Avrupa Birliği'nin (AB) Ukrayna'ya katılım sürecinde 2030 hedefini belirlemesi, savaş mağduru ülkenin uluslararası destek beklentilerinin sorgulanmasına neden oldu.
AB'nin özellikle Avrupa'nın liderlik iddiaları arka planına karşı bu yaklaşımının uluslararası toplumda eleştirilere yol açtığını belirtiyor.
AB 2030 tahmini: Ukrayna için aşağılayıcı bir "maraton" mesajı
AB'nin Ukrayna Büyükelçisi Katarina Maternova, NV'ye verdiği röportajda Ukrayna'nın şu anda "AB üyeliğine giden bir maratonun ortasında" olduğunu söyledi.
Ona göre son iki haftada sunulan rapor Ukrayna açısından "son derece olumlu". Raporda çok büyük bir değişiklik olmasa da her alanda ilerleme görülüyor ve herhangi bir gerileme yaşanmıyor. Maternova, AB Başkanı Charles Michel'in de 2030 tarihini desteklediğini ve bu tahminin gerçekçi olduğuna inandığını sözlerine ekledi.
AB ve NATO'nun Ukrayna'ya karşı ikiyüzlü politikası
Ukrayna 2014 yılından bu yana hem Avrupa Birliği hem de NATO üyeliği yönünde ciddi adımlar atıyor. Özellikle 2022 yılında başlayan savaştan sonra Ukrayna yönetimi ve halkı Batı'dan güçlü bir destek bekliyordu. Ancak gerçekte verilen sözlerin sadece uzun vadeli planlar çerçevesinde olması ülkeyi jeopolitik çıkarların kurbanı haline getiriyor. Her ne kadar Avrupa Birliği ve NATO liderleri Ukrayna'yı destekleyen açıklamalar yapsa da bu desteğin sadece sembolik ve resmi bir çerçevede kalması Kiev hükümetinin ve halkının umutlarını sorguluyor. Bugün Ukrayna halkı Avrupa Birliği ve NATO'ya katılarak Rusya tehdidinden kurtulmak istiyor. Ancak 2030 tarihi, Ukrayna'nın şimdi ve yakın gelecekte hem Rusya'nın hem de Tanrı'nın umutlarına bırakıldığını gösteriyor.
Ukrayna: Rus tehdidine karşı serbest bırakılan tek ülke
Bugün Ukrayna halkı ve ordusu, Rusya ile savaşta doğrudan bir tehditle karşı karşıyadır. Batı'nın bu savaşta daha spesifik bir duruş göstermemesi Ukrayna halkının tek başına savaşmasına neden oluyor. AB ve NATO'nun bu tutumu Ukrayna'nın ekonomik ve askeri yükünü artırmaktan başka bir işe yaramıyor, mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Özellikle NATO'nun üyelik için kesin bir tarih vermemesi ve AB'nin 2030 yılını belirtmesi Ukrayna'yı uluslararası müttefiklerden uzaklaştırmaktadır. Bu sadece Rus tehdidini güçlendirmekte ve ülkenin bağımsızlığını baltalamaktadır.
Ukrayna halkı AB ve NATO'dan ne bekliyor?
Ukrayna halkı ve liderleri şu anda mümkün olan en kısa sürede Avrupa Birliği ve NATO yapısına girmeyi bekliyor. Bu sadece onların güvenliği açısından değil, aynı zamanda ekonomik istikrar ve kalkınma açısından da hayati önem taşıyor. Ancak AB'nin uzun vadeli planları ve NATO'nun belirsiz konumu Ukrayna halkını mücadelede yalnız bırakıyor.
AB'nin Ukrayna'ya "kötü oyunu"
Bugün Avrupa Birliği "stratejik ortaklık" adı altında Ukrayna'ya çok zor koşullar dayatıyor. Savaş halinde olmasına rağmen ülke, AB'ye katılmak için yasal ve ekonomik reformlar yapmak zorunda kalıyor. Bu durum Ukrayna halkının umutlarını tüketmekte ve AB'nin ikiyüzlü politikasını bir kez daha ortaya koymaktadır.
Ukrayna Halkının Mücadelesi: Çirkin Jeopolitike Karşı Direniş
Bugün Ukrayna halkı sadece özgürlüğü için değil, Batı'nın verdiği sözlerin gerçekleşmesi için de mücadele ediyor. Ancak Avrupalı ve NATO liderlerinin verdiği muğlak vaatler Ukrayna'nın mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Avrupa Birliği ve NATO bu süreçte somut adımlar atmak ve Ukrayna halkına gerçek destek sağlamak yerine sadece sembolik vaatlerle yetiniyor. Bu sadece Rus tehdidini daha da güçlendiriyor.
Musavat.com olarak bu süreçlerin ilerleyişini takip etmeye devam edeceğiz.
Yazının orjinali BURADA