Bugün, 4 Ocak 2025 Cumartesi
2024 yılını geride bıraktık. Büyük sorunlar, derin sıkıntılar ve maalesef savaşlarla dolu bir yılı nihayet kapattık. Şimdi 2025 yılının ilk gününden dünyayı ve hayatı yeniden selamlıyoruz. Ancak ne yazık ki geçtiğimiz yıl gerçekleşen bazı olaylar diğerlerini gölgede bıraktı.
2024’ün belki de en ağır ve utanç verici olayı, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne konuşma yapmak üzere davet edilmesiydi. Türk milletinin bağrında derin yaralar açmış bu olayın ardından, TBMM Başkanı sıfatını taşıyan DEM Partisi milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın, Abdullah Öcalan’ı ziyaret edip onun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye teşekkürlerini ilettiği mesajların da olduğu bir bildiriyi kamuoyuna açıklamaları Türk milletinin vicdanını adeta paramparça etti. Dünya sahnesinden silinmiş bir terör örgütünün tekrar aktör haline getirilmesi, binlerce şehidimizin ve gazimizin anısına saygısızlık oldu.
2025 yılı ise bizi çok daha çetin bir mücadelenin beklediği bir yıl olarak karşımızda duruyor. Gündemdeki “Yeni Anayasa” çalışmalarıyla federatif bir devlet yapısına geçiş ve çoklu millet tanımı üzerinden ülkenin bölünmesi söz konusu. Topraklarımızın genişlemesi adı altında aslında Türkiye’nin 7 küçük etnik unsura “idari özerklik” adıyla parçalanması planlanıyor. Bununla da yetinilmeyip, ilerleyen süreçte İstanbul’da bir “Ekümenik Patrikhane Devleti” kurma hayalleri de bu planların bir parçasıdır.
Bizleri bekleyen bu tehlikelerin karşısında elimizde bir sihirli değnek yok. Ancak Türk olmak, millet olmak, birlik olmak bilinciyle bu tehditleri bertaraf edebiliriz. Milletimizin tarihi şuuruyla, bağımsızlık aşkıyla bu planları bozacak gücü her zaman kendimizde bulabiliriz.
2025 yılı, mücadele dolu bir yıl olacak. Ancak Türk milleti, geçmişte olduğu gibi bugün de dirayetini, cesaretini ve ferasetini gösterecektir. Türk milletinin birlik ve beraberlik şuuruyla nice yeni yıllara erişmesini diliyorum. Yeni yılın ilk gününden tüm dostlara selam ve saygılarımla.
Kadir Uğur Yılmaz
