Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Seyrantepe Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Diyarbakır 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hayatın her alanında etle tırnak gibi birbirine geçmiş insanları ayırmanın, zulmün en büyüğü olduğunu belirterek, "Diyarbakır'ın huzuru, Türkiye'nin huzurudur. Diyarbakır'ın refahı, Türkiye'nin refahıdır, Diyarbakır'ın kaderi, Türkiye'nin kaderidir. Bizim kardeşliğimiz İslam kardeşliğidir, kader kardeşliğidir.” dedi.
Son dönemde gerçekleşen çalışmaların amacının PKK’nın kendini feshetmesi ve silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık dur deme vaktidir. Artık yeni şeyler söyleme vaktidir. Türkiye'nin uzunca bir geçmişe sahip terörle mücadele serencamı, doğrusuyla ve yanlışıyla tarihimizin bir parçası olarak kayıtlardaki yerini almıştır. 40 yılı aşan bu uzun mücadele sonunda güvenlik güçlerimizden, kamu görevlilerimize ve masum vatandaşlarımıza kadar binlerce şehit verdik, şehitlerimizin aziz hatıraları ilelebet kalbimizin en mustena köşesinde yaşayacaktır. Terör örgütü tarafından gasbedilerek, kandırılarak dağa çıkarılan bölge insanımızın on binlerce evladı hayatını kaybetti. Bölücü örgütü zorla dağa kaçırdığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz. Milyonlarca insanımız ata yurdundan ayırılıp, başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Yüz milyarca dolar kaynağı terörün önünü kesmek için harcadık. En kıymetli varlığımız olan beşeri sermayemizi hakkıyla kullanamadık. Yine bu dönemde vesayet karşısında sivil siyaseti güçlendiremedik. Demokrasimiz terör aracılığıyla yönlendirilmiş, yıpratılmış, hak ettiği seviyeye gelmesi engellenmiştir.”
Turgut Özal'dan beri terör meselesini bitirmek için farklı yöntemlerin konuşulduğunu, kimi teşebbüslerde bulunulduğunu hatırlatan Erdoğan, “Biz de hükümetlerimiz döneminde terörle sadece güvenlik araçlarıyla mücadele etmedik. Terörü bitirmek için çok ciddi inisiyatifler aldık. Sadece elimiz değil, tüm gövdemizi taşın altına koymaktan çekinmedik. Ancak karşımızdaki yapı bu ülkenin ve bu milletin değil, bölgesel ve küresel yapının sesine kulak verdiği için bu çabalar sonuç vermedi. Ne yapmamız gerekiyorsa fazlasıyla yaptık. Maalesef bu iyi niyetli çabalarımızın cevabını kimi ilçelerimizdeki mahallere kazılan çukurlarla, oradaki insanımıza sıkılan kurşunlarla aldık. Elbette o hainlerin hepsini de açtıkları çukurlara gömdük. Ama tarihi bir fırsatın heba edilmesine de engel olamadık. Terörle mücadeledeki tavizsiz çalışmalarımızla, terör örgütü sınırlarımız içinde eyleme yapamaz hale geldi. Diğer ülkelerdeki terör unsurlarını önemli ölçüde sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizde terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı.” diye ekledi.
“Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı var; terör örgütünün kendini feshetmesi…”
Suriye'de 8 Aralık'ta yaşanan devrimle birlikte örgütün bölgesel heveslerinin de kursaklarında kaldığını söyleyen Erdoğan, “Sırtını kime yaslarsa yaslasın artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti devletinin karşısında herhangi bir şansının olmadığını görüyor. Tabii meseleye kalıcı çözüm bulma arayışımızdan da vazgeçmedik. İç siyasetimizde ve bölgemizde yaşanan kritik bazı değişikler sonrasında terör belasını bitirmek için ülkemizin önüne yeni ve önemli bir fırsat penceresi daha açılmıştır. Bunu heba ve heder edilmesini doğru bulmuyoruz. Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı var; terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgede artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi. Ezcümle yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir.” diye konuştu.
Erdoğan, “Bu büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkartılmasıdır. Bu Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur. Son 22 yılda gerçekleşen pek çok reformla, sessiz devrimlerle ülkemizin asırlık sorunları birer birer ortadan kaldırılmıştır. 22 sene önce konuşulamayan, hayal dahi edilemeyen nice hakkı ülkemize kazandırdık. 85 milyon vatandaşımızın her biri hak ve özgürlük reformlarından istifade etmiştir. Birtakım eksiklikler varsa, bu hepimizin ortak meselesidir ve çözümü için hep birlikte çalışacağız." değerlendirmesinde bulundu.
“Selahaddin Eyyubi'nin evlatlarını hiç kimse Siyonistlerin kapısında kul köle yapamaz.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunların maskesi, Suriye'de bir kez daha düştü. Bunların derdi; Kürtler, Araplar, Türkler değil, bunların derdi başka. Onun için bunlara hep birlikte karsı çıkacağız. El ele verecek, terör perdesini yırtıp atacağız. Terör örgütü aradan çıkınca tarih boyunca olduğu gibi tekrar muhabbetle, samimiyetle, kardeşlikle kucaklaşacağız. Bu coğrafyayı bir bütün olarak kardeşlik coğrafyası haline getireceğiz. Bu memleket bizim, bu vatan bizim, bu bayrak bizim, bu devlet bizim. Günden 5 defa yükselen Ezan-ı Muhammedi'ler bizim. Geçmişimiz ortak, geleceği de beraber inşa edeceğiz. Milletin eşit fertleri olarak ülkemizi mamur edeceğiz.
'Türkiye Yüzyılı' ülkümüzü hep birlikte gerçekleştireceğiz. Artık eski Türkiye yok, boyun eğmek rıza göstermek yok, dayatmalara 'Eyvallah' demek yok. Eski Türkiye, eskide kaldı. Şimdi milletin tüm fertleriyle bir olan, beraber olan, sadece ülke içinde değil, ülke dışında da zulme itiraz eden bir Türkiye var.
Suriye'de mazlumun yanında dururken, bu CHP bize 'Ne işiniz var Suriye'de' dedi. Türkiye’ye sığınmış Suriyeli mazlumları zorla göndermekle tehdit etmediler mi? Sonuçta ne oldu? Sadece Suriyeli Araplar mı Türkmenler mi kazandı? Suriyeli Kürtler de kazandı. Suriyeli Kürt kardeşimin varlığı inkar ediliyordu. Kimliği yoktu, tapusu, hakkı yoktu. Şimdi inşallah hepsi teslim edilecek. Kimliğinden, pasaportuna kadar hepsi teslim edilecek. Bu zaferi unutmayın, hepimizin zaferidir. Bu Suriye halkıyla birlikte milletimizin de zaferidir. Bu zafer, kardeşliğin zaferidir. Bu zaferin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Bu zaferin terörle kirletilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu zaferin emperyalist güçler ve içimizdeki uzantıları tarafından lekelenmesine rıza göstermeyeceğiz. Irak'ta ve Suriye'de terör bittiğinde bu coğrafyanın yüzü, bir başka gülecek. Diyarbakır'dan, terör örgütleriyle de terör örgütlerinin uzantısı yapılarla arasına mesafe koyarak bu sürece destek olmasını bekliyorum. Kongremiz inşallah bu yolda atılmış bir adım olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'la sadece son 22 yılda 766 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarını anlattı.
Erdoğan, “100 yataklı Diyarbakır Şehir Hastanemizi 2027 içerisinde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Ayrıca Yenişehir ilçemize ikinci bir 1400 yataklı Şehir Hastanesi yapacağımızın müjdesini buradan veriyorum. 6 millet bahçesinden 5’ini tamamladık. Hani Millet Bahçemizin ise yapımında sona geliyoruz. Diyarbakır'ın 232 kilometre uzunluğundaki bütün demir yolu ağını yeniledik. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'nin iltisak hattı yaparak demir yolu ağına başladık. Diyarbakır'ı saate 200 kilometre hızla Elazığ'a bağlayacak, Elazığ-Diyarbakır Hızlı Demir yolu Projesi'nin etüt çalışmaları devam ediyor. İnşallah bundan sonra da aşkla, şevkle Diyarbakır'a hizmet edeceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Diyarbakır Havalimanı'na geçerek, kentten ayrıldı. (İLKHA)