Türk milleti, tarih boyunca birçok zorluk ve imtihanla karşılaşmış, ancak her seferinde birlik ve beraberliğini koruyarak dimdik ayakta kalmayı başarmıştır. Bu dayanıklılığın temelinde, *Türk kimliğini oluşturan “cevher-i aslî” ve “içtimai Türk milliyetçiliği” kavramları yatmaktadır.* Bu yazıda, bu iki kavramın derin anlamlarını, toplumsal birliğin inşasındaki rolünü ve Türk milletinin geleceği için taşıdığı önemi ele alacağız.
*Cevher-i Aslî: Kimliğin Temeli*
Cevher-i aslî, Türk milletinin özünü ve karakterini ifade eden bir kavramdır. Bu terim, tarih boyunca Türk toplumunun bir arada durmasını sağlayan, onu diğer toplumlardan ayıran temel değerlerin bütününü içerir. Atatürk’ün de belirttiği gibi, *“Türk doğmak” sadece bir etnik kimlik meselesi değil; aynı zamanda bu kimliğin değerlerini benimsemek ve yaşatmak anlamına gelir.* Cevher-i aslî, Türk milletinin tarihsel ve kültürel mirasıyla derin bir bağ kurar ve bu bağ, milletin geleceğe yönelik umut ve hedeflerini belirler.
Bu bağlamda, cevher-i aslî kavramı, sadece saf kan Türk olmayı değil, Türk kültürünü, dilini, tarihini ve geleneklerini içselleştirmeyi gerektirir. Etnik kökeni farklı olan bireyler de bu değerlere sahip çıktıklarında, Türk kimliğinin zenginliğine katkıda bulunmuş olurlar. Böylece, Türk milletinin birlikteliği pekişmiş olur.
*İçtimai Türk Milliyetçiliği: Toplumsal Dayanışma*
*İçtimai Türk milliyetçiliği, Türk milletinin toplumsal dayanışma, yardımlaşma ve bir arada yaşama bilincini ifade eden bir kavramdır.*
Bu kavram, bireylerin birbirlerine olan bağlılıklarını, toplumsal sorumluluklarını ve ortak değerler etrafında birleşme yeteneklerini ortaya koyar. *İçtimai Türk milliyetçiliği, sadece tarihsel bir kimlik meselesi değil; aynı zamanda günümüzde toplumsal barış, adalet ve eşitliğin sağlanmasına yönelik bir anlayıştır.*
Toplumsal birliği oluşturacak olan, farklı kökenlere sahip bireylerin ortak değerler etrafında birleşmesidir. İçtimai Türk milliyetçiliği, her bireyin Türk milletinin bir parçası olduğunu kabul etmesini ve bu aidiyet bilinciyle hareket etmesini sağlar. Bu bağlamda, toplumsal barışın sağlanması ve dayanışmanın güçlenmesi için bu bilincin yaygınlaştırılması gereklidir.
*Toplumsal Birliğin İnşası*
Cevher-i aslî ve içtimai Türk milliyetçiliği, toplumsal birliğin inşası için kritik bir öneme sahiptir. Bu iki kavram, bireylerin ve toplumun ortak değerlerini beslerken, aynı zamanda Türk milletinin tarihsel ve kültürel kimliğini güçlendirir. Toplumsal birliğin sağlanması, bireylerin kendi kimliklerini tanıması ve bu kimliği sahiplenmesi ile başlar. Bireyler arasındaki anlayış, saygı ve sevgi, toplumsal barışın temellerini oluşturur.
*Eğitim ve Bilinçlendirme*
Cevher-i aslî ve içtimai Türk milliyetçiliği kavramlarının toplumda etkin bir şekilde yaşatılması, eğitimle mümkündür. Eğitim, bireylerin kendi kimliklerini tanımalarına, bu kimliği sahiplenmelerine ve toplumsal değerlere katkıda bulunmalarına imkan tanır. Türk milletinin tarihi boyunca benimsediği değerler, adalet, merhamet, hoşgörü ve yardımlaşma gibi ahlaki değerlerin yeniden inşası, eğitim yoluyla sağlanmalıdır. Eğitim kurumları, bireyleri bilinçlendirerek, Türk milletinin geçmişini, kültürünü ve değerlerini gelecek nesillere aktarmakla yükümlüdür.
*Son Söz*
Cevher-i aslî ve içtimai Türk milliyetçiliği, Türk milletinin birlik ve beraberliğinin en önemli unsurlarıdır. Bu kavramların derinlemesine anlaşılması ve toplumsal hayatta yaşatılması, Türk toplumunun geleceği için kritik bir öneme sahiptir. Her bireyin bu kavramları sahiplenmesi ve yaşatması, toplumsal birliğin inşasında hayati bir rol oynar. Unutulmamalıdır ki, Türk milleti, kökenleri farklı olsa bile, ortak bir amaç etrafında birleşen ve dayanışma ruhunu benimseyen bir topluluktur. Cevher-i aslî ve içtimai Türk bilinciyle hareket eden bir toplum, gelecekte daha güçlü, daha dayanışmacı ve daha müreffeh bir yaşam sürdürecektir.
*Necat KACAN*
Eğitimci Araştırmacı Yazar