Necat Kacan

Tarih: 31.10.2024 10:05

Öcalan’ı TBMM Kürsüsüne Çıkarmak: İhanetin Yeni Yüzü mü?

Facebook Twitter Linked-in

Geçtiğimiz günlerde bazı iktidar mensuplarının dile getirdiği, terörist başı Abdullah Öcalan’ın TBMM kürsüsüne çıkarılması önerisi, Türkiye’nin yakın tarihindeki en tehlikeli ve sarsıcı önerilerden biri olarak gündeme düştü. Bu öneri, sadece Türkiye’nin terörle mücadelesine değil, aynı zamanda şehitlerin hatırasına, toplumun hassasiyetlerine ve milli değerlere doğrudan bir saldırıdır. Öcalan gibi bir terörist liderin, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi bir milli irade platformunda yer alabileceği düşüncesi, terörle mücadelede verilen emekleri hiçe saymak anlamına gelir.

*Merhum Ozan Arif’in şu dizeleri ne kadar da doğru söylüyor:*

“İmralıdan o melun çıkarsa da şaşmayın.
Bunlar onu meclise sokarsa da şaşmayın.
Yakasına madalyada takarsada şaşmayın.
Şehitlerin öcünü almaktan caydı bunlar,
ihanetin adını açılım koydu bunlar!”

Bu mısralar, bugün yaşadığımız ve şahit olduğumuz süreci öngörürcesine dile getirilmiş. PKK gibi, binlerce masum vatandaşımızı katleden, Türkiye’nin huzuruna, birliğine ve bütünlüğüne kasteden bir örgütün liderinin, umut hakkı gibi saçma bir taleple TBMM kürsüsüne çıkarılması gündemi, ülkenin milli reflekslerine büyük bir saldırıdır.

*PKK’yı Öcalan mı Bitirecek?*

İktidar mensuplarının bazıları, PKK’nın bittiğini, Öcalan’ın TBMM kürsüsüne çıkarılıp, “PKK’yı lağvediyorum” demesi gerektiğini savunuyor. Bu öneriyi savunanlar, PKK’nın artık Öcalan tarafından yönetilmediğini, terör örgütünün farklı güç odaklarının kontrolünde olduğunu açıkça göz ardı ediyor. Özellikle ABD ve İsrail gibi ülkelerin, PKK’yı bir piyon olarak kullanarak, Türkiye’yi bölmeye ve zayıflatmaya yönelik politikalarını sürdürdüğünü düşünürsek, Öcalan’ın söyleyeceği herhangi bir sözün bu yapılar tarafından dikkate alınmayacağını da bilmemiz gerekir.

PKK, sadece Öcalan’ın kontrolünde olan bir örgüt olmaktan çıkmıştır. Türkiye’deki ve bölgedeki çıkarlarını korumak için terör örgütünü destekleyen uluslararası aktörler, Öcalan’ın sözlerini dikkate almaz. PKK’nın silahlı varlığı, Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmeye devam ederken, bu örgütle mücadeleyi sadece bir kişinin açıklamalarına bağlamak, hem siyasi bir saflık hem de büyük bir yanılgıdır.

*Örtülü Af mı Geliyor?*

Öcalan’ın TBMM kürsüsüne çıkarılması fikri, Türkiye’de çok ciddi bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Bu öneri, adeta bir örtülü af niteliğinde. Zira, İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çeken bir terörist başına, umut hakkı adı altında af yolunun açılmaya çalışılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk sistemine, adaletine ve şehitlerine karşı bir ihanettir.

Türkiye, yıllardır terörle mücadele ediyor, bu uğurda binlerce şehit verdi. Bir yandan terörle mücadele ederken, diğer yandan terör örgütüyle uzlaşma arayışları içerisine girmek, halkın güvenliğine yönelik büyük bir tehdittir. Bu söylemler, terörle mücadelenin temelini sarsan, devleti zayıf gösteren bir duruş sergilemek anlamına gelir. Terörle mücadelenin bir strateji gerektirdiği açıktır, ancak bu strateji asla teröristlerle müzakere etmeyi içermemelidir. Terörle uzlaşma, sadece daha fazla kanın akmasına ve ülkenin bölünmesine zemin hazırlar.

*Milli Birlik ve Adaletin Yok Sayılması*

Öcalan’ı TBMM kürsüsüne çıkarmayı düşünenler, bu ülkede yaşayan milyonlarca vatandaşı, şehit ailelerini ve gazileri hiçe sayıyor. Bu tür söylemler, toplumu derinden yaralayan, şehitlerimizin hatırasına yapılan büyük bir saygısızlık olarak tarihe geçer. Ülkemiz, terörle mücadelede büyük bedeller ödemiştir. Oğlunu, babasını, kardeşini bu mücadelede kaybeden binlerce insanın acıları hala tazeyken, terörist başına böyle bir imkan tanımak, toplumsal vicdanı derinden yaralar.

Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi bir milli irade kurumunda konuşturulması, hukukun üstünlüğüne olan inancı zedeleyerek, adalet duygusunu yok eder. Bugüne kadar hukukun gereği olarak İmralı’da cezasını çeken bir teröriste umut hakkı gibi anlamsız bir fırsat sunmak, sadece adaleti yaralamakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle mücadeledeki kararlılığını da sorgulatır hale getirir.

*Son Söz*

Türkiye’nin terörle mücadelesi, yıllardır büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürülmektedir. Binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz bu acı dolu süreçte, Öcalan gibi bir terörist başının TBMM kürsüsüne çıkarılması gibi bir öneri, bu mücadelenin ruhuna aykırıdır. Bu tür öneriler, terörle mücadelede verilen emekleri, fedakarlıkları ve şehitlerin anısını hiçe saymak anlamına gelir. Toplumun büyük bir kesimi bu tür ihanet dolu söylemlere karşı net bir duruş sergilemelidir.

Türkiye, birliğini ve bütünlüğünü koruma konusunda taviz veremez. Terörle mücadelede kararlılık, devletin ve milletin bekası için en önemli unsurdur. Öcalan’a umut hakkı verilmesi ya da TBMM kürsüsünde yer verilmesi, terörle mücadelenin zayıflatılması ve Türkiye’nin bölünmeye doğru sürüklenmesi anlamına gelir. Bu tehlikeli söylemlere karşı hep birlikte durmalı, şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarına sahip çıkmalıyız. Türkiye, terörle uzlaşarak değil, terörle mücadelede kararlılık göstererek ayakta kalır.

*Necat KACAN*

Eğitimci Araştırmacı Yazar


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —