Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’u vefatının 88'inci yıl dönümünde andı.
Erdoğan, "İstiklal Marşı gibi abidevi bir şiirle milletimizin şahsiyetini ve haysiyetini ebedîleştiren, bütün insanlığın vicdanına Safahat’ıyla tercüman olan Mehmet Akif Ersoy’u vefatının 88'inci yıl dönümünde rahmetle, minnetle yâd ediyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı şu şekilde:
63 yıllık çileli hayatının çoğu sürgünle, zorlukla ve mücadeleyle geçen merhum Akif; yaşantısıyla, duruşuyla, dirayetli kişiliği, derin ilmi ve örnek ahlakıyla İstiklal Şairi sıfatını ziyadesiyle hak eden abidevi bir karakterdir. İnandığı gibi yaşamaktan, yaşadığı gibi yazmaktan hiç vazgeçmedi. Hayatını şiirine, şiirini de hayatına nakşetmiş büyük bir usta olan Akif’te olmayan hiçbir duygu onun eserlerine girmemiş, gönül imbiğinden geçirmediği hiçbir sözü sarf etmemiştir. Mehmet Akif Ersoy, kalemiyle doğruluk ve cesaret timsaliydi. İnandığı değerler uğrunda bedel ödemekten asla çekinmeyen Mehmet Akif Ersoy, hissiyatıyla birlikte milletin hayallerine de tercüman olmuştur. Merhum Akif, varlık-yokluk mücadelemizin ruhunu ve fikrî cephesini inşa eden en önemli münevverlerimizdendir. Ebedî âleme irtihalinin yıl dönümünde Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u hürmet, rahmet ve minnetle yâd ediyor, vatandaşlarımızı en kalbî duygularımla selamlıyorum.
İstiklal Marşı gibi abidevi bir şiirle milletimizin şahsiyetini ve haysiyetini ebedîleştiren, bütün insanlığın vicdanına Safahat’ıyla tercüman olan Mehmet Akif Ersoy’u vefatının 88'inci yıl dönümünde rahmetle, minnetle yâd ediyorum.… pic.twitter.com/UKiBUU77oz
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) December 27, 2024
Mehmet Akif Ersoy (1873–1936), Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biri olup, aynı zamanda İstiklal Marşı'nın yazarıdır. "İstiklal Şairi" unvanı, onun bu marşı yazmasıyla ölümsüzleşmiştir. Mehmet Akif, yalnızca bir şair değil, aynı zamanda bir düşünür, eğitimci ve toplumsal reformisttir.
Mehmet Akif, 1873 yılında İstanbul'un Fatih ilçesinde doğdu. Babası, İstanbul'da bir cami imamı olan Tahir Efendi, Akif'e dini ve edebi dersler verdi. Akif, ilk öğrenimini medresede tamamladıktan sonra, İstanbul'da Mekteb-i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi) ve ardından veterinerlik okulunda eğitim aldı. Hem dini hem de modern eğitimi benimseyen Akif, bu dönemde hem Batı edebiyatını hem de Osmanlı kültürünü öğrenme fırsatı buldu.
Mehmet Akif, edebiyat hayatına şiirle başlamış ve edebi kariyerinde Tanzimat ve Servet-i Fünun topluluklarının etkisiyle Batı edebiyatına olan ilgisini de derinleştirmiştir. Ancak onun şiirleri, yalnızca sanat için sanat anlayışını değil, aynı zamanda toplumun sorunlarına duyduğu derin ilgiyi de yansıtmaktadır.
Akif'in en ünlü eseri, **"İstiklal Marşı"**dır. 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılan bir yarışmada, Akif'in yazdığı marş kabul edilerek Türkiye Cumhuriyeti'nin milli marşı oldu. Bu marş, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini, vatan sevgisini ve özgürlüğü simgeler.
Mehmet Akif, dönemin Osmanlı İmparatorluğu'nda ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'nde, toplumsal sorunlarla ilgilenen, güçlü bir siyasi ve toplumsal duruş sergileyen bir kişiydi. Özellikle I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında aktif bir şekilde halkı desteklemiş, milletin bağımsızlık mücadelesine katkıda bulunmuştur.
Ancak Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Akif, rejimin bazı politikalarına karşı duruşunu sürdürdü. Özellikle, laikleşme politikaları ve halkın geleneksel değerlerine yönelik yapılan değişiklikler, Akif'in rahatsız olduğu konulardı. Bu yüzden Akif, 1926'da İstanbul'dan ayrılarak Mısır'a göç etti. Mısır'da sürgün hayatı yaşamış ve burada, halkın dini değerlerine verdiği önemi anlatan eserler yazmıştır.
Mehmet Akif, Mısır'da geçirdiği yıllarda Türk milletinin sıkıntılarını düşündü, ancak zamanla yalnızlık ve vatan hasretiyle mücadele etti. Son yıllarında İstanbul'a geri dönmeyi planlasa da, 1936 yılında İstanbul'a dönemeden, Mısır'ın Kairi şehrinde vefat etti. Cenazesi, İstanbul'a getirilip, Fatih Camii'nde toprağa verilmiştir.
Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu yıllarının önemli entelektüel figürlerinden biri olarak, özellikle milli kimlik, bağımsızlık ve özgürlük temalarını işlediği şiirleriyle Türk edebiyatında derin izler bırakmıştır. İstiklal Marşı'nın yazarı olarak, Türk milletinin milli bilincinin sembolü haline gelmiştir.
Akif, sadece bir şair değil, aynı zamanda ahlaki ve dini değerleri savunan, toplumsal adalet için mücadele eden bir liderdi.