Ülkenin ve dünyanın sorunlarını kendisine dert edip, bunları karınca karatınca dile getirmeye çalışan gazeteci meslektaşlarımla birlikte uydu üzerinde yayın yapan, ulsal tv TEMPO TV'de saat: 15.00'da canlı olarak sunduğumuz Gazetecilerle Gündem' adlı programa hazırlanırken geçtiğimiz gün yaptığım '2024-2025 Eğitim Dönemi Başlıyor Okullar salaş halde duruyor!' başlıklı bir haberin gözden ırak sorunlarını tetiklediği bölgemde ki eğitimin içler acısı durumun ortaya koyan bir görüntü geliyordu bana.
Ve bu görüntünün hemen ardından Çin ile Hindistan'ın aynı nüfusla dünyanın en çok yaşandığı ülkeler olduğunu belirten haber ile memleketim Ardahan'da 6 bin kişinin daha gittiğini yani göç ettiğini haberini alıyordum.
Ve dönüp önce o gelen içler acısı görüntüyü, arından nüfusu artan dünyada ki haberleri ve memleketimi , 'Gezmesek de, tozmasak da O köy bizim köyümüzdür.' diye başlayıp, 'Orda bir ev var, uzakta, O ev bizim evimizdir. Yatmasak da, kalkmasak da O ev bizim evimizdir. Orda bir ses var..' diye devam eden şiirin eşliğinde yeniden yazmaya başlıyordum..
Bilmem ama ben Ahmet Kutsi Tecer'in bu şiirinin devamında 'Orada bir ses var' satırına takıldım..
Evet, 'Orda bir ses var, uzakta, O ses bizim sesimizdir. Duymasak da, tınmasak da O ses bizim sesimizdir.' satılarını bir kez daha tekrardan hem de bira yüksek sesle yeniden okumanızı isterken 10 kıtası olan ama iki kıtasını bile ezbere okumayı beceremeyip, milliyetçi, vatan sever, ulusalcı, Kafkaslı, Ahıskalı bunlar yetmez birde kendisine 'bu vatan bizimdir, bizden başkası hep hain' deyip, senden benden daha milliyetçi olduklarına bir soru sormak isterim.
Siz o gitmediğiniz, görmediğiniz, sınıra sıfır, 11 köyün öğrencilerinin taşımalı eğitimle eğitim gördüğü köye yaptırılan ama Milli Eğtimin teslim almadığı için sahipsiz kalan ve başta resmi kurumlarca olmak üzere köylülerce talan edilen, talan yetmez şu an bu yazıyı okuyan senin köyünde ki gibi Kale, Kule, Kilise, Sinagoglar gibi taşları yenip, duvarları sökülen Kurtkala Kız Öğrenci Yurdunun ve 'yol yaptık, tünel yaptık, köprü yaptık' diyenlerin 100 yıldır yolunu, köprüsünü yapamadıkları ama kanyonuna HES Barajı diktikleri bölgeye adını veren tarihi Kurtkala kalesinin sesini duyuyor muzsunuz?
Peki 'Orda bir dağ var, uzakta, O dağ bizim dağımızdır., İnmesek de, çıkmasak da O dağ bizim dağımızdır.' diyeneler bu ülkede dağda değil ovada siyaset yapmak isteyenlere 'Ben ne dersem o' diyenlere, direnlere karşı ortaya konan baskıcı yönetim anlayışına ses çıkarmayan sen 'Orda bir yol var, uzakta, O yol bizim yolumuzdur. Dönmesek de, varmasak da O yol bizim yolumuzdur.' satırlarını okurken bu yollar niye bir tülü yapılmaz, toz dumanı kaldırır diye sordun mu?
Sormazsın, ilgilenmezsin, üç maymunu değil, 4 maymunu oynar Ahmet Kutsi Tecer gibi şair, yazar, sanatçı, gazeteci de söyleyip, yazınca onları da Nazım gibi' Kürdüm' diyen Ahmet Kaya gibi vatan haini ilan eder ya sürgünde yada onca siyasi gibi ters kelepçe ile sabahın erinde çel çocuğunun göz yaşları arasında evinde alınıp, kapatıldıkları zindanda öldükten sonra şiirlerini okur, yazıların kitaplaştırır ve Posof'ta ki, Çıldır Kurtkala'da ki bakılıp, toplanmayan meyveleri çürüyüp, ayılara, ineklere yem olan ağacın dibinde oturur timsah gözyaşlarınla ağlarsın..
Ve yaklaşık 240 yıl önce dalından kopan elması başına düştüğü Newton gibi o adına kent çiçeği denen ve yüz yıllardır ayakta duran elma ağacının dibinde değil, köydeki çeper dibine benzettiği ve 'vatan-millet-sakarya' edebiyatıyla kalemşörluk yapmaktan başka bir şey yapmadığınız şu sanaldan çıkar, ayağa kalkar onca sorun, sıkıntıya karşın bu yazıyı ve onca yazı, söz sana 'Newton bana ilham verdi' diye ayağa kalkar, kendine gelir, sonrada sorarsın, 'Dünya büyürken, Ardahan niye küçülür?' diye..
Evet gelelim 'Dünya büyürken, küçülen Ardahan' başlığımıza ilham veren kaynağa..
Bir zahmet onu da okuyun ve bu büyüyen dünya da biz niye küçülüyoruz diye kendinize bir soru daha sorun..
DÜNYANIN NÜFUSU 8.04 MİLYARA ULAŞTI..., Bu 8 milyar insanın; %11'i Avrupa'da, %5'i Kuzey Amerika'da,, %9'u Güney Amerika'da, %15'u Afrika'da, %60'ı Asya'da yaşamaktadır., %49'u köylerde,, %51şehirlerde yaşıyor.
Bu insanların; %12'si Çince, %5 İspanyolca, %5 İngilizce, %3'ü Arapça, %3 Hintçe, %3 Bengalce, %3 Portekizce, %2 Rusça, %2 Japonca, %62'si kendi dilinde konuşuyor.
Ve bu insanların; %77'sinin konutu var. %23'ünün yaşayacak mekanı yok., % 25'i yetersiz besleniyor, %87'si temiz içme suyuna sahip., %75'inin cep telefonu var., %30'unun internet erişimi var., % 7'si %33'ü Hıristiyan,, %22'si Müslüman, %14'ü Hintliler, %7''si Budist, %12'si diğer dinler, %12'sinin dini inancı yok.
Çoğunuzun bir eser bırakıp, er, geç gittiğiniz bu dünyada insanların %26'sı 15 yaşına ulaşamadan ölüyor. 15-64 yaş aralığında ölenlerin oranı % 66'dır., İnsanların sadece % 8'i 65 ve üzerindeki yaşlara kadar yaşayabilmektir..
Kaynak: NEW ENGLAND JOURNAL OF MEDICINE
20.08.2024