Yedisinde Ne İse Yetmişinde De Odur / Hakan KIRBAŞ Uzm. Psikolojik Danışman
2+1, 3+1, 4+1 isterseniz 5 +… Ne olursa olsun kaç odası olursa olsun fark etmez her evde bir salon bölümü vardır. Ve orda salon takımları vardır, annemizin özenle sakladığı o müthiş kozmik oda (!) koltukların üzeri temiz bezle kapatılır, halılara basmadan yürüme becerisini kazanmaya çalıştığımız o kozmik oda, hep kapalıdır o oda. Dini bayramlarda ziyarete açılan, parfümleri bile ayrı olan, anahtarları bile CIA, FBI, M I6, MOSSAD, MIT uzmanlarının bulmakta zorlanacakları yerlere gizlenen o müthiş oda.
Sahi siz çocukken o salondaki koltuklara istediğiniz zaman oturdunuz mu hiç?
Sevgili Okurlar Bu hafta sizlerle ilkokula giden çocuklarımızın (6/7- 10/11) bulundukları döneminin önemini anlatmak için konuk oluyorum.
Malumunuz İnsan, yaşam süreci boyunca doğum öncesi dönemden başlayarak ölüme kadar geçen süre boyunca farklı gelişim dönemlerinden geçecek şekilde yaşamını sürdüren ve nihayetinde ölümle sonuçlanan bir serüvenin baş aktörüdür.
Bireyin yaşam süreci boyunca geçirdiği tüm evrelerde belirli özellik ve davranış kalıpları öne çıkmaktadır. ‘Gelişimde kritik dönemler vardır’ ilkesinden yola çıkarak birey her bir gelişim döneminde yerine getirmesi gereken gelişim görevlerini yerine getiremediğinde ya da görevlerini eksik şekilde tamamladığında, hem o anki gelişim döneminde hem de sonraki gelişim dönemlerinde sorunlar yaşayabilecektir. Bu nedenle her bir gelişim evresinde geçirilen yaşantıların ve bu yaşantılara bağlı olarak edinilen kazanımların insanın tüm gelişim alanları üzerinde (fiziksel, bilişsel, dil, ahlak, kişilik, duygusal, ruhsal, sosyal, cinsel vb.) doğrudan ve dolaylı şekilde etkisi bulunmaktadır.
Bu bağlamda, ağaç yaş iken eğilir, insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur gibi atasözlerimiz konunun önemini vurgulayan atasözlerimizdendir.
Şöyle ki;
Kıymetli okurlarım, İlkokul dönemi, çocukların temel yeteneklerini ve değerlerini kazandığı, hayatlarının en belirleyici evresidir. Çünkü burada yaşayacağı ya da yaşadıkları her olay her deneyim, yetişkinlik macerasının temelini oluşturacaktır.
İlkokul dönemi uygar bir yaşam için; okuma yazma, okuduğunu anlama, ana dilini iyi ve doğru kullanma, temel matematik işlemlerini yapabilme, yakın çevreyi tanıma, toplumsal yaşam kurallarını öğrenme ve öğrenme isteğinde temel olarak karşımıza çıkar. Sosyal beceri geliştirmede yetersiz kalan bir çocuğun ilerleyen evrelerde sosyal yaşamda sorunlar yaşama olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü sosyalleşme aile ortamında gerçekleşmiyor. Bu dönemde çocuk, hayatta ilk kez bağımsızlık duygusunu tadar, arkadaşlık ilişkileri kurar ve sosyal değerleri öğreneceği bir döneme girer. Hele hele birinci sınıf o kadar önemli ki, okul ve eğitim kavramını bu yaşta nasıl algılarsa üniversite hayatına kadar aynı algıyı sürdürür. Birinci sınıf, sayısız yaşam becerisinin bir arada geliştiği bir yıl. Üstelik okul ortamı, bu becerileri geliştirmek için en uygun sosyal ortamdır.
Gelin hep birlikte bakalım bu dönem neden bu kadar önemli.
Çocuklar bu dönemde
·Davranışın sorumluluğunu almayı öğrenecektir.
·Toplumsal kurallara uyma becerilerini öğrenecektir.
·Kişiler arası ilişkilerini geliştirecekleri en önemli dönemdir.
·Somut ve mantıklı düşünmeyi öğrenme becerisini kazanmanın temelini bu dönemde atacaktır. ·Cinsiyetine uygun rolleri benimseyerek, kendi cinsleriyle arkadaşlık kurma, cinsel kimlik oluşturmanın temelini de bu dönemde atacaktır.
·Model aldığı kişilerle özdeşleşme bu dönemde başlıyor.
·Kendine karşı olumlu tutum geliştirme, öz güven, öz düzenleme becerilerinin temeli bu dönemde atılacaktır.
·Akademik (Okuma-yazma-aritmetik) gibi becerileri kazanmaya başladığı dönem.
Son Söz Kıymetli okurlarım bırakın otursunlar o koltukta çocuklarımız, bırakın istedikleri gibi kendi evlerinde halılara basarak yürüsünler halıda ayak izleri çıksın korkmayın, yoksa banklara iz bırakmak için isimlerini kazıyacaklar sonra, bırakın o koltuklarda otursunlar.
Gecelerin ve Gündüzlerin sahibine emanetsiniz.