Vahit Özdemir

Tarih: 21.10.2024 16:43

TÜRKİYE’NİN AB’NE (AET) GİRMESİNİ KİM VEYA KİMLER ENGELLEDİ?

Facebook Twitter Linked-in

TÜRKİYE’NİN AB’NE (AET) GİRMESİNİ KİM VEYA KİMLER ENGELLEDİ?

Vahit ÖZDEMİR

Milli Savunma Bakanlığında kısa bir süre Özel Kalem Müdür Yardımcısı kadrosuyla MSB Plan-Koordinasyon ve Andlaşmalar Dairesinde Fransızca Mütercim olarak görev yaptım.

Dışişleri Bakanlığının 1975 yılında açmış olduğu Katiplik sınavlarında başarılı oldum.

Daha sonra 1976 yılında Dışişleri Bakanlığının açmış olduğu diplomatik kariyer memurluğu sınavlarında da 14 ‘üncü sırada yer aldım.

Toplam 30 diplomatik kariyer memuru alınmıştı.

Mülakatta 100 üzerinden 100 aldım.

1975-1978 yıllarında Brüksel Başkonsolosluğumuzda görev yaptım.

Belçika, İran, Almanya (2 defa), Polonya, Gürcistan, Ukrayna, ABD (2 defa ) ve Avustralya’daki dış misyonlarımızda müşterek kararnameyle çeşitli diplomatik  ve konsüler görevlerde bulundum.
Görevim süresince 16 tane diplomatik pasaport eskittim.

Ulaştırma Bakanı Prof.Dr. Enis Öksüz ile Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Prof.Dr. Şükrü Sina Gürel’in Başdanışmanlığı görevlerinde bulundum.

1973-1975 yıllarında Merkez’i Lyon’da bulunan Fransa Türk Öğrenci Birliği’nin Kurucu Başkanlığı görevini ifa ettim.

İyi düzeyde Fransızca bildiğim için Brüksel’de kısa kısa sürede  geniş bir çevre yaptım.

1978’de devrin Dışişleri Bakanı Prof.Dr. Gündüz Ökçün ile Dışişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü Pulat Yüksel Tacar’ın gazabına uğradım ve sağcı olduğum gerekçesiyle o zaman D bölgesinde bir sürgün yeri olarak adlandırılan Rızaiye (Urumiye) Başkonsolosluğumuza tayin edildim.

Aslında Urumiye’ye sürgüne  gönderilmekle farkında olmayarak TALTİF edilmişim.

1978-1982 yıllarında Urumiye (Rızaiye) Başkonsolosluğumuzda görev yaptım.

İran Şahı’nın ülkeyi terketmesine (16 Ocak 1979) Humeyni’nin Paris’ten Tahran’a gelişine ( 1 Şubat 1979) ve İran-Irak savaşına yakinen şahitlik ettim.

AET yeni adıyla AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dondurulması andlaşması için Ankara’dan gelen heyetle birlikte 17 Ekim 1978 tarihinde uçakla Türkiye’ye döndük.

Heyet Başkanı Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Yozgatlı Hemşehrimiz Nazif Çuhruk idi.

THY uçağında Büyükelçi Nazif Çuhruk ile yan yana oturarak Brüksel-Frankfurt-İstanbul ve Ankara güzergahında beraber uzun bir yolculuk yaptık.

Büyükelçi Nazif Çuhruk ile bir abi-kardeş ilişkimiz vardı.

Çuhruk’un rahmetli Osman Bölükbaşı ile de dostane bir hukuku vardı.

Dışişleri Bakanlığı’nın 3 numaralı koltuğunda oturan Büyükelçi Nazif Çuhruk’un uçakta bana anlattıklarını tarihe ışık tutabilmek adına aşağıda özetlemeye çalışacağım:

“ Hemşehrim ve Sevgili Kardeşim Vahit, Hükümetin talimatıyla  TÜRKİYE-AET (AB) ilişkilerini dondurmak için kalabalık bir heyetle Brüksel’e geldik.

Avrupa ve ABD her zaman Türkiye ve Yunanistan arasında bir denge politikası izlemeye çalışıyor.

Göreceksin yakında Yunanistan, İspanya ve Portekiz AET’ye (AB) tam üye olacak .

Türkiye ise maalesef ömür boyu  AB’ye giremeyecek.”

-Vahit Özdemir: Niye Nazif Abi?

-BE Nazif Çuhruk: Başbakan Ecevit ekonomiyi bilmiyor. Danışmanları Marksist.Türkiye’deki büyük holdingler AET (AB)’ye şiddetle karşılar.

Ecevit’e göre AET (AB) ortak , Türkiye ise büyük bir pazar.

Ecevit düzgün ve namuslu bir siyasetçi. İyi bir Dışişleri Bakanı veya iyi bir Kültür Bakanı olabilir ama Başbakan asla!”

Öte yandan , Ecevit’i Ecevit yapan 1954 yılında Bursa’da önseçimlerde devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’dan  fazla oy alarak DP listesinden Bursa Milletvekili olarak Meclis’e giren daha sonra Kırşehir’i ilçe yaptığı için DP’den istifa ederek Hürriyet Partisini kurarak partinin Genel Sekreterliğini yapan 1963-1965 yıllarında İnönü Hükümetinde başarılı bir Milli Eğitim Bakanlığı görevini ifa eden, lisede velim olan ve bana her ay karşılıksız 50 lira burs veren Dr. İbrahim Öktem’in Ankara Bulvar Palas Otelinde bana anlattıklarına kulak verelim:

AĞUSTOS-1982
BULVAR PALAS

- Vahit Özdemir: Sayın Bakan’ım Siz Ecevit’ten 21 yaş büyüksünüz ve Ecevit’e her zaman Abilik yaptınız.

Osman Bölükbaşı Sizi çok sever ve takdir eder.

Osman Bölükbaşı Ulucanlar Cezaevinde yatarken Siz Bölükbaşı’yı Hürriyet Partisi Genel Sekreter’i ve Bursa Milletvekili sıfatıyla ziyaret de etmişsiniz.

Ecevit’i Siz Ecevit yaptınız.

Yardımcılığını yaptığınız Bülent Ecevit hakkında neler düşünüyorsunuz?

-Dr. İbrahim Öktem: Sorma evladım sorma. Ecevit eline geçen tarihi fırsatı değerlendiremedi. Ülkeyi, partiyi, kendisini ve bizleri mahvetti. Ecevit karısı Rahşan Hanım’ın esiri olmuş gariban birisiydi. Ecevit’in Adalet Partisi’nden istifa ettirdiği 12 milletvekilinin 11’ni Bakanlık koltuğuyla taltif etmesi demokrasi adına FAHİŞ BİR HATAYDI.” (Bkz. Güneş Moteli)

Öte yandan, Türkiye’de anarşinin kol gezdiği, günde 30-40 kişinin öldüğü bir ortamda eski Sosyal Güvenlik Bakanı ve Sinop Milletvekili Hilmi İşgüzar MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ile CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’i Çankaya Cinnah Caddesinde iş insanı Ali Yıldız’ın bürosunda buluşturmak istiyor.

İşgüzar’ın teklifini Türkeş memnuniyetle kabul ediyor.

Ecevit ise “ Türkeş ile görüşmemi örgütüme anlatamam, partimde ciddi bir sıkıntı yaratabilir.” diyerek reddetti.

Oysa ülke kan gölüne dönmüş bir haldeydi.

Süleyman Demirel Ekim-1979’da Ecevit’in ara seçimlerdeki hezimetinden sonra azınlık hükümetini kurmakla görevlendirildi.

Demirel’in azınlık Hükümeti AET ( AB ) ile ilişkilerini geliştiremezdi.

Çünkü bir azınlık hükümetiydi.

MHP’nin dışarıdan , Erbakan’ın KERHEN destek verdiği Demirel’in azınlık hükümeti güçlükle ayakta durabiliyordu. ( Kasım 1979-12 Eylül 1980)

Üstelik MSP Genel Başkanı Erbakan AET’ye (AB) şiddetle karşıydı.

Erbakan AET ( AB ) ‘yi BİR HRISTİYAN KULÜBÜ  OLARAK GÖRÜYORDU.

Bu durumda Başbakan Süleyman Demirel’in eli kolu bağlıydı.

Üstelik 1979-1980’lerde günde en az 30-40 kişi maalesef sağ-sol çatışmasında öldürülüyordu.

1980’de Türkiye’nin bir iç savaşın eşiğinde olduğunu bilmem hatırlatmağa gerek var mı?

TÜRKİYE’NİN AET’ye (AB)  TAM ÜYE OLAMAMASINA KİMİN VEYA KİMLERİN SEBEP OLDUĞUNU SAYGIDEĞER FACEBOOK ARKADAŞLARIMIN ZEKALARININ TAKDİRİNE BIRAKIYORUM.

NEREDEN NEREYE?

Vahit Özdemir
21 Ekim 2024


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —