Pakistan, ülkenin Güney Asya'nın çok ötesindeki hedefleri vurabilmesini sağlayabilecek uzun menzilli balistik füze yeteneklerinin geliştirilmesine devam ediyor. Bu, ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı John Feiner'a göre Pakistan'ı ABD için yeni bir tehdit haline getiriyor, Reuters bildiriyor .
ABD'li yetkili John Finer, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nın düzenlediği bir etkinlikte yaptığı konuşmada, nükleer silahlara sahip bir ülke olan Pakistan'ın, uzun menzilli balistik füze sistemlerinden çok daha büyük roket motorlarını test edebilecek ekipmanlara kadar giderek daha gelişmiş füze teknolojisi üzerinde çalıştığını belirtti.
Finer, bu eğilimlerin devam etmesi halinde Pakistan'ın Güney Asya'nın çok ötesinde, ABD de dahil olmak üzere birçok yeri hedef alma kabiliyetine sahip olacağını vurguladı.
ABD'ye ulaşabilecek füze kapasitesine sahip nükleer silaha sahip ülke sayısının çok az olduğunu, bunların da genelde birbirine düşman olduğunu belirtti.
Finer, "Dolayısıyla, açıkçası, Pakistan'ın eylemlerini ABD için ortaya çıkan bir tehditten başka bir şey olarak görmemiz zor" diye ekledi.
ABD, yakın zamanda Pakistan'ın balistik füze geliştirme programıyla ilgili yeni yaptırımlar açıkladı.
Kısıtlamalar, ilk kez, programı denetleyen ülkenin devlet savunma ajansına uygulandı. Bu yaptırımlar, Pakistan'ın füze teknolojisini ilerletme çabalarını sınırlamayı ve büyüyen füze yeteneklerine ilişkin endişeleri gidermeyi amaçlıyor.
Reuters'ın haberine göre, isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuşan iki üst düzey ABD'li yetkili, Washington'ın Pakistan'ın füze programı konusundaki endişelerinin uzun süredir devam ettiğini ve bu endişenin, geliştirilmekte olan füze motorlarının büyüklüğünden kaynaklandığını belirtti.
Batılı gazetecilere konuşan bir yetkili, ABD'ye yönelik tehdidin önümüzdeki 10 yıl boyunca süreceğini söyledi.
"Endişelerimizi kabul etmiyorlar. Bize taraflı olduğumuzu söylüyorlar," dedi ikinci ABD'li yetkili Reuters'a.
Yetkili, Pakistan makamlarının ABD'nin füze programına uyguladığı yaptırımların Hindistan'a karşı savunma kabiliyetlerini yok etmeyi amaçladığı yönündeki yanlış iddiayı da sözlerine ekledi.
Pakistan'ın nükleer silah ve balistik füze programlarıyla ilgili açıkladığı hedef, 1947'den bu yana üç savaş yaptığı Hindistan'a karşı koymaktır.
Pakistan, Hindistan'ın ilk nükleer silah testini yapmasından 20 yıl sonra, 1998 yılında ilk nükleer silah testini gerçekleştirdi.
Pakistan ayrıca nükleer savaş başlıkları fırlatabilen önemli bir balistik füze cephaneliği de geliştirdi. Araştırma kuruluşu Bulletin of the American Scientists'e göre Pakistan'ın yaklaşık 170 savaş başlığından oluşan bir stokunun olduğu tahmin ediliyor.
Batı medyası, Amerikalı yetkilinin yeni bir tehdit hakkındaki açıklamasının, ABD'nin 2021'de Afganistan'dan asker çekmesi ve Taliban'ın ülkede iktidara geri dönmesinin ardından Washington ile İslamabad arasındaki bir zamanlar yakın olan bağların nasıl kötüleştiğini vurgulayabileceğini belirtti.
ABD-Pakistan ilişkileri yıllar içinde dalgalanmalar yaşadı. Soğuk Savaş sırasında, iki ülkenin 1979-89 yıllarında Sovyetlerin Afganistan'ı işgali sırasında Sovyet birliklerine karşı mücadelelerinde Afgan isyancıları desteklemesiyle güçlendiler.
Ayrıca Pakistan'ın 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından terör örgütü El Kaide'ye karşı mücadelede ABD için önemli bir ortak olduğunu belirtmek önemlidir. Dahası, Pakistan 2004'ten beri NATO dışı önemli bir müttefik olarak belirlenmiştir.
Bu arada İslamabad'ın Taliban örgütüne desteğini sürdürdüğü bildiriliyor.
Ayrıca Pakistan, Hindistan ile rekabeti ışığında, Washington'ın Yeni Delhi ile ilişkileri güçlendirme çabalarını eleştiriyor. İslamabad ayrıca Çin ile yakın bağlarını sürdürüyor ve bazı Çin kuruluşları, Pakistan'ın balistik füze programını tedarik etmedeki rolleri nedeniyle halihazırda Amerikan yaptırımlarına tabi tutulmuş durumda.
Bu yılın başlarında Pakistan, İran ile bir çatışma yaşadı . İki ülke, Ocak ayında ortak sınırları boyunca terörle mücadele operasyonları sırasında karşılıklı saldırılarda bulundu.
RBC-Ukrayna daha önce İran ile Pakistan arasındaki çatışmaya ilişkin detaylı bir haber yapmış ve bunun Doğu'da yeni bir büyük savaş tehdidi oluşturup oluşturmadığını analiz etmişti.