Dursun ÖNKUZU
Bundan 54 yıl önce 23 Kasım 1970 tarihinde yaşanan bu vahim olay ve yaşanan süreç,
Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi Dursun ÖNKUZU'YU önce kaçırarak hapsetmişler sonra bilahare feci şekilde dövmüşlerdir.
Bununla da yetinmeyen sanıklar bir bıçakla Dursun Önkuzu'nun bilek damarlarını kesmişler, ağzına lastik hortum takarak pompayla şişirmek suretiyle vahşiyane bir şekilde öldürüp 3.Kattaki odanın penceresinden atmışlardır"
Dursun ÖNKUZU'YU katledenlere ne oldu merak eden vardır elbette!
Bu davaya Tuğgeneral ALİ ELVERDİ baktı.
Hani şu Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarının davasına bakan hakim…
Savcısı ise Hâkim Hava Kıdemli Yüzbaşı Askeri Savcı ALİ HÜNER idi.
Yargılama DEV-GENÇ davası ile birleştirildi.
Askeri Savcı Hukuk Tarihine geçecek mütalaasında şöyle diyordu:
"Dursun ÖNKUZUYU sorguya çekip tehdit eden sanıklar, polisin gelmesiyle telaşa kapılmışlar, gerek yapılan hazırlık tahkikatında, gerekse son tahkikatta dinlenen tanık beyanlarından kat'i olarak Önkuzu'nun sanıklar tarafından pencereden atıldığı yolunda bir beyanda bulunulmamış, sadece maktulün pencereden düşerken ve düştükten sonra görüldüğü tanıklarca beyan edilmiştir. Maktulün sanıklarca pencereden atıldığını gören ya da beyan eden her hangi bir şahit yoktur. Dursun Önkuzu sanıklar tarafından pencereden atılarak öldürülmüş müdür? Dursun Önkuzu kendisini pencereden atmış mıdır? Bu iki husus yapılan bütün tahkikatlar boyunca açıklığa ve aydınlığa kavuşturulamamıştır. Soruşturmada Önkuzu'nun sanıklarca pencereden atılarak öldürüldüğüne dair kesin, mukni bir delile rastlanılmamış olması nedeniyle sanıklara isnat edilen Dursun ÖNKUZU'YU öldürme fiili tekevvün ve teşekkül etmemiştir"
Öyle ya Ali Başpınar'ın ve diğer sanıkların ifadeleri yeterli delil değildir.
Bu kadar süre bir insana işkence yaptıkları, ciğerlerine bisiklet pompası ile hava basacak kadar canileştikleri kabul edilenlerin ÖNKUZU'YU camdan atarak ölümüne sebebiyet verdikleri konusunda ikna edici delil olmadığını söyleyen bir anlayış en nazik ifadesi ile vicdan yoksunudur. Bu mütalaa bir hukuk ayıbı olarak tarihe geçmiştir.
Peki, yargılama sonunda ne oldu?
Dev-Genç Sanıklardan bir kısmının aldığı cezalar şu şekilde:
Örgüt üyeliğinden,
Mehmet ALİ KABAKOĞLU 20 YIL
Adnan ALTIPARMAK 20 YIL
SABRİ UYAR 20 YIL
MEHMET ÖZDEMİR 20 YIL
SABRİ UÇAR 8 YIL 4 AY
ŞEFİK ŞENEL 13 YIL 4 AY
AKİF ATASAYAR 13 YIL 4 AY
CEM UYAR 12 YIL
ALİ BAŞPINAR 10 YIL
FİKRİ AYTAN 10 YIL
FERİDUN TAMİRER 12 YIL
Kararın verildiği tarihten kısa bir süre sonra Mayıs 1974 tarihinde GENEL AF çıktığını da belirtmekte yarar var.
"Allah Yolunda Ölenlere, Ölüler Demeyin. Bilakis Onlar Diridirler. Ama Siz Anlamazsınız."
( Bakara Suresi : 154 ).
""Ey Şehit Oğlu Şehit, İsteme Benden Makber, Sana Ağuşunu Açmış Duruyor Peygamber"...
Mehmet Akif ERSOY" ...
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Gökalp Şentürk
TOYŞAD