"Ahlaksız Müslüman"
Başlık, ilk bakışta hakaret unsuru barındırıyor gibi değil mi?
Hele birde "MÜSLÜMAN" kimliğine asla yakışmayan bir sıfat!
Ancak hakaret içeriği yok elbette..
Toplumda bireyler bazen tartışma esnasında birbirine "ahlaksız" kelimesi ile hakaret eder mi?
Eder evet..
Çok da geniş anlamlıdır!
Ahlaksız: Kadın-erkek farketmeksizin uygunsuz tavırlar sergileyen, etik olmayan ikili ilişkiler yaşayan, uslup olarak aşırı uçlarda konuşanlara denildiği gibi; yalancı, dolandırıcı, utanması kalmamış kişilere de söylenir.
Toplumda "ahlaksız" dendiğinde de ilk akla gelen bunlardır..
Peki; Müslüman "Ahlaksız" olabilir mi?
Bu tabirin, bu tanımlara göre çok ağır bir ifade olduğunun farkındayım..
Gelin bugün önce kendimizi..
Sonra en yakınımızı..
En uzağımızı..
En alt kademeyi...
En üst kademeyi...
DÜŞÜNELİM!
Muhasebe edelim..
Muhakeme edelim..
Ağır gelse de soralım!
"Ahlaksız" Müslüman mıyız?
Yahut kim var etrafta "AHLAKSIZ MÜSLÜMAN"!?
Ama bu kelimenin tam karşılığını bulmak için, yukarıda yazdığım hakaret unsuru kullanım dışında, diğer "gerçek" manalarını da verelim..
Ahlak nedir?
TDK der ki; Yazılı olmasa da; bireylerin toplumda uyması gereken, güzel ve etik olan kurallar bütünüdür!
Yani, AHLAK:
*Doğruluktur!
*Dürüstlüktür!
*Emaneti korumaktır!
*Yalan söylememektir!
*Gıybet etmemektir!
*İftira atmamaktır!
*Hoşgörülü olmaktır!
*Savurganlıktan, israftan kaçınmaktır!
*Cömert olmaktır!
*"Ben" dememektir!
*"Benim" dememektir!
*Tevazu sahibi olmaktır!
*Kibirlenmemektir!
*Kıskanç olmamaktır!
*Hor görmemektir!
Ekleyin ekleyebilidiğiniz kadar....
Tüm bunların olabilmesi için de insanda var olması gereken en önemli, olmazsa olmaz güzel ahlak öğesi ise ADALETTİR!
Çünkü insan acak adalet duygusu var ise(!); kendini veya başka birini korumak, kurtarmak için yalan söylemez!
Şartlar koşullar ne olursa olsun, gerekirse kendi zarar görecek dahi olsa, ancak "adalet" ahlâkı varsa doğruyu söyler!
*Özgürlüğü, varlığı, zenginliği, iyi şartlarda yaşamayı, sadece kendisine, yakın çevresine veya çıkar elde edeceği kişilere değil!
Adaleti ile, herkes için ister!
Bir zulüm varsa sessiz kalmaz!
Haksızlığa susmaz!
Susarsa ADALETLİ olamaz!
"Müslüman" dedik ya..
İmanımız ile MÜSLÜMANIZ!
Tekliğine, birliğine inandığımız Rabbimizin; "El-Adl" esması vardır..
Doğru olmak, doğru davranmak, adaletle hükmetmek; eşitlemek, hakkaniyet, anlamları vardır.
Yani "En âdil olan" demektir!
Adaleti "net" olan Rabbe inanıyoruz!
Îman ettiğimiz Rabbimizin bize peygamber olarak seçtiği Hz. Muhammed'in (SAV) en bilinen özellikleri neydi?
Adil ve güvenilir oluşu!
Bu özellikler ile aldığı sıfat, isim neydi peki?
EL-EMÎN!
Her konuda kendisinden, adaletinden, güvenilirliğinden, doğru söyleyeceğinden EMİN olunan kişi!
Eee, ya biz?
"El-adl" olan Rabbimize, "El-Emîn" olan peygamberimize inanarak "MÜSLÜMAN" olduk, ELHAMDÜLİLLAH(!)...
Ama!
Pembe, yeşil, mavi, beyaz bilumum renkli yalan söyleyebiliriz! (Mİ?)
Kendi çıkarımıza bazen adaletten vazgeçebiliriz! (Mİ?)
"Benim işim olsun, gerisi beni ilgilendirmez" diyebiliriz! (Mİ?)
Rahat ve zenginlikte "israf" içinde iken, kıt kanaat geçinen, hattâ "geçinemeyen"leri görmezden gelebiliriz! (Mİ?)
Görsek de "Az daha SABIR" der, hayra sevkederiz! (Mİ?)
Bizden(!) değilse, ".......cılardansa" ona herşey müstehak! Diyebiliriz! (Mi?)
Maddî kazanç uğruna; "hile, hurda, sahtekarlık yapmayan yok ki bu devirde" der, o kervana mecburen(!) dahil olabiliriz! (Mİ?)
Siz söyleyin!
Bunlar ve daha fazlası yok mu?
İnandığımız, mensubu olduğumuz İslâm dininde, kimliğimiz olan "MÜSLÜMAN" lıkta olması gereken "AHLAK" bu mudur?
Bu Ahlak değil, AHLAKSIZLIKTIR!
Bunları yapan da, "ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIM" diyorsa; "AHLAKSIZ MÜSLÜMANDIR" diyebilir miyiz?
Demeyelim yine de...
Müslüman ve Ahlaksız....
Hiç yakışmıyor çünkü!
Merhum Mehmet Akif ERSOY'un; gayrimüslimlerin "iş ahlâkı" ile ilgili şöyle bir anektodu vardır:
"Onların 'işi' bizim 'dinimiz gibi' sağlam, dosdoğru!
Bizim 'işimiz' ise onların 'dini gibi' duruma göre değişken, eğri büğrü!"
Bu durum acı, ama maalesef gerçek!
Ve ne yazık ki artık sadece "iş" ahlâkı değil, genel ahlak da böyle....
Velhasıl-ı Kelam...
Tüm dinlerin temel esası GÜZEL AHLAKTIR!
Kur'an'da ve sahih hadislerde de net olarak belirtilmiştir ki:
"AHLAK" ÎMAN ile bir bütündür..
Yani; ahlak konusunda zaafiyetimiz varsa, îman konusunda da zaafiyetimiz başlamış demektir!
Sonra der dururuz...
"Nereye gidiyor bu gençlik!"
"Ataistlik, deistlik aldı başını gidiyor!"
Neden?
Ahlak yoksa, Îman da yok olmaya mahkumdur çünkü!
Geçen haftaki yazıdan bir kesiti tekrar yazalım ez cümlede...
Kişi olması gereken Ahlakî ölçülere göre yaşamayınca neler olabilir?
*Namaz kılan bir terörist!
*Oruç tutan bir sapık!
*Kelime-i şehadet getiren bir hırsız!
*Hacca giden bir yalancı!
*Kurban kesen bir zînakar!
*Zekat veren bir tefeci!
*Allah'ı bilen, kitabını okuyan ama bunu kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmeyen bir dolandırıcı!
*Sünneti bilerek yaşayan, anlatan bir iftiracı!
*Mü'min olan(!) ama duruma ve çıkarına göre 'bir öyle/bir böyle' konuşan ve bunu normalleştiren bir kaypak!
*Şükreden bir müsrif!
*Takva ile yaşıyor görünen bir kâtil!
Rabbim bizleri böyle olmaktan korusun.. Hepimize gerçek "GÜZEL" ahlak nasip etsin..
Ahlaksız olmaktan..
"Ahlaksız" sıfatı alarak İSLÂM'I, MÜSLÜMANLIĞI yaralamaktan bizi muhafaza eylesin inşallah diyelim...
VESSELÂM....