastalara ve ailelerine psiko-sosyal destek verilmesi, yoksulluğun azaltılarak yaşam kalitesinin yükseltilmesi hedeflenmişti
Kaynak : PHA