Türkân bebek, küçük bir çocuğun hayatını kaybetmesinin ötesinde, bir halkın varlık mücadelesinin derin izlerini taşıyan bir sembol haline gelmiştir. Bulgar askerlerinin ateşiyle hayata veda eden bu masum çocuk, Bulgaristan’daki Türklerin baskı altındaki varlık mücadelesinin simgesi haline geldi. Türkân’ın ölümü, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda zorbalığa karşı verilen onurlu direnişin bir hatırlatıcısıdır.
1989 yılında Bulgaristan’da yaşanan olaylar, yalnızca bir halkın kimlik mücadelesi değil, aynı zamanda devletin sistematik baskıları ve zorbalığına karşı bir duruşun, bir direnişin en acı noktalarından biriydi. O dönemde Bulgar hükümeti, Türkçe’yi yasaklamak, Türk ismini değiştirmek ve Türk kültürünü silmek gibi uygulamalarla halkı asimilasyona zorlayarak, kimliklerini kaybetmelerini hedefliyordu. Bu zorbalığa karşı gösterilen direniş, hem maddi hem de manevi bedelleriyle pek çok masum hayatı etkiledi.
Türkân bebek, o dönem yaşanan dramların en trajik simgelerinden biridir. Ailesiyle birlikte, Bulgar askerlerinin açtığı ateşe maruz kalan bu küçük çocuk, hayatını kaybettiğinde yalnızca bir can kaybı yaşanmamıştı. O an, Bulgaristan’daki Türklerin tarihindeki bir dönüm noktasını işaret ediyor, bir halkın direnme gücünü ve kendi kimliklerine sahip çıkma kararlılığını simgeliyordu. Türkân bebek, adeta bir ulusun umudu, direnişi ve acısıyla birleşmiş bir figür haline gelmişti.
Bugün, Türkân bebek yalnızca bir acı hatıra değil, aynı zamanda bir halkın direnişini, kimliğine sahip çıkma çabasını simgeleyen bir kahramandır. Onun ölümü, dünyanın farklı yerlerindeki baskılara karşı verilen mücadelenin bir sembolü olmuştur. Her geçen yıl, Türkân’ın hayatını kaybettiği o an, özgürlük mücadelesinin acı ve anlam yüklü bir hatırlatıcısı olarak halkın belleğinde yaşamaya devam ediyor.
Türkân bebek, her şeyden önce, bir halkın kimliğine, kültürüne ve varlığını sürdürme mücadelesine olan inancını simgeliyor. Onun ismi, sadece bir dönemin acı anı olarak kalmakla kalmayacak, aynı zamanda Bulgaristan’daki Türklerin varlık mücadelesinin güçlü bir sembolü olarak anılmaya devam edecektir.
Rafet Ulutürk