[10:44, 1/25/2025] Vahit Özdemir Emekli Diplomat: - FİJİ CUMHURBAŞKANIYLA SOKAKTA TESADÜFEN TANIŞMA VE TÜRKİYE’YE DAVET

-MELE KÖYÜNDE FİJİLİ İMAM YUSUF’UN KILDIRDIĞI CUMA NAMAZI

-GERÇEKLEŞMEYEN ANTARKTİKA ZİYARETİ

Özlem Pekcan :

Avustralya kadar merakımı uyandıran diğer bir ülkede Yeni Zelanda.

Orayı görüp görmediğini soruyorum Vahit Bey’e. Görmemiş ama Vanuatu’ya gitmiş. İstikametimiz belli oldu.

Vahit Özdemir: Vanuatu, Sidney’in doğusunda ve 1800 km uzaklıkta, 82 adadan oluşan bir ülke. Çok güzel, yaşanılır bir yer; eski İngiltere ve Fransa sömürgesi.

Özlem Pekcan:

82 ada, muazzam bir rakam. Nasıl yaşıyorlar?
Vahit Bey benim şaşkınlığıma gülümsüyor ve anlatıyor.

Vahit Özdemir:

Orada epey gezdirdiler bizi. Çocuklar evlerinden okul için başka bir adaya kayıkla gidiyorlar. Merkez’de başkentte var ama köylerde elektrik yok, ilkel ancak organik bir yaşam.

Çayırlar insan boyunda, “bizim atlar buraya gelse, bayram ederler,” diyordum.

Su akıyor pırıl pırıl. Bizim o pet şişelerden içtiklerimizden daha kaliteli.
250 bin nüfusu var, bir milyon turist geliyor. Yeni Zelanda’dan veya Avustralya üstünden günde birkaç uçak seferi var. Ben Sidney üstünden gittim. Bir-iki saat sürdü. 
Oradayken Fransız Konsolosu bir Bayan beni buldu. İstanbul’a tayin olmuş  ve benden bilgi almak istiyordu, randevulaştık.

Taksiden inerken ayağım bir yere takıldı, düştüm. Dizim biraz kanadı. Canımız da kıymetli. O da beni korkuttu, “tetanos aşısı yaptırman gerek” vs. dedi. Benimle ilgilendi sağ olsun, Fransız bir doktora götürdü, o zaman 1 000 Avustralya doları ücret aldılar benden. Bir tetanos iğnesi vurdular, pansuman yaptılar o kadar.

VANUATU’DAKİ MELE KÖYÜNDE BARAKAMSI CAMİDE CUMA NAMAZI VE TEKBİR SESLERİ

Özlem Pekcan:

Avustralya parası kullanıyorlar öyle mi?

Vahit Özdemir:

Evet ama bağımsızlar. İki resmi dilleri var. Vanuatu’da bir radyo televizyon kuruluşuna gittim, beni canlı yayına çıkarttılar. Karşımda Tunuslu bir bayan. Biz de Türkiye’den, güncel meselelerden bahsettik.

Binadan çıkarken, resepsiyona: “Burada Mele Köyü varmış, nasıl gidebilirim?” diye sordum.

Bir adam da bizi dinliyor, meğer tv kanalının sahibiymiş. İngiliz’miş. “Ben orada oturuyorum, seni götüreyim,” dedi. Yolda; “Orada mescit varmış,” dedim. “Yirmi yıldır köyde oturuyorum, hiç hatırlamıyorum,” diye karşılık verdi.

Gerçekten de öyle bir mescit var, ormanın içinde barakamsı bir yapı. Cuma günleri Fijili Yusuf isimli bir imam geliyormuş. Bize de Cuma namazı  kıldırdı. İmam Cuma Hutbesini verdikten sonra; “Aramızda bir Türk diplomatı var, Türkiye’den geldi. Abimizi kürsüye davet ediyorum,” dedi. “Ben müftü değilim, imam değilim” desek de dinletemedik.

Neyse aldık elimize mikrofonu; “Türkiye’den selam, sevgi,” dedik, birkaç dakika sonra malzememiz bitti. Orada da İran’da bulunmanın faydasını gördük. “Tekbir!” dedim, hemen “Allahu Ekber!” diye karşılık verdiler. 60-70 kişi baktım iyice coştular, alsam götürsem gideceğiz, bir olay çıkacak. Neyse kendimizi kontrol altına aldık. Beni bırakmadılar, “ille bizim misafirimiz ol,” dediler. Onlarla konuşurken; “İngiliz sömürgesi daha iyiydi,” dediler. “Niye?” diye sordum. “Bize her ay para veriyorlardı,” dediler. Adamlarda millî duygu kalmamış.

Orada bir-kaç  Pakistanlı “yemek yiyelim” diye tutturdular. Ben de kabul etmiştim. Ertesi gün otele not bırakmışlar. Beni almaya geldiler. İki üç tane lüks cip yola koyulduk. Adanın dağlık bölgesi de var, tırmanıyoruz. Aldı beni bir düşünce; “bunlar beni ne yapacaklar, soyacaklar mı? Yanımda para da yok,” diyorum. Adamlar iyi niyetliymiş. Bir tepenin üstünde lüks bir villaya girdik. 8-10 erkek. Sadece benim için bir masa, sandalye, tabak, çatal koymuşlar. Bunları aldım, yere attım. “Yahudi icadıyla işimiz olmaz,” dedim.

Sandalyeyi de iteledik, bağdaş kurduk oturduk. Köylü çocuğuyuz ama onlar gibi de beceremiyoruz. Dizlerimiz ağrıdı. Kend…
[20:27, 1/25/2025] Vahit Özdemir Emekli Diplomat: ÜNLÜ HATİP VE SİYASETÇİ OSMAN BÖLÜKBAŞI’NIN 51 YAŞINDA İKEN 1962 YILINDA DEVRİN ÜNLÜ ŞARKICISI BEHİYE AKSOY’A YAZMIŞ OLDUĞU MEŞHUR AŞK ŞİİRİ:

GEÇELİM GÜZELİM GEL BU SEVDADAN

Bende saç ağarmış, gönül tüter mi?

Kül olmuş sinemde çiğdem biter mi?

Viran yerlerde hiç bülbül öter mi?

Geçelim güzelim gel bu sevdadan.

Sen taze bir çiçeksin, bahar istersin,

Çileyen bülbülsün gülzâr istersin,

Gönlü ateş dolu bir yar istersin,

Geçelim güzelim gel bu sevdadan.

Sen taze, ben geçkin, güzelim olmaz,

Genç gönül kadehi benimle dolmaz,

Ben hazânı gördüm baharım olmaz,

Geçelim güzelim gel bu sevdadan.

Osman BÖLÜKBAŞI:
(Hacıbektaş, 1911-Ankara 2002)

Millet Partisi (1948-1953),

Cumhuriyetçi Millet Partisi
(1954-1958),

Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (1958-1962),

Millet Partisi (1962-1973),

kurucusu ve Genel Başkanı.
1950-1973 yıllarında Kırşehir ve Ankara Milletvekili olarak görev yaptı.
Düzce’de Millet Partisi’nin düzenlediği açık hava mitinginde elinde yazılı metin olmaksızın non-stop 8 saat 36 dakika konuşarak Türkiye rekorunu kırmıştır.

20 Temmuz 1948’de kurulan Millet Partisi bugünkü MHP’nin hukuki
babasıdır.

Doğum yeri ve tarihi:
Hasanlar Köyü, 1 Mart 1911
HACIBEKTAŞ-NEVŞEHİR

Vefat yeri ve tarihi: İbn-i Sina Hastanesi, ALTINDAĞ-ANKARA
06 Şubat 2002