Bugün, 21 Aralık 2024 Cumartesi

CEVAP BULUNAMADI…

    Çocukken kendime en çok sorduğum soruydu İyilik mi? Doğruluk mu? Ben aslında ikisini de seçmek isterdim. Çünkü benim için ikisi de olmazsa olmazdı. Kurallar vardı ve birini tercih etmek zorundaydım. Ben de hep doğruluğu seçerdim. Benim için iyilikte çok önemli ama doğruluk tek ve her yerde aynıydı. Hayat bana doğruluğun bulunduğun kültüre, coğrafya ve topluma hatta kişilere göre şekil aldığını çok sonra öğretti. İnsan yaş aldıkça aile içinde öğrendiklerinin bile sorgulanması gerektiğini anlıyor. Doğruluk mu, iyilik mi sorusunun cevabını bende bilmiyorum artık. İyilik de doğruluk da kişiye ve bulunduğun ortama göre değiştiğini gördükçe, yaşamın içinde bunlarında olması gerektiğini kabulleniyorsun. Araştırmalara göre kalp de aynı beyin gibi iyi ve kötü anıları biriktiriyormuş. Beyinden bağımsız bulunan hücreler yaşadığımız olayları kayıt altına alıyormuş. Belki de bizim yüreğimizin acısı da ondan. Hani tarif edemediğimiz bir yürek yangısı olur ya adını koyamadığımız bir acı. Yirmi birinci yüzyılda insanların birbirini yok etme mücadelesi karşısında ne iyilik ne de doğruluk artık anlamı yitirdi. Kime göre iyi, kime göre doğru hepsi birbirine karışmış durumda. İnsanlığın ruhlarında ki bu öfke, kin, nefret her geçen gün artıyor. El birliğiyle Tanrının bize verdiği ışığı yok ediyoruz ki bu ışık Tanrının bize kendinden verdiği hani “BEN SİZE ŞAH DAMARINIZ KADAR YAKINIM” demesidir. Bazılarımız o yakınlığı zindanlara kapattık. Ben Tanrının bize verdiği iradeyi kullanma kılavuzunu tersten okuyanlar ve düzden okuyanlar diye ikiye ayırıyorum. Tıpkı evrenin kusursuz uyum döngüsü, artı ve eksinin muntazam iç içe geçmiş halidir. Yaşam döngüsü içinde ne kadar iyilik varsa o kadar da kötülük var. Ne kadar doğru varsa o kadar da yanlış var. 

Almanya da Nazi kamplarında tutulan insanlar, banyo yapacakları söylenerek çırılçıplak soyuluyorlar. Oysa gaz odalarına götürüldüklerini bilmeden çoluk çocuk hepsi emre itaat edip soyunuyorlar. İnsanlar toplu halde camlı gaz odalarına sokuluyor. Camın arkasında sözde “bilim insanları” gözlem yapıyor. Camlı odaya gaz veriliyor. Yüzlerce insan oksijen alabilmek için birbirlerini ezerken bilim insanları da not alıyor. Amaçları ilime, insanlığa katkı koymak! Merak içinde insanların verdikleri tepkileri kayıt altına alıyorlar. Bilimsel bir deneye imza attıkları, iyiye hizmet ettiklerinden o kadar eminler ki, kendi aralarında insanların tepki veriş biçimlerini bile tartışıyorlar. Yapılan işlem bakış açıları ve inandıkları ideolojiye hizmet etmekten başka bir şey değil. O gün orada ölenler ve kalanlar için bir vahşeti. 

İnsan ve yaşam biçimi çok karmaşık bir döngü halinde devam ediyor. İyilik=kötülük, doğruluk= yanlışlık aynı paralel de gidiyor. Evrenin yaradılış şekline bakarsak artı ve eksi den oluşuyor. İki zıt kutup, iki ayrı enerjini ortaklaşa evrenin düzenli bir şekilde gitmesini sağlıyor. İki zıtlık nasıl oluyor da bu kadar muntazam bir şekilde yan yana duruyor. Hepimiz iyi olmak gerektiğine inanırız. İyilik kime göre neye göre? Kötülük kime göre neye göre? Oysa gerçek de iyilik ve kötülük aynı oranda. Dünya kısır bir döngü içinde devam ediyor. Yaşamın evrenin döngüsünü çözmek, aslında bazı şeyleri olduğu gibi kabullenip yolumuza devam etmekle ilişkilidir. Bu döngü içinde cevap bulamadığımız bir sürü soru var. Hepimizin tek bir isteği vardı. Herkes için hep iyilik, güzellik olsun. Bunun mümkün olamayacağını bildiğimiz halde. Galiba büyümenin en kötü yanı da bu olsa gerek. 

Bizim oralarda çoğunluk maden işiyle uğraşırdı. Birçok aile, akraba, kardeş sırf bu pastadan en büyük payı almak için birbirleriyle düşman oldu. Ortaokul dönemimdi hafızamdan hiç silemediğim, unutmak isteyip te unutamadığın ve hala vicdanım ve mantığımın kabul etmedi o acı hatıra beynimde bir mıh gibi çakılı kaldı.

Köyden bulunduğum şehre acı haber çabuk ulaşmıştı. Henüz gençliğinin baharında bir gencin ölüm haberi almıştık. Daha önce hem akraba hem de çok iyi dost olan iki aile pay kapma yarışında birbirine düşman olmuştu. Ölüm haberi hepimizi üzüntüye boğmuştu. Komşumuz dışında. Herkes bizim bahçede toplandı. Kavgalı taraflardan biride gelmişti. Hepimiz haberin etkisi altında üzüntü içindeyken, kadın ellerini havaya açıp önce Tanrıya şükredip sonra da döne döne oynamaya başladı. 

O gün benim için hayata ve insanlığa bakış açımın değişti gündü. O gün her şeyi sorgulamaya başladığım gündü. Ölen genç kimsenin namusuna, malına, vatanına, göz dikmemişti. Sadece büyüklerin savaşında ailesinden yana olmuştu. Aslında kimse kavga ederken onun fikrini de sormamıştı. Büyüklerin kapışmasında tek suçu ailesinin yanında olmaktı. Üstelik yeni nişanlanmıştı. Güzel bir sevdiği ve hayalleri vardı. Askerden yeni gelmişti. Paylaşılamayan şey dünyalıktı. Hepimiz bu tarafta ki değerli bulduğumuz her şeyi bırakıp gidecektik, bunu da biliyorduk ama yine de kavga edip birinin ölümü için oynayacak hale geliyorduk. İyilik ve doğruluğu bunun neresine sığdıralım. Kim haklıydı bu davada? Aslında haklı ya da iyi belki de doğru bunun neresindeydi. Aradan yıllar geçti. İnsanların gözlerinin hiç bir şey görmediği, hala küslüklerin devam ettiği pastadan pay alma konusu olan maden ocağı kapatıldı. Birçok insanın canı yandı. Sanırım benden başka kimse de olaylara böyle bakmadı. 

Ben bir daha “İyilik mi? Doğruluk mu?” sorusunu sormadım. Zaten karar da veremiyordum. Ben ikisi de olsun istiyordum. Bana göre hepimiz hem iyi hem de doğru olmalıydık. Ona göre doğru olan buydu. Herkes hak ettiğini bulmuştu. Bana göre ise bu doğru değildi. Ona göre bu ölüm ettiği duanın yaptığı iyiliklerin karşılığıydı. Acısı hafiflemişti, yüreği soğumuştu. Adalet yerini bulmuştu. Bana göre yapılan iyiliğin karşılığı bu değildi. Bu iyilik değildi. Her şeyde bir tezatlık yok muydu zaten. Ne kadar iyilik o kadar kötülük. Ne kadar doğruluk o kadar yanlışlık. Bir kitap ta okumuştum “Aslanın avını bulmak için mücadelesini göre aslandan yana olur. Gün boyu ceylanı izleyen de ceylana üzülür. Mantık bazen kabul etmekte zorlansa da sonuç değişmiyor. Cevap bulamadığımız bir mantık çerçevesine koyamadığımız, içinde debelendiğimiz durumlar karşısında teslimiyete geçiyoruz. İnsanın her şey de mantık araması boşa çaba, arasan da bulamıyorsun zaten. Tezatlar üzerine kurulu bir dünya ve insanlar. Doğruluk da iyilik de çok değişken bir olgu. Tıpkı dünya ve evrenin çalışma sistemi gibi. Biri olmadan diğeri olmuyor. Tanrı bu konuda bizi serbest bırakmıştı. Herkes kendi seçimini yaparak yolunu çizmeliydi. İrade de tam da bu oluyordu. Yoksa koskoca Tanrı istese herkesi iyi biri yapamaz mıydı? Hindistan da kutsal sayılan inek bizde kurban edilmesinin açıklamasının her bölgeye ve coğrafya ya göre farklı bir kabulleniş getirdiği gibi iyi ve doğru da bana göre bu kadar açıklanabilir. Sen iyi olabilirsin ama kime göre neye göre?  Sen doğru biri olabilirsin ama kime göre neye göre?  Hepimizin karanlık yönleri vardır. Hangi yönümüzü kullanacağımız bizim tercihimizdir. İyilik, doğruluk kişinin bulunduğu yere ve duruma göre değişiyor. Hayat o kadar karmaşık bir o kadar da sade. Hangisi doğru hangisi yanlış: yanlış ne? Doğru ne? Cevap bulamadığım fakat ısrarla cevap aradığım bir döngü. Her kişinin ve toplumun yazılmamış kurallar vardır. “VİÇDAN” ve “AHLAK” Dünyanın neresine gidersen git, insanlığın yüksek mahkemesi ahlak ve vicdanıdır.

İyilik ve doğruluk yaşadığımız ortama göre değişkenlik gösteren bir olgudur. Kimimiz Hindistan da inek oluruz, kimimizde Türkiye de! Bazılarına göre kutsal vazife için korunursun, bazıları da protein alman gerektiği için haftada bir gün mutlaka tüketmen gereken bir besin türü. Bu durumda doğru olan ne, iyi olan ne?

 

Serpil TEKİN


CEVAP BULUNAMADI…

.

Serpil Tekin

2.03.2024 13:34:00

Köprüköy İlçemizde her şey yolunda

Tarım: insanlık tarihinin en eski medeniyet taşlarından biridir

Erzurum'da Şap hastalığı tespit edildi…

Vali Çiftçi'den 91 Yaşındaki Naciye Nineye Ziyaret

TYB Erzurum Şubesinden inciler…

Horasan’da Şap hastalığı tespit edildi…

İLERİ MİKROSKOP TEKNİKLERİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

Mazbata alındı: Erzurum AK Parti teşkilatında Küçükoğlu’nun ikinci dönemi resmen başladı

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ÖZEL VAKIF OKULLARI "YERLİ ÜRET, YERLİ TÜKET" TEMALI ETKİNLİK DÜZENLEDİ

REKTÖR HACIMÜFTÜOĞLU, SAVUNMA SANAYİİ BULUŞMALARINA KATILDI

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 15 13 0 2 24 41
2.Fenerbahçe 16 11 2 3 25 36
3.Samsunspor 15 9 4 2 12 29
4.Eyüpspor 17 7 4 6 7 27
5.Göztepe 15 7 4 4 7 25
6.Beşiktaş 15 7 4 4 7 25
7.İstanbul Başakşehir 15 6 5 4 4 22
8.Antalyaspor 15 6 6 3 -6 21
9.Konyaspor 16 5 6 5 -5 20
10.Rizespor 15 6 7 2 -6 20
11.Kasımpaşa 15 4 4 7 -1 19
12.Gazişehir Gaziantep 15 5 7 3 -4 18
13.Sivasspor 16 5 8 3 -7 18
14.Alanyaspor 15 4 6 5 -3 17
15.Trabzonspor 15 3 5 7 1 16
16.Kayserispor 15 3 6 6 -12 15
17.Bodrum FK 15 4 9 2 -9 14
18.Hatayspor 15 1 8 6 -11 9
19.Adana Demirspor 15 1 12 2 -23 2

YAZARLAR