Kaleiçi göz bebeğimiz diyoruz ama…

Yakın zamanda şahitlik ettiğimiz, Uludağ ve Kartalkaya’da bulunan iki ayrı otelde yaşanan yangınlar ve can kayıpları ülkemizle birlikte bizleri de derinden üzdü. Antalya Kaleiçi otelcileri olarak, yangın ile ilgili tedbirlerimizi tekrar gözden geçirme ve öz eleştiri yapmamıza neden oldu. AKOED (Antalya Kaleiçi Otelciler ve Esnaflar Derneği) olarak Kaleiçi’ni içeriden ve dışarıdan olmak üzere tüm etkenlere karşı gerekli tedbirleri almak için kurumlarla iş birliği yapmak istediğimizi sık sık dile getirdik. Konaklama yerlerimizdeki ufak tefek eksiklerimizi tamamlamak için harekete geçtik. Ancak turizm işletme belgeli tüm işletmelerimizin kapılarını yangın geciktirici kapılarla değiştirmesi gerektiğini öğrendik. Sipariş için araştırma yaptığımızda, bölgemizdeki oteller ve yurtlar için gerekli sayıda kapının üretilebilmesinin 2025 yılının sonlarına kadar süreceğini anladık. Ayrıca tamamına yakını tescilli olan binalarımızda bu değişiklik için izinlerin alınamaması ise Kaleiçi’ndeki otel ve pansiyonların kapanması anlamına geliyor.

Kaleiçi ve şehir merkezindeki otel ve pansiyonlarımızın kapanması, Antalya’nın şehir merkezindeki küçük ve orta ölçekli esnafının gelir kapısının kapanması anlamına geliyor. Antalya halkının ekonomisine zarar vereceği ise aşikâr.

Yoğunlukla Temmuz ve Ağustos ayları için erken rezervasyon yapan yerli ve yabancı turistlerin otellerimize geldiklerinde kalacak yer bulamamaları da ülke turizmine ve ekonomisine büyük zarar verecektir.

Bu sebeplerden ötürü, otellerimizde tedbirlerimizi alabilmek için sezon sonuna kadar süre verilmesini, ayrıca Kaleiçi gibi tescilli yapıların olduğu kültür mirası bölgelerimizde, konuklarımızın can güvenliğini önde tutarak ve kültür mirasımız olan tescilli binalarımızı koruyarak, yangın yönetmeliğinin bölgeye uygun bir şekilde revize edilmesini ve tescilli yapıların olduğu bölgelerdeki konaklama yerlerimize Özel Bölge Turizm İşletme Belgesi hazırlanmasını öneriyoruz. Çünkü bizler konuklarımızı evimize gelmiş misafirler olarak görüyoruz.

Bu sebepten ötürü, tescilli binalarımızın aslında birer ev olduğunu ve ev yangın yönetmeliğine yakın değerlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz.
Denetlemelerin küçük otellerden başlaması ve henüz büyük otelleri denetlemeye başlamadan küçük otellerde ruhsatların iptal edilmesi ve mühürlenmesi, küçük işletmecilerimizde gözden çıkarıldıkları yönünde yersiz kaygılar doğurmaktadır. Tüm konaklama tesislerinin denetlemeleri bitinceye kadar, pasife alma ve mühürleme gibi tüm yaptırımlar durdurulmalıdır. Tüm konaklama tesisleri için ölçek gözetmeksizin eşit süre tanınmalıdır. Denetleme sonucunda Antalya’daki yatak kapasitesinin ne kadar düşeceği öngörülmelidir.
Ülkemize döviz kazandıran turizmin en büyük payı Antalya’ya aittir. Antalya’da turizmin başlangıç noktası Kaleiçi’dir.
Tüm bu bilgiler ışığında, mağduriyetimizin giderilmesi için yetkilileri akil yolu bulmak adına ivedilikle birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.