Bilindiği üzere Çin rejimi Doğu Türkistan halkına karşı yapılan sistematik soykırımın bir parçası olarak, Toplama Kampları, köle işçi çalıştırma, zorunlu kürtaj başta olmak üzere insanlık dışı zulüm politikası izliyor. Bazı ülke hükümetleri Çin ile olan Ticari çatışmaları kapsamında yaptırımlar uygularken, insan hakları savunucu kuruluşlar da giderek artan soykırıma karşı seslerini yükseltiyor.
Ancak Çin rejiminin Doğu Türkistan’daki sistematik soykırım politikalarını gizlemek ve “Mutlu Uygur” imajı yaratma maksadıyla düzenlediği göz boyama gezileri ve buna Türk-İslam dünyasından bazı ülke delegelerini propaganda aleti yapmasına tepkiler çığ gibi büyüyor.
İstiqlal TV ekibinin mercek altına aldığı Çin Halk Ağı'nın bildirdiğine göre, 17 Haziran günü Kurban Bayramı sırasında uluslararası toplumun algısını değiştirmek ve dikkati dağıtmak için, Kadim şehirlerden Hotan'ın Nava Koça bölgesinin sokaklarında bayram kıyafetleri giyen Uygur Kadınlarını dans ettirip “Uygurlar mutlu” imajı çizmeye çalıştı.
TOPLUMSAL EĞLENCE ETKİNLİKLERİ DÜZENLENDİ!
Ayrıca Rejim hükümeti yerel bölge halkını organize ederek, Hoten’in Bugur ilçe merkezindeki pazarda, Gulca Şehri Kazançi bölge Halk Kültür Turizm cazibe merkezinde, Sanji Şehri Yushugo Köyü, Kaba İlçesi Tirekti Kasabası Akkaba Köyü ve Turpan Şehri İdeokut İlçesi gibi bölgelerde "Kurban Bayramını memnuniyetle karşılamak. Bayramı hep birlikte kutlamak! Milletler arasında ortak duyguyu daha da derinleştirmek, Şenlik içinde Xinjiang’dan huzur almak ve Toplumsal Eğlence programları” kisvesi altında bir dizi etkinlikler düzenlendiği öğrenildi.
Çin basınında çıkan haberlere göre Çin komünist Parti yetkilileri kırsaldaki gerçek durumu uluslararası toplumdan saklamak için 2014 yılından beri Doğu Türkistan’ın korsal kesimlerine konuşlandırılan ve yerel halkmış gibi gösterilen her derece taban kadroları, ahaliler komitesi görevlilerini ve sözde “Kardeş Aile” politikası kapsamında halkla zoraki akraba edilen ÇKP memurlarını “Sivil halk Bayram sevinci yaşıyor” algısı oluşturmak için büyük çaba sarf ediyor.
DOĞU TÜRKİSTAN ÇİNLİLEŞTİRİLİYOR!
Çin rejimi 1949 işgalinden bu yana çeşitli bahanelerle Doğu Türkistan halkını baskı altına almaya çalışıyor. Son 10 yıldır da sözde "terörle mücadele", "Çin Ulusal Ortak bilincinin pekişmesi ve yaygınlaşması", "Xinjiang’ı (Çin) kültür yoluyla besleme”, "İslam Dininin Çince sosyalizme uyarlanması”, "Kuran-ı Kerim'i Kunfuçiyüs ideolojisiyle yorumlamak” kisvesi altında halkın inançlarını, kültürlerini, dillerini, geleneklerini, en temel yaşama haklarını kısıtlayarak Uygurları Çinlilerden açık ara ayıran bütün özelliklerden mahrum bırakarak, sözde “Ulusal Ortak bilinç” kisvesi altında tek tip Çinli birey yaratmaya çalışıyor.
Doğu Türkistan'da milyonlarca Uygur ve diğer Türk halklarını düzmece mahkemelerce çeşitli iftiralarla suçsuz yere Toplama Kamplarına ve Hapishanelere hapsederek sistematik soykırım uyguluyor.
“UYGURLAR ‘TÜRK’ DEĞİL!”
Öte yandan halk üzerindeki asimilasyonu yoğunlaştırmış, tamamen Çinlileştirmeye yönelik politikalar izlerken, işgal tarihini gizleyerek örtbas etmeye çalışıyor. Bunu yaparken, yüksek meblağlarla Doğu Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Uygur tarihini çarpıtmak amacıyla sahte, kurmaca müzelerle ve de Birçok araştırma enstitüsünün işbirliğiyle sözde “uzmanlar” vasıtasıyla güya bilimsel ve tarihsel buluşlar ortaya atarak, Çin komünist Parti Lideri Xi Jinping’in “Çin ulusal ortak bilincinin pekiştirilmesi, sözde "Xinjiang'ı (Çin) kültür yoluyla beslemek" ruhuna uygun olarak Doğu Türkistan’ın ezelden beri Çin toprağı olduğu ve Uygurların aslında “Türk” etnik toplumuna ait olmadığı safsatasını yaygınlaştırmaya çalışıyor.
Uygurlara yönelik işlediği İnsanlık dışı suçları nedeniyle Uluslararası toplumun şiddetli eleştiri ve baskılarıyla karşı karşıya olmasına rağmen, Doğu Türkistan’daki insanlık dışı zulmüne ara vermeden devam ettiriyor.
