Necat Kacan

Tarih: 25.09.2024 10:41

*Türklüğün Düşmanı Çoktur, Ama Türklüğü Savunanın Düşmanı Daha Çoktur*

Facebook Twitter Linked-in

Türklük tarih boyunca güçlü bir kimlik olmuştur. Sadece bir milleti tanımlamakla kalmayıp, adalet, özgürlük ve bağımsızlık ilkelerine dayanan bir anlayışın sembolü haline gelmiştir. Ne var ki, bu güçlü kimlik, tarihin her döneminde çeşitli düşmanlıklarla karşı karşıya kalmıştır. Türk'ü zayıflatmak, onu tarih sahnesinden silmek isteyen güçler, bu düşmanlıklarını hem dışarıdan hem içeriden sürdürmüşlerdir. Ancak asıl çetin olan, bu saldırılara karşı durarak Türklüğü savunanların karşılaştığı zorluklar ve düşmanlıklardır.

Türklüğü savunmanın zorluğu, yalnızca dış mihraklardan gelen saldırılarla sınırlı değildir. Maalesef, kendi içimizde de bu köklü kimliği küçümseyen, onun gücünü ve tarihsel önemini görmezden gelenler bulunmaktadır. Bu içsel zayıflatma girişimleri, dış tehditlerle birleştiğinde, Türk kimliğini ve değerlerini savunmayı daha da zorlaştırmaktadır.

Peki neden Türklüğü savunanlar daha fazla düşman edinir? Bu sorunun cevabı, savunmanın kendisinin bir meydan okuma olmasında yatmaktadır. Bir kimliği savunmak, onun değerlerine sahip çıkmak, o kimliği zayıflatmaya çalışan her türlü güce doğrudan bir karşı duruş anlamına gelir. Bu karşı duruş, sessizliği ve kabullenmeyi tercih edenleri rahatsız eder. Türklüğü savunanlar, sadece dış tehditlere karşı değil, aynı zamanda kendi içindeki pasifliğe ve teslimiyete de karşı bir duruş sergilerler. Bu da onları daha fazla hedef haline getirir.

Türklük, tarih boyunca bir direnişin ve mücadelenin simgesi olmuştur. Orta Asya'nın bozkırlarından Anadolu'ya, Avrupa'nın içlerine kadar uzanan bir serüvenin içinde, Türk milleti her zaman kendi değerlerini savunmuş, haksızlığa ve zulme karşı durmuştur. Bugün de bu mücadele devam etmektedir. Modern dünyada Türklüğü savunmak, sadece tarihsel bir mirası yaşatmak değil, aynı zamanda evrensel adalet ve bağımsızlık ilkelerini savunmak anlamına gelir.

Bu nedenle, Türklüğü savunmak bir onur olduğu kadar bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu üstlenenler, sadece geçmişin değil, geleceğin de inşasında önemli bir rol oynarlar. Elbette ki bu süreçte düşmanlıklarla karşılaşmak kaçınılmazdır. Ancak unutulmamalıdır ki, bu düşmanlıklar, aslında savunduğunuz şeyin ne kadar değerli olduğunun da bir göstergesidir.

Sonuç olarak, Türklüğün düşmanı çoktur. Ancak, Türklüğü savunanların daha fazla düşman edinmesi, bu savunmanın gücünden ve etkisinden kaynaklanmaktadır. Türk kimliği ve değerleri, savunuldukça daha da güçlenir, kökleşir ve geleceğe taşınır. Bu savunmanın ne kadar zor olursa olsun, tarihin ve milletin vicdanında onurlu bir yeri vardır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —