Yolu yol bilen onurlu yoldaşlarım özgürlük için, eşitlik için, adalet için, mutlaka DİREN! Umutsuzluğa kapılan ve yanlış yola sapan aydınlara en güzel örnek, dönekler değildir... Çünkü onlar zaten güce tapan ve bu kirli güç nedeniyle de hiçbir zaman gerçek aydın olamamış şaklabanlardır.
Umutsuzluğa kapılan ve yanlış yola sapan aydınlara en iyi örnek Stefan Zweig'tır.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, kendisini Avrupa barışına, Avrupa birliğine, Avrupa kültürüne, Avrupa'nın gelişmesine adamış olan Zweig, Nazi diktatörlüğünün bir çılgınlık dalgası halinde geldiğini Avrupa'yı kana buladığı ve tüm insanlığı tehdit ettiği gören Zweig, 1942 yılında, sığındığı Brezilya'da, eşiyle birlikte özgürlük ve adalet için intihar ettiğini sakın unutma.
Her gecen gün biraz daha otoriter yönetime dönüşen AKP ve AKP'yi oluşturan çağdışı yönetimi " milli mücadele verilerek kurulan bu cumhuriyeti kirli emeller için uçurumdan uçuruma sürüklediğini sakın unutma umutsuzluğa düşme" DİREN.!
İnsan olarak böylesi bir yönetime karşı direnmemek bir intihardır, direniş ise seni ve oluşturduğun toplum için bir özgürlük ve barış için bir zafer olduğunu unutma "DİREN!
Her zaman baskılardan ve şiddetten kurtuluş için mutlaka bir "umut" ve kurtuluş için bir yol olduğunu sakın unutma diren, demokrasi, için özgürlük için, eşitlik için adalet için diren çünkü haksızlığın ve hukuksuzluğun karşısın da kazanacak olan sen olacaksın…
Her şeye rağmen, özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesinde kazanan sen ve içinde yaşadığın toplum olacaktır bu bilinçle yaşa yolu yol bilen yoldaşım. " Bireylerin ve toplumların en büyük düşmanı umutsuzluktur". Umutsuzluk bir insanın ve bir toplumun yaşama güdüsünü yok eder.
Umutsuzlukların en kötüsü ise aydınların üç kuruş kirli çıkarlar peşinde koşarak kendilerini ve toplumu umutsuzluğa sürükleyişleridir... Cumhuriyetimiz son 10 yıldır gün geçtikçe karanlık bir süreç içinde sürüklenerek gittikçe demokrasiden ve hukuktan özgürlüklerden uzaklaşıyor...
Üstelik bu süreç, sonu görülen bir askeri dikta dönemleri gibi de değil tam tersi sivil bir diktatörlüğe sürükleniyor ülke... Sonu açık, ne zaman biteceği belli değil... Bu nedenle yıllardır muhalefet dediğimizi siyasi yapı ülkemizi uçurumdan uçuruma sürükleyen otoriter yönetim karşısın da pekte etkin ve rasyonel bir varlık göstermediği kesin ve her geçen gün dehada yetersizliği artıyor.
Ancak ne var ki yıllardır özellikle de gelişen ve yenileşen modern çağa ve toplumuna uzak bir aydın güruhun varlığı toplumsal direncin kırılması ve umutsuzluğa kapılmalarını kabul etmek mümkün değil:
Çünkü bizatihi aydınların varlığı bile her toplum için bir umut değildir... Aydınlığa, bilime, bilgiye, demokrasiye, hukuka, insan haklarına, özgürlüklere ulaşmanın yolları ve yöntemleri mutlaka vardır o yol da topluma umut vermek ve bir ışık tutmaktır!
Hem içerdeki hem dışarda umutla, umutla "DİREN" diyorum:
Umutsuzluğa kapılma; bir meşale düşün ve karanlığa karşı DİREN!
Özgürlük için, eşitlik için, adalet için, bir mum gibi yanarak DİREN! İnsan için, insanlık için, DİREN! Yurdun için, yurttaşın için, DİREN! Kendin için, sevdiklerin için, DİREN!
Bugün değilse, yarın, yarın değilse, öbür gün, ama bir gün, mutlaka karanlıktan kurtularak aydınlığa çıkacak olan sensin! Çünkü insanlığın da, bu Cumhuriyetin de temeli sensin DİREN!
Çünkü tarihler boyu insanlık eşitlik için, adalet için sürekli arayışı içindedir bu arayışta sonsuza kadar sürecektir! İnsanı avutan geleceğin günbatımı değil, gün batımımındın sonra tekrar şafağın söktüğü gündoğumun düşün ve DİREN!.
Ali Berham ŞAHBUDAK…