TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Sn. Derya Yanık, Çin’in sözde “Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi” olarak adlandırdığı Doğu Türkistan’da uyguladığı sistematik insan hakları ihlallerine dikkat çekti. BM raporlarıyla ortaya konan zorla yerinden etme ve asimilasyon süreçlerinin hala devam ettiğini vurgulayan Yanık, bu ihlallerin son bulması için uluslararası toplumu göreve çağırdı.

Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, AK Parti Osmaniye Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Sn. Derya Yanık, dünyadaki Müslüman ülkelerdeki insan hakları ihlalleri ve artan İslamofobiye ilişkin açıklamalarda bulundu.

UYGUR RAPORUNA ATIFTA BULUNDU

Yanık, Hindistan ve Pakistan sınırında 1947'den beri devam eden Keşmir sorununun, Myanmar’daki Arakanlı Müslümanlar ve Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlallerinin sürdüğüne dikkat çekti. Özellikle Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Konseyi tarafından 2022’de açıklanan Uygur Raporu’na atıfta bulunan Yanık, Çin’in bölgede sistematik bir asimilasyon ve demografik dönüşüm gerçekleştirdiğini vurguladı.

Yanık, Uygur Türklerinin yerinden edilmesi, cezalandırma amacıyla hapsedilmeleri, üreme ve seyahat haklarının ihlal edilmesi gibi ağır insan hakları ihlallerinin devam ettiğini belirtti. Ayrıca, bölgenin demografik yapısının 1970’lerden bu yana büyük ölçüde değiştiğini, Uygur Türklerinin nüfus oranının yüzde 80’den yüzde 40’a düştüğünü ifade eden Yanık, bu sürecin sistematik bir demografik dönüşüm olduğunu söyledi.

AA muhabirine konuşan Sn. Derya Yanık şunları söyledi; "BM insan hakları yüksek komiserliğinin açıkladığı raporlarından bahsediyorum, bizim kişisel görüşlerimiz veya ileri sürülen herhangi bir görüşten bahsetmiyorum. Raporun somut sonuçları itibarıyla Uygur Özerk Bölgesinde zorla yerinden etmenin yaygın olarak kullanıldığı, cezalandırma yöntemi olarak hapse atma, insanların üreme ve aile olma hakkının engellendiği, seyahat hakkının elinden alındığı, yani Çin’den dışarıya Çin’e seyahatin adeta bir cezalandırma sebebine dönüştüğü, din ve vicdan özgürlüğü ile alakalı sorunlardan bahsediyoruz. Geçen iki yıl içerisinde hiçbir değişiklik olmadı ve şikayetler devam ediyor. Uygur Özerk Bölgesi’nde demografik yapı da yıllar içinde çok değişti. 1970’lerde nüfusunun yüzde 80’e yakını Müslüman Uygur Türklerken, günümüzde nüfus %40 Müslüman Uygur Türkleri, %40 ise Han Çinlilerinden oluşmakta. Sistematik bir demografik dönüşüm olduğunu, insanların yerinden edildiğini görüyoruz."