11298,64%0,54
42,59% 0,03
49,66% 0,22
5761,58% -0,09
9278,67% 0,00
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), BM Türkiye Ofisi önünde "İnsan Hakları Perspektifinde Derin Kırılma: Gazze" temasıyla basın açıklaması düzenledi.
Açıklama öncesi Gazeteci ve İnsan Hakları Aktivisti Esra Dura’nın konuşmasının ardından basın açıklaması ANFİDAP adına MAZLUMDER’den Ramazan Acar okudu.
"İnsan Hakları Perspektifinde Derin Kırılma; Gazze" başlığıyla hazırlanan basın açıklamasında Acar, "Bugün, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin üzerinden tam 77 yıl geçti. Bu bildirge, insan onurunu ve temel hakları güvence altına almak amacıyla ilan edilmişti. Bildirge, her bireyin doğuştan gelen haklarını güvence altına almayı vaat ediyordu. Ancak bugün, bu vaatlerin Gazze’de nasıl yerle bir edildiğine, insan haklarının en ağır biçimde ihlal edildiğine tanıklık ediyoruz." dedi.

"israilin uyguladığı sistematik politikalar, sadece bugünün suçu değildir"
Acar, "Gazze’de yaşananlar, insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiği açık bir soykırım sürecinin göstergesidir. İşgalci israil sadece 2023 yılı Ekim ayından itibaren gerçekleştirdiği toplu katliamlarla, sivillerin doğrudan hedef alınması, sivil altyapının yok edilmesi, zorla yerinden etme, insani yardımı engelleme, basın mensuplarının, sağlık çalışanlarının, BM görevlilerinin öldürülmesi gibi eylemleriyle insan haklarının tüm evrensel ilkelerini ihlal etmiştir ve etmektedir. israilin uyguladığı sistematik politikalar, sadece bugünün suçu değildir. israil onyıllardır işgal, yerleşim politikaları, etnik temizlik ve apartheid uygulamalarıyla Filistin halkının temel haklarını ihlal etmektedir. BM Filistin Özel Raportörleri defalarca hazırladıkları raporlarda, israilin apartheid rejimi kurduğunu, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediğini belgeleyerek, sivillerin hedef alınması, temel yaşam kaynaklarının yok edilmesi ve toplu cezalandırma gibi israilin eylemlerini açıkça 'soykırım' uygulamaları olarak tanımlamış ve uluslararası toplumu göreve çağırmışlardır." ifadelerine yer verdi.
"BM sistemi ve üye devletler etkili bir yaptırım geliştirememiş, israilin cezasızlık zırhını kıramamıştır"
Açıklamasının devamında Acar, şunları aktardı:
"israilin Gazze’de ve Batı Şeria’da yürüttüğü askeri operasyonlar, sivil yerleşim alanlarının bombalanması, sağlık ve eğitim altyapısının yok edilmesi, zorla yerinden etmeler ve toplu cezalandırmalar, uluslararası hukukta açıkça tanımlanmış savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar kapsamındadır. Bu eylemler, Soykırım Sözleşmesi, Cenevre Sözleşmeleri ve Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi birçok uluslararası anlaşmanın da ihlalidir. Ancak asıl kaygı verici olan, Birleşmiş Milletler’in ve uluslararası toplumun bu ağır ihlaller karşısındaki yetersizliğidir. BM sistemi ve üye devletler etkili bir yaptırım geliştirememiş, israilin cezasızlık zırhını kıramamıştır. Uluslararası toplum israilin ihlalleri karşısında ya sessiz kalmış ya da etkisiz açıklamalarla yetinmiştir. BM Güvenlik Konseyi, veto mekanizması nedeniyle işlevsiz hale gelmiş; israilin cezasızlığı, uluslararası hukukun evrenselliğini ve bağlayıcılığını sorgulanır hale getirmiştir. Küresel adalet duygusu yaralanmıştır. israilin işlediği suçların cezasız kalması, gelecekte benzer ihlallerin meşrulaşmasına zemin hazırlamaktadır."

"İnsan hakları evrensel olmaktan çıkmış, güçlünün çıkarlarını koruyan seçici bir kavram haline gelmiştir"
Acar, "Bugün Gazze’de yaşananlar, yalnızca bir coğrafyada yaşanan insani kriz değil, uluslararası hukukun ve insanlık vicdanının çöküşüdür. İnsan hakları evrensel olmaktan çıkmış, güçlünün çıkarlarını koruyan seçici bir kavram haline gelmiştir. Bu durum sadece Gazze özelinde değil, tüm dünya için tehlikeli bir örnek teşkil etmektedir. Çünkü eğer bir coğrafyada insan hayatı değersizleşirse, bu, başka yerlerde de benzer hak ihlallerinin meşrulaştırılmasına kapı aralar. Gazze'de bugün ateşkes bile güvenliği garanti etmemektedir. israil ateşkesten bir kaç saat sonra bile çekinmeden hastaneleri, mülteci barınaklarını vurmakta Dünya ihlalleri seyretmektedir. Oysa ateşkesin her ihlali güçlüysen hukuka uymana gerek yok mesajını da vermektedir. Bu durum uluslararası hukuku anlamsızlaştırmaktadır. Bugün insan haklarının yüzleşmesi gereken temel soru; israilin uluslararası hukuku, insan haklarını ihlal edip etmemesi değildir. Bu soru, ateşkes sırasında atılan her bomba, vurulan her hastane ve gömülen her çocuk ile defalarca cevaplanmıştır. Asıl soru, insanlığın adil bir dünya, insan hakları, uluslararası hukukun gerekliliğine inanıp inanmadığıdır. Dünya, Gazze'nin soykırımını tolere etmeye devam ettiği takdirde küresel adalet, insan hakları, evrensel hukuk diye bir ütopya bile kalmayacaktır." şeklinde belirtti.
"Filistin halkının adalet arayışına somut destek sunmalıdır"
Son olarak Acar, "Bu nedenle ANFİDAP olarak çağrımız açıktır: Birleşmiş Milletler, kendi bildirgesine sahip çıkmalı; israilin işlediği suçlara karşı etkili yaptırımlar uygulamalı; Filistin halkının adalet arayışına somut destek sunmalıdır. Uluslararası toplum, tepkisizliğini bozmalı soykırım ve apartheid suçlarından dolayı israilin yargılama süreçlerini desteklemelidir. İnsanlığın küresel adalet arayışı için BM’in yapısı değişmeli, güçlünün değil haklının haklarını savunan bir anlayış hakim olmalıdır. İnsanlığa seslenişimiz şudur! İnsanlık onuru için, adalet için, barış için, Gazze’de yaşananlara sessiz kalma!" dedi. (İLKHA)