Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi.
Toplantı yaklaşık 4 saat sürdü.
Toplantının sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan basın açıklaması düzenledi.
Erdoğan'ın açıklamasından öne çıkan vurgular şu şekilde:
Bölgemizdeki krizlere rağmen Türkiye’nin refahı için koşturmaya devam ediyoruz. Üst aklın balkanlarda da toplumsal fay hatlarını kaşıdığını görüyoruz. Biz balkanlarda barıştan huzurdan ve istikrarın korunmasından yanayız.
Diyanet teşkilatımıza yönelik sinsi kampanya yürütülüyor. Faşizan manşetler yine atılıyor. Ellerine geçen her fırsatta darbecilere selam çakanlar yeniden 28 Şubat zihniyetini hortlatmaya çalışıyor. Farklı yaşam tarzlarının hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsız oluyor. Bu devlet hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi hangi kökene mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır.
İnsanın saçı sakalı çarşafından dolayı ikini sınıf muamelesi gördüğü günler geride kaldı.
Hiç kimse o karar günleri geri getiremeyecek. Hak ve hürriyetlerin vesayet heveslileri tarafından gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Hukuk zemininde de mücadele edeceğiz. Güven veren ve erişilebilir adalet hizmetinden vazgeçmedik. İlk kez bu sene uygulanan yardımcılık müessesiyle hakim ve savcı adaylarının daha donanımlı mesleğe hazırlanmasını amaçlıyoruz. Bağımsız tarafsız adil ve etkili yargı sistemi için bundan sonra da çalışmayı sürdüreceğiz. Medyaya da yansıyan tartışmaları takip ediyoruz. Cezasızlık algısının önüne geçecek adımları Meclis işbirliğiyle adım atacağız.
Jandarma ve emniyet teşkilatımızın emrine verdiğimiz araçların kolaylık sağlayacağına inanıyorum. Bizim polisimiz jandarmamız askerimiz suç işleyenlere karşı tavizsiz olmalıdır. Kalleşçe şehit edilen Şeyda Yılmaz’ın şahsında tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum.
BM Genel Kurulu için gittiğimiz Amerika’da verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Türkevi binamız bu yıl da görüşmelerimize ev sahipliği yaptı. Türkevimiz de küresel diplomasi nabzının attığı yerlerden oldu. Gurur yaşıyoruz. Ana muhalefetin eski genel başkanının Türkevi’nden neden bu kadar rahatsız olduğunu da anlamıyoruz. Türkevi’nin kapısı Türk milletine açıktır. Bunda eleştirilecek bir durum yok.
BM Genel Kurulu hitabımda Türkiye’nin dış politika vizyonuna dair kapsamlı tur yaptık. Filistin halkına yönelik yardımların artması gerektiğini dile getirdik. Aldığımız tepkiler olumluydu. Mesajlarla bir kez daha ortak vicdana tercüman olduğumuzu gördük. Biz ABD’deyken İsrail Lübnan’a saldırılarını artırdı.
Lübnan başbakanıyla görüşmemizde Türkiye’nin güçlü desteğinin yanlarında olduğumuzu söyledim. 30 ton insani yardım malzemesi Beyrut’a ulaştı. Yardımlarımızı devam ettireceğiz. İsrail’in saldırılarına bağlı olarak ihtiyaçlar artıyor. Şimdiden 1 milyona yakın Lübnanlı yerlerinden edildi. İsrail’in saldırılarını durdurması için diplomatik temaslarımıza hız verdik.
Bu süreçte tabi ki asıl olan İslam dünyasının tavrıdır. En büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermelidir. Kardeşlerimize önce biz sahip çıkmaksak başkasını bekleyemeyiz. İlk günden beri zafiyet var. Merhum Cahit Zarifoğlu’nun ifadesiyle Filistin her mümin kulun sınav kağıdır. İsrail nesiller boyunca sürecek husumet tohumları serpmektedir.
İsrail’in açtığı sorunlar herkesin kapısını çalacaktır. İnsanlığın aynı yanlışa düşmesini istemiyoruz. Müslüman Musevi Hristiyan demeden bölgede herkesin huzuru için uluslararası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz.
Özel sektör için yerel kalkınma hamlesi teşvik programını ilan edeceğiz. Fırsatçılık sorununa karşı tedbirleri masaya yatırdık. Denetimleri sıkılaştıracağız. Fiyat köpüğünün yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz.
