ABD Dışişleri Bakanlığı, 29 Kasım'da Tayvan'a F-16 yedek parçaları, Elektronik Taramalı Aktif Dizin (AESA) radar sistemi ve Mobil Abone Ekipmanı (MSE) taktik iletişim sisteminin satışına onay verdiğini duyurdu.
Açıklamada, jet yedek parçaları ve radar sistemine 320 milyon dolar, taktik iletişim sistemine 65 milyon dolar ödeneceği belirtildi.
Tayvan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada satışın onaylanması dolayısıyla ABD makamlarına teşekkür edilerek bunun Tayvan'ın kendini savunma yeterliliğini geliştirmesine destek olarak bölgesel istikrar için sağlam zemin oluşturulmasına katkı sağlayacağı kaydedildi.
ÇİN’DEN SİLAH SATIŞINA TEPKİ
Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Tayvan'a F-16 savaş uçaklarının yedek parçaları, radar donanımı ve taktik iletişim sistemini içeren 385 milyon dolarlık silah satışına onay vermesini kınadı.
Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ABD'nin Tayvan bölgesine silah satışının "tek Çin" ilkesini ve iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin temelini oluşturan Üç Ortak Bildiri'ye ve özellikle de Tayvan'a uzun dönemli silah satmamayı taahhüt ettiği 1982 tarihli 17 Ağustos Bildirisi'ne aykırı olduğu savunuldu. Satışın, Çin'in egemenliğini ve güvenlik çıkarlarını tehdit ettiği vurgulanan açıklamada, Çin'in bunu kınadığı ve Washington yönetimini diplomatik kanallardan protesto ettiği belirtildi.
Açıklamada satışın, ABD'nin "Tayvan'ın bağımsızlığını desteklememe" taahhüdüyle çeliştiğine işaret edilerek, ABD yönetimine Tayvan'ı silahlandırmaya ve bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçleri desteklemeye son vermesi çağrısı yapıldı.
TAYVAN KRİZİNİN KÖKENİ
Asya-Pasifik siyasetinin en krizli noktalarından biri olan Tayvan sorunu, İkinci Dünya Savaşı'na dayanıyor.
Savaş sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasında iç savaş yaşanmış ve Komünist Parti iç çatışmayı kazanmıştı. Mağlup olan Milliyetçi Parti liderleri ise Tayvan'a sığınmıştı.
Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan temsil ediyordu.
BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararıyla Tayvan BM'den çıkarılmıştı.
"Tek Çin" ilkesini savunan Çin yönetimi, bugün Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor.
ÖNEMLİ "DARALMA NOKTALARINDAN" BİRİ
Tayvan aynı zamanda Pasifik Okyanusu'nun batı kıyısında, okyanusun dar geçitlere ve boğazlara bağlandığı en önemli "daralma noktalarından" biri. Pekin buradaki boğazlarda yabancı ülkelerin askeri varlığının olmasına da karşı çıkıyor.
Aynı zamanda Tayvan'ın diğer ülkelerle kendi başına diplomatik ilişkiler kurmasını onaylamıyor.
Tayvan ise İkinci Dünya Savaşı sonrasından beri bağımsızlık arayışında. Öte yandan o dönemde Tayvan'a sığınan Milliyetçi Parti, halihazırda adanın muhalefeti konumunda ve bugün Çin'e yakın bir politika izliyor.