Sözde "Xinjiang Üretim ve İnşaat Kolordusu" nun resmi İnternet sitesinde 10 Mayıs yer alan bildiriye göre, bahse konu “ortak operasyon” Aralık 2025'e kadar devam ederken, Operasyon kapsamında Çin Komünist Parti (ÇKP) Hükümetinin sert gücü ile yasa dışı fon toplama ve sermaye birikimi riskini önlemek, sözde Xinjiang’ın mali güvenliğini ve sosyal istikrarını korumayı hedefliyor.
Çin rejimi Doğu Türkistan'da her alanda zulüm politikaları izliyor. Sözde “sert önlemler” adı altında çok sayıda masum insanı toplam kamplarına veya cezaevlerine hapsederken, bölgeye Çinli yerleşimcileri özel teşvikle kalıcı olarak yerleşmesini sağlıyor.
ENVAI ÇEŞİT BAHANELERLE ZULÜM EDİYOR
Çin rejimi 1949 işgalinden bu yana çeşitli bahanelerle Doğu Türkistan halkını baskı altına almaya çalışıyor. Son 10 yıldır da sözde "terörizm ve etnik ayrılıkçılıkla mücadele", "Çin Ulusal Ortak bilincinin pekişmesi ve yaygınlaşması", "Xinjiang’ı (Çin) kültür yoluyla besleme”, "İslam Dininin Çince sosyalizme uyarlanması”, "Kuran-ı Kerim'i Konfüçyüs ideolojisiyle yorumlamak” kisvesi altında halkın inançlarını, kültürlerini, dillerini, geleneklerini, en temel yaşama haklarını kısıtlıyor.
Doğu Türkistan'da milyonlarca Uygur ve diğer Türk halklarını düzmece mahkemelerce çeşitli iftiralarla suçsuz yere Toplama Kamplarına ve Hapishanelere hapsederek sistematik soykırım uyguluyor. Uygurlara yönelik işlediği İnsanlık dışı suçları nedeniyle Uluslararası toplumun şiddetli eleştiri ve baskılarıyla karşı karşıya olmasına rağmen, Doğu Türkistan’daki insanlık dışı zulmüne ara vermeden devam ettiriyor.
Türkistan Press Editörü Muhammed Ali Atayurt, Çin rejiminin bu sefer “sert önlem” adı altımda Doğu Türkistan'daki halkı ve çeşitli toplulukları, İş dünyasından insanları hedef aldığını, Müslüman Uygur Türklerinin inandığı değerler doğrultusunda kendi aralarında topladığı zekat, fitre ve diğer yardıma muhtaç kişiler için toplanan yardımları, halk arasındaki dayanışma ve yardımlaşma eğilimlerinin önünü kesmeyi amaçladığını, tıpkı 2017’deki büyük ölçekli keyfi tutuklamalar benzeri yaşanması muhtemel yoğun göz altılara imza atabileceğini, nitekim Uygur toplumunun gelişimini ve kalkınmasını engellemek için yıllardır sistematik soykırım politikaları sürdürdüğünü, Uygurları bastırırken, Çinli işletmelere sübvansiyon sağlayarak sözde “Xinjiang” menşeli şirketler oluşturduğu ve buralarda sözde “İstihdam” bahanesiyle Uygur Köle/İşçi çalıştırarak ürettikleri malları dünyaya ihraç etmekte olduğunu kaydetti.
