Tarih: 02.10.2024 19:42

Aidiyet Duygusu ve İçtimai Türk Milliyetçiliği: Millet ve Milliyet Kavramlarının Önemi

Facebook Twitter Linked-in

 

Bir milletin varlığı ve sürekliliği, bireylerin aidiyet duygusu ve üst kimlik bilinciyle şekillenir. Türk milleti, tarih boyunca bu bilinci en güçlü şekilde yaşatmış ve dünya sahnesinde varlığını bu aidiyet üzerine inşa etmiştir. İçtimai Türk milliyetçiliği, yalnızca etnik bir kökene değil, millet olma bilincine dayalı bir anlayıştır. Bu bilinci taşıyan her birey, hangi milliyetten olursa olsun, Türk milletinin bir parçası sayılır.

*Millet ve Milliyet Kavramlarının Üst Kimliği: Türk Milleti*

Milliyet kavramı, bireylerin kültürel ve etnik kökenlerini tanımlar. Ancak bir devletin veya ulusun güçlü bir millet olabilmesi, milliyetlerin birleşmesiyle mümkün olur. Milliyetler, üst kavrayışta birleşerek millet olma bilincine ulaşır ve bu üst kimlik, o ulusun varlığını sürdürmesi için elzemdir. Türkiye’de, bu üst kimlik “Türk milleti” olarak tanımlanır. Milliyeti ne olursa olsun, Türk milletine aidiyet duyan her birey, bu bilinçle hareket eder ve ortak değerleri yaşatır.

İçtimai Türk ırkı, bu anlamda etnik kökenin ötesinde, millet olma bilincine ulaşmış bir topluluğu ifade eder. Bu bilinç, yalnızca bireysel bir kimliği değil, kolektif bir sorumluluk ve dayanışma ruhunu da beraberinde getirir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana, bu anlayışla şekillenen politikalar ve sosyal yapılar, millet olma bilincini güçlendirmiştir. Atatürk'ün "Ne mutlu Türk’üm diyene" sözü de bu bilinci vurgular; Türk olmak, etnik bir tanımdan ziyade, ortak bir idealin, ortak bir vatan sevgisinin yansımasıdır.

*Irak Örneği: Aidiyetin Zayıflığı ve Dağılma Tehlikesi*

Bu üst kimlik bilincinin eksikliği ya da zayıflığı, ulusların bölünmesine yol açabilir. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Irak’tır. Irak, çeşitli etnik grupların bir arada yaşadığı bir ülke olmasına rağmen, milliyetlerin bir üst kimlik altında birleşememesi nedeniyle sürekli iç çatışmalara ve dış müdahalelere açık hale gelmiştir. Şii, Sünni, Kürt gibi farklı kimliklerin birleşip "Irak milleti" kimliğini oluşturamaması, ülkeyi istikrarsızlık ve kaosun içine sürüklemiştir. Iraklılar da eğer Irak milliyetçiliği ruhu olsaydı ABD rakıı işgal ettiğinde Iraklılar ellerinde çiçeklerle ABDlileri karşılamazdı ilginçtir ki bu milliyetçilik ruhu olmadığı için hiçbir direnç göstermediler. ABD Irak’ı işgal ettiğinde binlerce masum insana öldürdü katliamlar yaptı. Bu işgal de bir çok Iraklı‘ya tecavüz edildi. Ve en sonunda devletin başı öldürüldü. en nihayetinde de Irak üçe bölündü. Bu sebeple içtimai Türk milliyetçiliği ve içtimai Türk ırkını oluşturmak elzemdir. Türk milletinde ise tarih boyunca farklı etnik kökenler, içtimai bir yapı altında birleşmiş ve Türkiye’nin gücünü ve birliğini sağlamıştır.

*Türk Milletinin Gücü ve İçtimai Milliyetçilik*

Türk milletinin gücü, sadece tarihsel zaferlerden değil, millet olma bilincinden gelir. Türkiye, milliyet farkı gözetmeksizin tüm bireylerini bir üst kimlik olan "Türk milleti" altında birleştirir. Her birey, bu kimliğin bir parçası olarak, Türk ırkının içtimai yapısına katkıda bulunur. İşte bu yapı, ulusal dayanışmayı ve birlikteliği sağlar. Türk milleti, tarihte defalarca bu gücü göstermiş, işgalcilere karşı omuz omuza mücadele etmiştir. Vatan sevgisiyle yoğrulmuş bu millet, gerektiğinde her ferdini asker kabul eder ve ulusal güvenliğini korumak için birleşir.

Sonuç olarak, millet olma bilinci, sadece bir ülkede yaşayan insanların bir araya gelmesiyle değil, o ülkenin değerlerine, kültürüne ve tarihine duyulan aidiyetle şekillenir. Türkiye’de, milliyetler birleşir ve Türk milleti çatısı altında, ortak bir kimlik oluşturur. Bu ortak kimlik, Türkiye’nin geleceğini ve birliğini koruma gücünü sağlar. Irak örneğinde olduğu gibi, aidiyet duygusunun eksikliği ise bir ulusu zayıf ve savunmasız bırakır. Ancak Türk milleti, içtimai yapısıyla, bu tehlikenin farkındadır ve tarih boyunca varlığını koruyacak iradeye sahiptir.

Necat KACAN

Eğitimci, Araştırmacı Yazar




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —