Kimin umurunda...
Deprem fay hatlarında, görev alan, Belediye başkanlarımızı için acil olan, gecekondular üzerine şehirleşen ilçelerdeki, ömrünü tamamlamış yaşlanmış binaları, bir an önce boşalttırıp, halkı güvenli yerlere taşıyıp, insanların güvenligini sağlamak olmalıdır.
Bu iş için "Deprem risk alanları yönetimi" kurup, konu üzerinde hassasiyetle durmalarıdır.
Sivil anlayışı keyfine bırakırsanız, Ev sahibi evin iyisini, müteahhit kârın iyisini ister.
Konu hakkındaki yasalar yeterli değil, takdir edilen destekler yeterli değil.
Eskimiş binalara verilen iskân ve oturum izinlerini iptal etmek gerekir.
Geçmişte ve bugün hala, dost ahbap referansları ağır basmaktadır.
Mesken sahipleri günü birlik düşünmekte, ileriyi görmemektedir.
Fakat görüyoruz ki, otoriter kurumlar, geçmişte kanatlıları nasıl diri diri toprağın altına koyduysa, şimdi de dört ayaklı canlıları nasıl sessizce itlaf ederiz, ortadan kaldırırız, gibi işler peşinde koşmaktalar. İnsanların yaşam güvenliğini tehdit eden asli konuları unutmuş görünüyorlar.
Her ay bir binanın çöktüğü bir ülkede, eskimiş binalardan acilen halkı uzak tutmak gerekiyor.
Emeklinin yanından geçemediği, devlet konutlarına ve KYK yurtlarına halkı yerleştirmek gerekiyor.
İnsanların yaşama hürriyetini devletler yaptıkları uygulamalarla, mutlu ve özgür hale getirebilirler.
Yerel yönetimlerdeki bu savurganlık, aymazlık ve adam kayırmacılık olduğu sürece, daha çok, her gün her hafta elim bir vaka ile karşılaşacağız ve bu durum sanki normalleşiyor.
Ülkeyi idare eden otoritelerin ve siyasi partilerin kimi ikbal yolunda, kimi de Roma yolunda olduğu sürece kanaatimiz odur ki, daha çok elem ve acı yaşayacağız.
Saygılarımla
M Sıtkı Aloğlu