9738,92%0,24
35,50% 0,05
36,64% 0,15
3060,83% 0,26
4876,78% 0,00
CKD Genel Başkanı Tülin Oygür ‘Aile Yılı’ desteklerini değerlendirdi: Devlet değil zengin akraba yardımı gibi!
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Aile Yılı” kapsamında açıkladığı teşvikleri değerlendirdi. “Cılız ve çözüm getirmeyecek tedbirler” diyen Oygür, gençlerin en büyük sorununun “önünü görememek” olduğunu anlattı.
Galatasaray'dan TFF'ye: İstifa edin
0:02 / 0:07
Detaylar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğum yardımının arttığını, evlenenlere faizsiz kredinin 81 ilde uygulanacağını duyurdu. CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, açıklamaları Aydınlık’a değerlendirdi. 2016’dan beri doğurganlık hızının nüfusa göre azaldığına dikkat çekti.
Oygür, “Açıklanan paketi genel okuyunca devletin politikası değil de geniş bir sülalede zengin bir ailenin yardımı olarak gördüm. Devlet ciddiyeti görmedim. Siz evlenin şunu bunu ben alacağım der gibi… Bu çok yanlış. Hiçbir şeyi de düzeltmez.” dedi.
Genç nüfusun işsizlik sorununa dikkat çeken Oygür, “Önünde koca hayat olan genç bir nüfus var. Üretken bir nüfus var. Bunların gelecek kaygısı var. İşsizlik çok yaygın. 10 milyonu aşıyor bunun yüzde 25’i de genç! Bunları ‘sizin üçüncü çocuğa 5 bin lira vereceğim’ diyerek nasıl aşacaksınız.” dedi.
Oygür, gençlerin önünü göremediğini belirterek, “Türkiye’de üretim olması gereken düzeyde değil, enflasyon düşürülemiyor. Önünü göremiyor gençler… Evlense nasıl bu evliliği idame ettirecek, nasıl çocuk büyütecek… Bu ülkenin ihtiyacı üretim ekonomisine geçmek. Üretim ve istihdamı artırmak lazım.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın bahsettiği, ‘kadın için esnek çalışma modeli’ne de karşı olduklarını dile getiren Oygür, şöyle sürdürdü: “Kadının esnek çalışma hayatı demek, çalışıyor gibi görünmesi ama çalışmaması demek. Bu modele karşıyız ama geçiş döneminde bu mekanizma olur. Sadece bunu bir çalışma modeli olarak kadının önüne koyamazsınız. Çalışma hayatının kendi iç disiplini vardır. Kadını eve sokmak çözüm değil. Esas yapılması gereken kadın istihdamını artırmak, teşvik etmek, kreşi de artırmak.”
Oygür, kreş sayısının artırılması gerektiğini, bunun hükûmet tarafından da dile getirildiğini ancak bir yol alınmadığını söyledi: “Kreş sayısını artıracaklarını söylüyorlar ancak hep söylüyorlar! Hiçbir ülkede kreş bu denli sorun halinde değildir. Zaten maaş hiçbir şeye yetmiyor… Devlet kurumları kendi bünyelerinde kreş açmalı. Özel sektöre de parmak sallaması lazım kreş açacaksın diye.”
Oygür anneye 6 ay doğum izni verilmesi ve çocuk 2 yaşına gelene kadar da anne ve babanın paylaşımlı olarak izin yapması gerektiğini anlattı. Babaların da evlatlarını sahiplendiğinden bahseden Oygür, “Artık çocuğu anne ile yapıştırmak doğru değil. Genç babalar uyandı. Evlatlarını çok güzel sahipleniyor. Helal olsun o babalara. Çocuk bakımını anne ve baba birlikte hesaplayarak çözmek lazım.” dedi.
Oygür bir başka aşama olarak eğitimde yapılması gereken düzenlemeleri anlattı: “Milli eğitimde ciddi devrim yaratmak gerekiyor. Eğer doğurganlık hızını artıracaksak üretim, istihdam ve kreş gibi tedbirler dışına kültür seferberliği düzenlenmeli. MEB’in ÇEDES’i bırakıp Türk kültürünü yaymak için uğraşması lazım.”
Oygür, medyanın da etkisine işaret ederek yaptıkları, “Kadına Yönelik Şiddet ve Medya” başlıklı çalışmadan bahsetti. “Devletin ayağına sıkan medya olur mu. Örf adete aykırı ne kadar şey varsa televizyonlarda karşımızda.” uyarısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “LGBT'nin 'koçbaşı' olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir.” sözleri dikkat çekti.
Tülin Oygür, LGBT’ye karşı sadece Erdoğan’ın sesini çıkarttığına vurgu yaptı:
“LGBT’ye karşı sadece Cumhurbaşkanı konuşuyor. LGBT cinsiyetsizleştirme dayatmasıdır. Bunu toplum anladı. Sen bunun kanununu çıkartmazsan doğal olmayan cinsiyet ve cinsel ilişkileri yasayla engellemezsen daha çok uğraşırız. Vatan Partisi ve CKD tarafından Meclis’e bu yasanın örneği sunuldu. Hani yok! Bir tek Cumhurbaşkanı bunu söylüyor. Ayak sürüyorlar. Tepkilerden korkuyorlar, en doğru bildiğini bile yapamıyor. Bu Türkiye’nin menfaatinedir.”