T.C. Kurucu Önderi Gazi Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün çok bilinen sıkça söylenen ve yıl dönümlerinde dillere pelesenk olmuş ancak hiç anlaşılmayan, anlaşılmak istenmeyen sözlerinden biri de
«Öğretmenler! Yeni kuşak(lar) sizin yapıtınız olacaktır.» sözüdür.
Ne var ki cımbızla kesilmiştir,
«Türk demek Türkçe demek, ne mutlu Türk’üm diyene» sözündeki «Türk demek Türkçe demek» kısmının atıldığı,
«Üreten köylü milletin efendisidir» sözündeki «Üreten» sözcüğünün atıldığı gibi…
Birisi kültür, birisi ekonomi…
Konumuza geri dönelim.
Bu söz tek başına bile anlamlı olsa da bu söz burada bitmiyor. Bir önü ve bir arkası da vardır. Cımbızla kesip alınan tek tümce bile ana konuyu anlatır.
"Öğretmenler! Yeni kuşağı, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Yapıtın değeri, sizin beceriniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni kuşakları, bu özellik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir… Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır."
Atatürk’ün sözü işte bu bölüm içindedir. Yalnızca bu bölüm bile ciltlerce kitap yazdırır.
Bu sözün önü ve arkası derken yalnızca konuşma metni olarak söylemedim.
Daha cumhuriyetin adı konduktan peşi sıra söylenen bu sözlerden önce Kurtuluş Savaşı’nın en ateşli anlarında 1921 yılında 1. Eğitim Çalıştayı’nın toplandığını herkes bilir ve yine söyler ama yine anlaşılmamıştır.
Anlaşılamamıştır demiyorum, çünkü; Atatürk’ü gerçekten anlamak için çaba gösterildiği çok açık.
Atatürk’ün dediklerinden yola çıkalım ve bulunduğumuz yeri görmek için şu soruları sorabiliriz.
Bilimsel olarak kaç makale yazıyoruz?
Üniversitelerimiz dünyada kaçıncı sırada?
Kitap okuyanlar toplam nüfusun yüzde kaçı?
Son olimpiyatlarda kaçıncı sırada tamamladık?
Hepsinde yerlerdeyiz değil mi?
100 yıl sonra geldiğimiz nokta işte bu!!!
Temel sorun neredeydi?
Öğretmenler nerede yanlış yaptı?
Ulusal And’ı hepimiz öyle veya böyle biliriz ya da en azından duymayan yoktur.
Temelde nedir Ulusal And?
Bağımsızlık...
Bağımsızlığını nasıl koruyabilirsin?
Ulusal kültürünle, ulusal ekonominle…
Ulusal kültürüne, ulusal ekonomine iye olamazsan (sahip çıkamazsan) ulusal andı nasıl sağlayabilirsin?
Küçük ama büyük sonuçlar doğuran noktalar…
Başöğretmenlerini anlayamadılar...
Atatürk’ün özdeyişlerinin derin, felsefi anlamları yana, Türk Kurtuluş Savaşı’nın, Türk Devrimi’nin felsefi, göksel ve kültürel nitelikleri ve temellerini bir yana yıllarca kurucumuzun son Bilge Kağan’ın söylemleri doğru biçiminde aktarılmadı, anlatılmadı.
Öğretmenlerimiz ne yazık ki Atatürk’ü anlamaya çalışmak bir yana, su üzerinde görünenleri de öğrencilerine doğru aktarmadı.
Ulusal bayramlardaki şarkıları, marşları, törenleri yeterli saydı.
Ama eski bir atasözü vardır.
«Su uyur, düşman uyumaz»
Uyumadı da.
Öğretmenlerimiz önce unuttu, sonra uyudu.
Tarih kitaplarında okuduğu meslektaşları devrim koruyucusu Mustafa Fehmi Kubilayı’da unuttular.
PKK’nın, işbirlikçilerinin ve buna göz yumanların katlettiği Aybüke Yalçın’ı da unuttular.
Kurganları başında Yaradan’a yakarmak, gereğini yapmadıktan sonra bir şey anlam ifade etmez.
Bazı öğretmen türleri de var ki Türkçülük oynama ile kendi egolarını tatmin etmektedirler.
Okuttuğu yüzlerce öğrenciyi gerçek anlamda bir Türkçü olarak yetiştirmeyen ama yaptığı çalışmaları çalarak kendi adını yazarak oligarşik yapı içinde kendine yer arayanlar...
Söylenecek çok konu olsa da Atatürk’ün bir sözüyle yazıma virgül koyalım,
«Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim»
SON BAŞBUĞ ATATÜRK’ÜN ÖNCÜLÜK ETTİĞİ TÜRK DEVRİMİ’NİN YOLUNDAN GİDEN VE BU YÖNDE TÜRK GENÇLİĞİ YETİŞTİRMEYE KENDİNİ ADAYAN ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLARIM.
Murat Kalyoncu (Türkbilimci-Mali Müşavir-Araştırmacı-Yazar)
24.11.2024