“Bir milleti 36 yıl boyunca kandırmak ancak sistemli bir ihanetin sonucu olabilir.”
Bir milleti kandırmak zordur.
Ama bir milleti 36 yıl boyunca kandırmak için önce onun en zayıf anını yakalamanız gerekir:
Yıkıldığı, susturulduğu, öksüz bırakıldığı bir an.
Ve işte biz Bulgaristan Türkleri, 1989’da zorla göç ettirildiğimizde, camilerimiz kapatıldığında, adlarımız değiştirildiğinde, sesimizi ararken, bir “lider” adıyla tanıştırıldık: Ahmet Doğan.
Biz bu isme umut yükledik.
“Birlik olsun” dedik. “Beraberlik büyüsün” dedik.
Ama göremediğimiz büyük gerçek, çok acıydı:
Ahmet Doğan bizden biri değildi.
O, Türk halkının içinden değil, Bulgar Komünist Partisi’nin laboratuvarında yetiştirilmiş bir projeydi.
Görevi belliydi:
Bizim adımıza konuşmak ama bizden olmamak.
Maskelerle 36 Yıl
36 yıl boyunca o lider koltuğunda kaldı.
Ama hep maskelerle…
Türk gibi konuştu ama Bulgar çıkarlarına çalıştı.
Beraberlik dedi ama hep kendine yakın olanları zengin etti.
Birlik dedi ama halkı hiç dinlemedi.
Düşünün, biz Türkler, bir hainin arkasından “bize liderlik etsin” diye bekledik.
Her seçimde ona oy verdik.
Her zulümde “sessiz kalırsa planı vardır” dedik.
Ama şimdi açıkça söylemek gerek:
Planı vardı, ama bizim için değil… Onlar için!
Ve Sonuç?
• Türk vakıfları hâlâ gasp edilmiş durumda.
• Camilerimiz yıkık, mezarlıklarımız sahipsiz.
• Kültürel haklarımız sınırlı.
• Türk gençliği siyasete küsmüş, halk umutsuz.
Ama o liderin sarayı büyüdü.
Zenginliği arttı.
Yatları, korumaları, partileri oldu.
Ve en sonunda, Bulgar derin devletinin uşağı olduğu tescillendi.
Artık Yeter!
Biz 36 yıl boyunca kandırıldık. Ama artık uyanıyoruz. Bir daha asla, başımıza Türk gibi görünen ama kalbi Bulgar olan bir lideri geçirmeyeceğiz!
Birlik istiyoruz, evet!
Ama bu kez gerçekten bizimle aynı acıyı yaşamış olanlarla.
Aynı sofraya oturmuş, aynı gözyaşını dökmüş, aynı duaları etmiş olanlarla…
Gerçek Lider, Halkla Bir Olandır
Ahmet Doğan bize lider olmadı. O sadece bir barikat kurdu.
Bizimle devlet arasına, bizimle adalet arasına, bizimle umut arasına barikat koydu.
O, Türk halkını 36 yıl boyunca uyuttu.
Ama artık o uykudan uyanıyoruz!
Birlik dedik, beraberlik dedik…
Ama yanlış kişiyle, yanlış niyetle, yanlış yolda yürüdük.
Şimdi o yolu terk etme zamanı.
Şimdi yeniden, gerçekten bizim olanlarla yürüme zamanı.
Çünkü:
Bir milleti kandırabilirsin, ama sonsuza kadar değil.
Ve kandırılan bir millet, uyandığında hesap sormasını da bilir!