9475,21%0,81
39,02% 0,29
44,14% 0,24
4139,01% 0,39
6643,34% 0,00
Artık bu saatten sonrasında meclisten içeri olsun sözümüz (5)…
yorumhaber/gözlem/değerlendirme/yazı dizisi
80. yılına hazırlanan Erzurum Ticaret Borsası; ister kabul edilsin-ister kabul edilmesin ama üyelerine gerçek anlamda kaliteli hizmet sunan akredite bir Borsa olarak, Türkiye’deki diğer borsalara örnek olacak projeler gerçekleştirdiğini hepimiz görmekteyiz. Erzurum Ticaret Borsasının; Erzurum’da Süt Sektörünün hayat bulması amacıyla başlatılan “Soğuk Zincir Süt Projesi” ve “Coğrafi İşaretler” deki çalışmalarıyla diğer borsalara ve diğer illerde öncü rol üstlendiği ise bilinen bir gerçek olarak heybemizde bulunmaktadır.
Bu şehirde yaşayan bütün insanlar tarafından her zaman dile getirilmiş olunan bir gerçek vardır.
Bu gerçek; Erzurum’un, güzel Türkiye’mizin en önemli hayvancılık ve tarım merkezlerinden birisi olduğudur. Bu özelliğinden dolayıdır ki “tarım ve hayvancılık”, asırlardır bu topraklarda yaşayan milletlerin ortak değeri olmuş, bu özellikler sayesinde de asırlara ve her türlü zorluklara meydan okuyarak, ayakta kalma başarısını göstermişlerdir.
Bu yüzdendir ki, Erzurum Anadolu’nun çatısı konumunda kalmış; bu yüzdendir ki, Erzurum bulunduğu coğrafya itibarıyla da bölgenin kilit taşı niteliğini hep korumuştur. Doğu ile Batının birleştiği nokta olan Erzurum, tarihin var olduğu her dönemde kesinlikle bir ulusa ev sahipliği yapmıştır.
Her zaman dilimizde dolanan cümlelerin başında gelen kültür merkezi kavramı ve kültür zenginliği söylemleri de bu değişik ulusların, bu değişik devletlerin mirası olarak bizlere aksetmiş bulunmaktadır.
Ancak ne yazıktır ki, bu zenginliğimizin varlığı ortada iken; bir miras yedi misali bir takım şeyler açısından, değer olarak başka şehirlere veya başka bölgelere ihtiyaç duymamız sadece ve sadece geçmişten gelen kötü yönetimlerin bu zenginlikleri doğru bir yönde değerlendirememesinden kaynaklandığını göstermektedir.
Tarım ve hayvancılığın şehrimize kazanımı olan değerleri sıralamaya kalktığımız zaman, bu köşelerin elbette yeterli olmayacağını tahmin edebiliyoruz ama en azından var olanların ismini telaffuz ederek, onlara sahip çıkabilmemiz bu şehrin bir kazancı olarak idamesine yeterli gelir diye düşünenlerdeniz.
Bu değerlerin korunması ve ekonomiye kazandırılması amacıyla şehrimizde kurulmuş olunan bir takım kurumların içerisinde yer almakta olan Ticaret Borsasının 1940 lardan itibaren; Hacı Taftalı, Ahmet Özonur, Fevzi Gözüm, Nhat Eğilmez, İ.Hakkı Hınıslıoğlu ve sayamadığımız nice değişik isimlerle yola çıkarak işlem yaptığını ve bir takım çalışmalarla bu güne kadar gelebildiğini gözlemlemekteyiz.
Günümüz şartlarının gereklerine göre bir kurumsallıktan uzak yapılan çalışmaların, bugüne kalan etkisi ise geldiğimiz noktada ortadadır.
Öncelikle şurasının altını çizmekte fayda vardır. Bir hastanın iyileştirilmesi açından öncelikle hastalığın teşhis edilmesi gerekmektedir. Bu teşhis kesinleştikten sonra gereken tedavilere karar verilmesi, tedavi sürecine başlanılması ve o tedavi doğrultusunda da adım atılması ciddi bir süreç ve sabır isteyen bir yolculuktur.
İşte kadim şehrimiz Erzurum’un bu rahatsızlığının önüne geçilmesi açısından, ekibiyle birlikte doğru bir adım atarak; önce teşhis ve sonrasında tedavi ve daha sonrasında ise büyük bir sabırla elindeki mevcut hastasını sağlıklı bir hale getirmeye çalışan isim, elbette ki Erzurum Borsasının Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Hakan Oral olmuştur.
Başkan Oral; her ne kadar göreve ilk başlangıç ile gelinen aşamada ki geçen süre zarfında meydana gelen, başta rakip değerlerin çıkarmış olduğu değişik serzenişler karşısında istenmeyen aksamalara ve hatta duraksamalara maruz kalsa da, hedeflediği misyon ve vizyonun gerekleri olarak, gelinen noktada ilk etapta başarılı bir çalışma olarak değerlendirdiğimiz “Soğuk Süt Zinciri” projesi yanı sıra bu şehrin asırlardır süre gelen zengin kültürüne, büyük gayretler sonrasında alınan “Coğrafi İşaretler”iyle bir “kimlik” kazandırmış olmanın rahatlığını ve gururunu taşımaktadır.
Soğuk Süt Zinciri kapsamında yapılan çalışmalar, geldiği nokta olarak inkâr edilemeyecek kadar gözümüzün önünde bir gerçek olarak dururken, bu çalışmanın daha da ileri seviyelere götürülmemesi için gerekçe ne olabilir, merak ettik doğrusu
İşte bu saatten sonra sözümüz meclisten içeri alınarak duyulsun ki; bu kadim şehir Erzurum, birilerinin işine geldiği üzere sadece kadayıf dolması ve cağ kebabından ibaret bir şehir değildir. Hatta ve hatta bu isimleri zikredilen ürünler, kimlikleri çıkarılan diğer ürünlerin yanında üvey evlat bile olamazlar. Asırlara meydan okuyan tarihimizin bizlere kazandırmış olduğu gastronomi zenginliğinin, bu iki isim arasında sıkıştırılması ve hakları olmadığı halde her ortamda sadece bu ki ürünün reklamının ön plana çıkarılması, bu şehire yapılan en büyük ihanettir.
Hakan Oral sadece ve sadece bu iki projesiyle; bu kadim şehrin değerlerine, zengin kültürüne, bilhassa gastronomi kimliği kazandırmış bir isim olarak elbette ki değerlendirme tartımızın, başarı kefesinin başköşesinde bulunmayı hak etmektedir.
İşte, sadece bu iki çalışmasıyla; Erzurum’un Türkiye’de bulunan diğer şehirlerle arasında ki farkı sadece samimi ve ciddi olanlar görebilmektedir.
Sahip çıkalım ve başarı çıtasını daha yükseklere, hep beraber çıkaralım.
Çıkaralım ki kazanan Erzurum olsun.
Erzurumlu olsun…